Akşener’den Erdoğan’a Abdulhamit Han yanıtı: Tarihi bir türlü öğrenemiyor, çünkü okumayı hiç sevmiyor

Akşener’den Erdoğan’a Abdulhamit Han yanıtı: Tarihi bir türlü öğrenemiyor, çünkü okumayı hiç sevmiyor
25 Mayıs 2022 11:06

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu

 
Akşener’in açıklamasından satır başları şöyle:

 

 

“Geçen hafta sporun branşlarında alınan başarılarla gururlandık. Emeği geçen tüm sporcularımızı ve kadrolarımızı kutluyorum.

Bu haftaya acı bir haber ile başladık. Pençe-Kilit’te 5 evladımızı şehir verdik. Ailelerimize başsağlığı diliyorum…Allah milletimizin güvenliği için göğsünü siper eden Mehmetçiklerimizi korusun.

Geçen hafta sonundan beri Sayın Erdoğan ve arkadaşlarını Abdulhamit Han üzerinden yaygara tufanı almış gidiyor. Hakaretlerin, nefret şovlarının biri bin para. Şanlı tarihimize sahip çıkmanın da, tarihimizden ilham alarak yol yürümenin de tarihe atıf yaparak siyaset dersi vermenin de yolu tarihi öğrenmekten geçer. Tarih, keşke Yunan galip gelseydi diyen meczupların hezeyanlarından, yalan yanlış danışman notlarından, dizi sahnelerinden öğrenilmez. Tarih okuyarak öğrenilir. Sayın Erdoğan bu yüzden bir türlü tarihi öğrenemiyor, çünkü kendisi okumayı hiç sevmiyor. Eline tutuşturulan notlardan ötesini görmüyor.

 

 

Biz tarihe onun gibi kişiler ve kavgalar üzerinden bakmıyoruz; değerler, sistemler, sonuçlar üzerinden bakıyoruz. Biz, Abdulhamit Han ile değil, o günün şartlarındaki demokrasi rüzgarıyla öğreniyoruz. Biz tarihin her döneminde milletimizin istibdata koyduğu tavırla ilgileniyoruz. Tek adamlığa giden her yolu kesen milli irade ile ilgileniyoruz. Sayın Erdoğan, istibdat dönemi ile günümüz arasındaki benzerlikleri dile getirmemden rahatsız oldu. Abdulhamit Han’ı kendisine benzetmemi hakaret olarak algıladı. Yani Sayın Erdoğan’ı Abdulhamit Han’a benzetmek rahmetliye hakaretmiş… Haklı olabilir mi acaba? Sayın Erdoğan için rehber kabul ettiği, rol model aldığı ama nasıl vefat ettiğini bile bilmediği Abdulhamit Han’ı kendisine benzetmek hakaretmiş. Biz istibdata karşı koyan ruhtan değil, Erdoğan’a benzetirken Abdulhamit Han’a hakaret etmişiz. Arkadaş en azından kendisinin farkında.

 

İstibdat bir olgudur, tarihsel bir hakikattir. Sayın Erdoğan için istibdatın kendisi değil, kimin maruz kaldığı, kimin uyguladığı daha önemli. Kabileci zihniyet böyledir, kendi uyguladığı istibdatı umursamaz, kendi maruz kalınca avaz avaz bağırır. Ya karşısındır ya yanındasındır. İstibdata karşıysan söz Abdulhamit Han’a gelir. 1912’deki sopalı seçimlere de, 46’daki sandık baskısına da askeri vesayete de karşı olursun 27 Mayıs darbesine de. 12 Mart’a da 12 Eylül’e de…1909’daki darbe teşebbüsüne de karşı durursun, 15 Temmuz’dakine de. Yassıada mahkemelerindeki adaletsizliğe da isyan edersin, tweet atan gençlerin Silivri’ye yollanmasına da. 28 Şubat ile de, Sayın Erdoğan’ın partili istibdat rejimi ile de mücadele edersin. Hadi Atatürk’e zaten yabancısın, bizatihi edilen hakaretleri; anasına edilen iftira ve hakaretleri ve onları sarayda ağırlayan bir iradeyi yok saydık, hiç üzerinde konuşulmadı ama en azından Namık Kemal’i, Ziya Gökalp’i bilmen gerekir. Mehmet Akif’i, Kazım Karabekir’i, Fevzi Çakmak’ı hatırlaman gerekir…

Sayın Erdoğan için tarihimizin, ecdadımızın kendi iktidarını korumaya hizmet ettiği sürece önemli olduğunu biliyoruz.

 
Haddi kim bilecekmiş, milletin tokatını kim yiyecekmiş birlikte göreceğiz. Sayın Erdoğan’ı uyarıyorum; bu saatten sonra milletim beni affetsin, ortağım beni kandırdı edebiyatını kimse yemez. Yenilgiyi şimdiden sindirmeye başlasan iyi edersin muhterem, sandıkta başına gelecek hazin sonu görmemize az kaldı. Artık nafile, özgürlük, demokrasi diye diye geldin. 1909’un intikamı peşine düştün. Zenginlik, kalkınma dedin; 21. yüzyılın Duyunu Umumiye’si oldun. Sen kendini parçalasan da nutuklar atsan da bizler, bizden öncekiler gibi istibdata dur demeye devam edeceğiz, söz milletindir diyeceğiz. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet diyeceğiz.

İsveç ve Finlandiya, Rusya’ya karşı caydırıcılık elde etmek için NATO’ya başvurdular. Türkiye’nin de onayına ihtiyaç var. Ülkemizin şimdiye kadar Batılı ülkelere gösterdiği iyi niyet defalarca suistimal edildi.