AKP’nin Türk milletini dincileştirip Araplaştırarak köleleştirme operasyonu

AKP’nin Türk milletini dincileştirip Araplaştırarak köleleştirme operasyonu
16 Ocak 2019 11:35

16 yıldır iktidarda bulunan AKP çok sistemli olarak tek adam rejimine hızla yol alırken bunu başarmak için Türk milletini dincileştirip Araplaştırarak köleleştirme operasyonunu ustalıkla yürütmekte ve bu uğurda halkın aç, işsiz kalması pahasına devasa bütçeler ayırmaktadır.

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

Neden ikisini atbaşı yürütmektedir?

 

 

Tek adam rejimi olan diktatörlüğe halkı dincileştirmeksizin ulaşılamayacağını çok iyi biliyorlar.

 

 

Dincilik akıl ve bilim dışına çıkılmaktır, özgür düşünceden yoksun kalmaktır.

 

 

Dincilik sorgulamayı yasaklar, kayıtsız koşulsuz inanmayı ve itaat etmeği emreder

 

 

Dincilikte ibadet ritüelleri Tanrı’ya kulluk etme bahanesi ile halkı zorbalara itaat etmeğe ruhsal ve bedensel olarak yönlendirirken onları en kallavi şekilde köleleştirir.

 

 

Köleleşen toplumlarda tek adama taparcasına sürüler halinde arkasından yürüme artık otomatik hale gelir.

 

 

Böylece diktatörler çok kolayca egemenliğini sürdürür ve bu egemenliği sülalesine aktararak krallık rejimine geçer.

 

 

Bu makalede söz konusu olan Türk insanının önce dincileştirilip, sonra buna bağlı olarak Araplaştırılarak, zincirin son halkası olarak köleleştirilmesidir.

 

 

Dincileştirme-Araplaştırma-köleleştirme operasyonu Türk milletinin boynuna zorla geçirilmiş bir kementtir.

 

 

Bakın nasıl?

 

 

Öncelikle bugün halka yedirilen İslam’ın Hz.Muhammed tarafından getirilen gerçek İslam olup olmadığını ortaya koymamız gerekmektedir.

 

 

Hz.Muhammed İslam öncesi cahiliye dönemine meydan okuyarak devrim niteliğinde ilahi mesajları ortaya koymuşken, Emeviler döneminden başlamak üzere sonradan gelenler 7.Yüzyıl ve öncesi Arap cahiliye gelenek ve yaşayış tarzlarını İslam diye insanlara yutturmuşlardır.

 

 

Bunu yaparken iki amaçları vardı, bunlardan biri Arapçılığı din yoluyla yayarak ırkçılık yapmak, diğeri ise insanları uyduruk ibadetlerle zekalarını törpüleyerek meşgul edip köleleştirerek kendileri rahatça devleti yönetsinler diye.

 

 

Emevi sultanları başta Muaviye olmak üzere oğlu Yezid asla Müslüman olmadılar fakat öyle göründüler.

 

 

Muaviye Hz.Muhammed’in yeğeni ve damadı Hz.Ali ile savaşmış, halifeliği elinden almış, oğlu Yezid ise Müslümanlarla savaşmış, sahabeleri katletmiş, Hz.Hasan ve Hüseyin’i katletmiştir.

 

 

Yezid gönderdiği orduyla 684 yılında mancılıklarla Kabe’yi yerle bir etti, sonra tekrar yapıldı.

 

 

Yine Emevi sultanı gönderdiği Haccac komutasındaki ordu ile bir daha yıktırdı.

 

 

Bu önemli bilgileri ortaya koymamızdaki neden Emevilerin Hz.Muhammed’in getirdiği gerçek İslam’a inanmadıklarını ve kendi kafalarına göre din uydurarak Arap gelenek ve yaşam tarzlarını yaydıklarını ortaya koymak içindir.

 

 

Şimdi bu bağlamda olmak üzere bugün İslam diye sunulan ritüellerin Arap gelenek ve adetleri olduğu, putperest Arapların inanç nakışlarını öbek öbek taşıdığını çok net ortaya koyabiliriz.

 

 

Hatta çok genel bir bilgiyi ortaya koyalım ki, bugün İslam diye sunulan din cahiliye dönemi Arapların dinsel inançları ile tıpa tıp örtüşmektedir.

 

 

Cahiliye Arapları da imanın 6 şartı olan Allah, kitaplar, melekler, ahiret, hayır ve şerrin Allah’tan geldiği, önceki peygamberlere iman umdelerine inanıyorlardı.

 

 

Yine İslam’ın 5 şart olarak gösterilen namazı kılıyorlar, orucu tutuyorlar, hac yapıyorlar, zekat veriyorlar, Allah’ın varlığını kabul ediyorlardı.

 

 

Bugünkü İslam öğretisinde ne varsa inanç ve ibadet ritüelleri olarak hepsi de onlarda vardı.

 

 

Örneğin, Cuma namazını ilk ortaya koyan ve ibadet ritüeli olarak ortaya koyan Hz.Muhammed’in büyük dedesidir.

 

 

Cinlere, şeytana inanma, gusletme, abdest alma, kadınları boşama kuralları, kölelik, cariye, ganimet, evlenme, kurban kesme vs. gibi bugün İslam’da olan ve aklınıza gelen tüm kural ve ibadetler tamamen aynıydı.

 

 

Örneğin bugün hacca gidenlerin yaptıkları tüm ritüelleri cahiliye Araplar da yapıyorlardı, Kabe’nin etrafında bugün olduğu gibi her defasında 7 defa dönüyorlardı, Hacer-ül Esved taşını aynı şekilde selamlayıp öpüyorlardı.Yine haccın şartlarından olan Safa ile Merve tepeleri arasında hızlı hızlı yürüyorlardı.

 

 

Gusletmeye ait bir örnek verelim, Bedir savaşında Ebu Sufyan yenilince yemin ederek ‘’Muhammed’i yeninceye kadar bir daha gusletmeyeceğim!’’ demiştir.

 

 

Emeviler tüm cahiliye inanış ve ritüellerini İslam diye halka yedirmiş, bunların yanında onların meşguliyetlerini artırıp kendilerinin rahat etmesi için nafile ibadetler adıyla çeşit çeşit namazlar ve oruçlar uydurmuştur.

 

 

Gerçek dindarlığın dışında ilk dincilik bu şekilde başlamıştır.

 

 

İnsanlar birer robot haline getirilerek köleleştirilmiştir.

 

 

Kendileri saraylarda yaşarken halkı cennet ve huri vaatleri, cehennem ve kabir azapları ile korkutarak mallarını talan etmişlerdir.

 

 

İslam tarihindeki dincilik olayı bu şekilde tüm İslam ülkelerine yerleşmiştir.

 

 

AKP bu şekilde tek adamlık rejimini kökleştirmek için harıl harıl çalışmaktadır.

 

 

Aslında bu dinciliğe Arap dini demek daha mantıklı olur.

 

 

Çünkü yukarıda değindiğimiz gibi Emeviler Arap geleneklerini, inançlarını, ibadet ritüellerini yerleştirerek Emevi İslamı’nı ortaya koymuştur.

 

 

Uzun yıllardır Diyanet’e ayrılan bütçe devasa boyutlara ulaşmasının nedeni Arap dinini yaygınlaştırarak Türk insanını beyninden tutsak olarak almak ve onlara istedikleri gibi hükmetmektir.

 

 

Bu işte o kadar ileri gittiler ki, bu yıl Diyanet’e ayrılan bütçe eski parayla 10,5 katrilyondur.

 

 

Diyanet paraya ve personele bir tülü doymuyor.

 

 

199’den fazla ilahiyat fakültesi açıldı ve hepsi de işe giriyor.

 

 

Bu insanlar asla üretmeyen, dincilik sosu ile Türk insanının emeklerini sövüşleyen gruptur.

 

 

Daha önce de yazdım, İslam fıkhında parayla kıldırılan namaz makbul değildir.

 

 

Türkiye’de 100 bin cami, binlerce Kuran kursu bulunmakta, manevi danışman uydurma adıyla ilahiyatçılar okullara, hastanelere, devlet kurumlarına yerleştirilmektedir.

 

 

Tüm okulları imam hatip yaptılar.

 

 

Ama bir türlü arpa boyu kadar yol alamadılar.

 

 

Şimdi de 6-13 yaş arası çocukları namaza alıştırmak için ortaya ödül koyarak camiye çekme gayretindeler.

 

 

Bunların hepsi beyhude çalışmalar.

 

 

Çünkü Emeviler dolayısıyla sundukları Arap dini yaşamın gerçekleri ile örtüşmemektedir.

 

 

Basında sık sık okuduğumuz gibi Türkiye’de deizm ve ateizm hızla yükselmektedir ve imam hatipliler arasında bu oran daha yüksek boyuttadır.

 

 

Bu çok doğru, çünkü imam hatipliler sunulan Arap dinini okullarında kitaplardan ve öğretmenlerinden öğrenirken, içinde oldukları yaşamın gerçekleri ile örtüşmediğini çok daha berrak görüyorlar.

 

 

Tabi deizm ve ateizmin Türkiye’de mesafe katetmesinde AKP iktidarının sundukları ve adına İslam dedikleri Arap dinine karşılık ülke kaynaklarını ve halkın mallarını fütursuzca talan etmeleri yatmaktadır.

 

 

Mevsimi geldiğinde saatlerin geri alınmaması Arap dinini yayarak aptallaştırmak içindir.

 

 

Yani okula gitmek için erken kalkacak ve bu arada saatine denk geldiği için çocuk ve ebeviyni sabah namazlarını kılmış olacaklar.

 

 

Bu adamlar her şeyi Arap dinine göre düşünüyorlar.

 

 

Şimdi de 6-13 yaş arasını sabah erkenden camiye taşımak istiyorlar.

 

 

Uykusunu alamayan bir çocuk beyinsel, bedensel, ruhsal gelişimini tamamlayamaz.

 

 

Büyükler de aynı travmaya uğramaktadır.

 

 

İslam coğrafyasından tek bir biliminsanı çıkmamasının, ve Arap dini yüzünden başlarına gelen felaketler sonucunda sürüler halinde uygar batı ülkelerine sığınmalarının nedeni budur.

 

 

Benim esas üzüldüğüm konu yoksul insanımızın aşından ekmeğinden kesilen paralarla boşuna harcama yapılması ve üretmeyip sadece tüketen tembel tosunların beslenmesidir.

 

 

Arap dinini asla Türk insanına yedirip köleleştiremeyecekler.

 

 

Çünkü artık internet çağında yaşıyoruz, bilhassa gençlik ve orta yaş başta olmak üzere her türlü bilgiye ve bu arada Arap dininin çelişkilerine hızla ulaşıyorlar.

 

 

Atatürk öyle kökleri sağlam ve bir sonraki kuşağa aktarılan nesil yetiştirdi ki kimse onları Arap saçmalıkları ile kandırıp köleleştiremeyecek.

 

 

Hatta Kuran kurslarında sarık ve cüppe giydirerek okuttukları çocuklar bile oradan ayrıldıktan sonra yaşamın içine daldıklarında geçmişlerini silmeye çalıştıklarını dünyanın çağdaş nimetlerini doyasıya yaşadıklarını yaptığım gözlemlerle çok yakından biliyorum, hatta öyle ki, geçmiş yılların mahrumiyetini doldurmak için çılgınca eğleniyorlar.

 

 

Saçmalıkları yutturma dönemi çoktan bitti, 1950’lerin, 1960’ların, 1970’lerin, 1980’lerin, 1990’ların Türkiye’si yok artık, bilgi yanıbaşında, aydınların sayısı artmıştır, anında internet yoluyla bilgi sunulmaktadır.

 

 

7.Yüzyıl ve öncesi Arap saçmalıkları ile halkı köleleştirmeye kalkmak zır cahilliktir.

 

 

Son olarak şunu belirteyim ki, AKP’nin emir kulu olan, yasalar dışına çıkarak üstüne vazife olmayan icraatlara girişen Diyanet’in devlet kurumu olarak geleceğin Türkiye’sinde yeri olmayacaktır.

 

 

Diyanet’in son durağı camilerden başlamak üzere cemaatlere bağlanmasıdır.

 

 

AKP boşuna kürek sallıyor.

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!