Akşener’den Erdoğan’a sert çıkış: ‘Bu karar, bir sermaye kontrolüdür’

Akşener’den Erdoğan’a sert çıkış: ‘Bu karar, bir sermaye kontrolüdür’
29 Haziran 2022 10:46

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.

 

 

Akşener’in konuşmasından öne çıkan satırlar şu şekilde:

 

 

“Biliyorsunuz dün gece, Ak Parti iktidarının, İsveç ve Finlandiya’nın, NATO üyelik başvurusuna yönelik çekincelerini, geri çektiğini ve üyeliklerine destek vereceğini öğrendik. 25 Mayıs’ta, yani bundan bir ay önce, ülkemizin bu konuda iki önceliği olduğunu söylemiştik. Bunlardan birincisi, Putin Rusya’sının, saldırgan dış politikasına karşı, NATO ittifakını, olabildiğince güçlendirmekti. İkinci önceliğimiz ise, PKK’nın Avrupa topraklarından, topyekün, bütün unsurlarıyla silinip atılmasıydı. Ne var ki, dün gece varılan mutabakatın, maalesef, bu çok temel konulardaki beklentilerimizi karşılamaktan, oldukça uzak olduğu gözüküyor.

PKK’nın, İsveç ve Finlandiya tarafından, terör örgütü olarak tanınması, yeni bir durum değil. Önemli olan, PKK’nın, bu iki ülkedeki varlığına son verecek, somut eylemlerin görülmesiydi. Dolayısıyla, iktidarın, İsveç ve Finlandiya nezdinde, herhangi bir somut gelişme olmaksızın attığı bu imza, maalesef, ülkemizin çıkarlarıyla bağdaşmayan bir tavizdir. Çünkü, mutabakat metnine göre, verilen sözlerin tutulması için oluşturulacak, üçlü mekanizma, İsveç ve Finlandiya, NATO üyesi olduktan sonra devreye girecek. Yani, bu mekanizmanın, işlememesi durumunda, Türkiye, elindeki NATO kartını kaybetmiş bir biçimde, itirazlarını sürdürmek ve haklı davasını anlatacak, muhatap aramak zorunda kalacak. Nitekim böyle durumlara, daha önce Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının imza attığı, başka mutabakatlarda da şahit olduk. Dolayısıyla, her ne kadar Sayın Erdoğan ve arkadaşları açısından, aldanmak ve aldatılmak, sıradan alışkanlıklar olsa da, bu durum, Türk Milleti için kabul edilebilir değildir.”

 

 

“İkinci konu ise, ülkemizin, PKK ile YPG/PYD arasında kurduğu ilişkinin, mutabakat metninde, özenle birbirinden ayrıştırılmış olmasıdır. Türkiye’nin devlet politikası, YPG, PYD ve PKK’nın, bir ve aynı şey olduğu, yani aynı zehirli ağacın dalları olduğudur. Ancak; mutabakat metninin 5’inci paragrafı, PKK’yı terör örgütü olarak görürken, YPG ve PYD, Türkiye’ye yönelik, ulusal çıkar tehdidi olarak tanımlanıyor. Üstelik, İsveç ve Finlandiya, terör örgütlerine yapılan finansal yardımları, ve militan katılımlarını denetleme sözü verirken, yine 5’inci paragrafa işaret ediliyor, PYD ve YPG, bunun dışında tutuluyor. Yani, PYD/YPG’ye yönelik mali yardımlar, mutabakat kapsamı dışında bırakılmış oluyor. Ez cümle; üst perdeden atılan kürsü diskurları, her zaman olduğu gibi, yine, müzakere masasında verilen tavizlerle, taçlandırılmış gibi gözüküyor. Ve yine, ülke çıkarlarımız açısından, son derece önemli bir fırsat, Sayın Erdoğan’ın, dış politikayı iç politikaya malzeme yapma sevdası uğruna, kaçırılmış gözüküyor. İYİ Parti olarak, süreci takip etmeye devam edeceğiz. Mutabakat masasında atılan geri adımın, Sayın Erdoğan ile Joe Biden arasındaki görüşme bağlamındaki yansımalarını da, ayrıca değerlendireceğiz.

 

 

Aziz milletim; dış politikadaki bu üstün performansının yanında, öngörü abidesi, büyük ekonomist Sayın Erdoğan, inatla kafasının dikine gidip, yaptığı hataları da bir türlü kabullenmeyerek, ülkemizdeki ekonomik krizi, daha da derinleştirmeye devam ediyor. Bizzat kendisinin hazırlatıp, Meclis’e gönderdiği bütçe Kanunu, 2022 yılında; enflasyonun yüzde 9,8, dolar kurunun da, 9 lira 27 kuruş olmasını öngörüyordu. Yüzde 9,8 olarak öngörülen enflasyon, bugün, TÜİK rakamlarıyla bile, yüzde 73 buçuğu buldu. Dolar kuru ise, 17 liraya dayandı.

 

 

Şu öngörü yeteneğine bir bakar mısınız?… Bunlara öngörü değil, ancak dilek diyebiliriz. Belli ki Bay Kriz, geceleri yatmadan günlüğüne yazması gereken dileklerini, Bütçe Kanunu’na yazmış…

Dünyanın hiçbir yerinde; fnflasyon tahmini, 70 puan, kur tahmini ise, yüzde 100 oranında sapan, ne bir ülke, ne de bir yönetim görmeniz mümkün değildir. Ama böyle bir rezalete imza atmak; giderayak Bay Kriz’e nasip oldu… Nitekim, bu öngörüsüzlüğün sonucu olarak da, iflasını açıklayan Ak Parti iktidarı, ek bütçe istemek zorunda kaldı. Ek bütçe kanun teklifinde; 2022 yılı için, 1 trilyon 751 milyar lira olarak, kanunlaşan Merkezi Yönetim Bütçesi giderlerine, 1 trilyon 80 milyar lira ödenek ilavesi isteniyor. Yani, ilave edilen ödeneğin, başlangıç bütçesine oranı, yüzde 62. Yani, aynı enflasyon ve kur tahminlerinde olduğu gibi, Bay Kriz’in bütçesinde de, olağanüstü bir öngörü başarısı, yüzde 62’lik bir sapma var. Bu kadar büyük bir sapma, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez oluyor.”