AKP'liler birbirlerini ABD'ye şikayet etmişler!

AKP'liler birbirlerini ABD'ye şikayet etmişler!
8 Şubat 2012 09:48

Akşam Gazetesi yazarlarından Serdar Akinan da wikileaks belgelerini köşesine taşıyan yazarlar kervanına katıldı:

Oda TV davasından tutuklu gazeteciler Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan cezaevinde bir kitap yazdılar. Adı: Sızıntı-Wikileaks’te ünlü Türkler
Kamuoyu bu kitabı henüz hakkıyla bilmiyor. Kitapçılarda ise tıpkı Hanefi Avcı’nın ”Haliç’te yaşayan Simonlar”ı gibi kolaylıkla bulunamıyor. Kitaptaki kimi iddialar aslında gündemi fazlasıyla sarstı. Mesela meşhur Dolmabahçe görüşmesi… İddialar konuşuluyor ama kitaptan bahseden pek yok. Wikileaks belgelerini hatırlarsanız Taraf yayınlamıştı. Aslında kitaba kaynak olan belgelerin tamamı gazetenin yayınladığı kriptolardan oluşuyor.

Mesela Abdullah Gül’ün 2002 yılında bir elçilik görevlisiyle yaptığı konuşmaya ilişkin şöyle bir cümle var. ‘Erdoğan’a sadık ama kendi ihtirasları var. Bizimle konuşurken kaba saba bir adam olan Erdoğan’a tabi olmaktan duyduğu rahatsızlığı yansıttı.”
2001 sonrası Amerikalılarla yapılan görüşmelerde AK Parti’nin hemen hemen tüm kilit isimleri adeta birbirlerini şikayet etmişler. Wikileaks belgeleri doğruysa Amerikan elçiliğinin adeta bir ‘üst makam’ haline geldiği ortaya çıkıyor.

Nimet Çubukçu’nun elçilikten bakanlık talebi

Kimler yok ki bu kriptolarda bakan olmak için talepte bulunan Nimet Çubukçu… Ömer Dinçer’i, Abdullah Gül’ü, Ahmet Davutoğlu’nu, Cüneyt Zapsu’yu, Egemen Bağış’ı, Ömer Çelik’i, Mücahit Arslan’ı şikayet eden bir Vecdi Gönül…
Askere ilişkin notlar da çarşaf çarşaf… Bu kriptoları yazan Büyükelçi, Washington’a geçtiği gizli raporunda aynen şöyle diyor:

Hilmi Özkök ABD’ye sadık

‘(Türk generaller) Tayyip Erdoğan’ın davranışlarından büyük rahatsızlık duyuyorlar. Erdoğan bizim güçlü bir müttefikimizdir. Generallerin bu tutumu, ABD çıkarlarının korunması açısından engelleyicidir. Hilmi Özkök’ün sadakatli (ABD’ye sadık) duruşu sahiplenilmelidir.
Muhalif generaller Hilmi Özkök’ün çizgisine itiraz ediyorlar.

ABD karşıtı generaller şimdi içerdeler

Erdoğan, kendisine (ABD tarafından) desteğin devamı halinde, ABD’nin bir müttefiki olarak Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere Türk hava sahasını, kara ve demiryolları ile Mersin ve İskenderun limanlarını kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir. Ancak (ABD olarak) Türk Ordusu’ndaki üst düzey subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz.
ABD çıkarlarına karşı çıkan Aytaç Yalman, Şener Eruygur, Çetin Doğan, Hurşit Tolon, Fevzi Türkeri, Tuncer Kılınç ve Yaşar Büyükanıt, Hilmi Özkök’ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi, her an muhtıra verebilirler.”

Ancak, aynı belgenin çok önemli bir bölümü şöyle:
‘Bu bakımdan değerlendirildiğinde, (AKP’ye hizmet verecek) güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu konu Recep Erdoğan’la da paylaşılmış olup, gereği için olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve yapılacağı teyidi (doğrulaması) alınmıştır.”
Sızıntı adlı kitapta bence çok çarpıcı bir şey daha var. 24 Kasım 2008 tarihli polis brifingin kriptosu, 19 Mart 2011 günü Taraf gazetesinde de yayınlanıyor. Ama gazetenin editoryal kadrosu bu kriptoyu eksik yayınlıyor.
Bu detaya bir sonraki yazımda yer vereceğim.

Akşam Gazetesi yazarlarından Serdar Akinan da wikileaks belgelerini köşesine taşıyan yazarlar kervanına katıldı:

 

Oda TV davasından tutuklu gazeteciler Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan cezaevinde bir kitap yazdılar. Adı: Sızıntı-Wikileaks’te ünlü Türkler

Kamuoyu bu kitabı henüz hakkıyla bilmiyor. Kitapçılarda ise tıpkı Hanefi Avcı’nın ”Haliç’te yaşayan Simonlar”ı gibi kolaylıkla bulunamıyor. Kitaptaki kimi iddialar aslında gündemi fazlasıyla sarstı. Mesela meşhur Dolmabahçe görüşmesi… İddialar konuşuluyor ama kitaptan bahseden pek yok. Wikileaks belgelerini hatırlarsanız Taraf yayınlamıştı. Aslında kitaba kaynak olan belgelerin tamamı gazetenin yayınladığı kriptolardan oluşuyor.

 

Mesela Abdullah Gül’ün 2002 yılında bir elçilik görevlisiyle yaptığı konuşmaya ilişkin şöyle bir cümle var. ‘Erdoğan’a sadık ama kendi ihtirasları var. Bizimle konuşurken kaba saba bir adam olan Erdoğan’a tabi olmaktan duyduğu rahatsızlığı yansıttı.”
2001 sonrası Amerikalılarla yapılan görüşmelerde AK Parti’nin hemen hemen tüm kilit isimleri adeta birbirlerini şikayet etmişler.
Wikileaks belgeleri doğruysa Amerikan elçiliğinin adeta bir ‘üst makam’ haline geldiği ortaya çıkıyor.

 

Nimet Çubukçu’nun elçilikten bakanlık talebi

 

Kimler yok ki bu kriptolarda bakan olmak için talepte bulunan Nimet Çubukçu… Ömer Dinçer’i, Abdullah Gül’ü, Ahmet Davutoğlu’nu, Cüneyt Zapsu’yu, Egemen Bağış’ı, Ömer Çelik’i, Mücahit Arslan’ı şikayet eden bir Vecdi Gönül…
Askere ilişkin notlar da çarşaf çarşaf… Bu kriptoları yazan Büyükelçi, Washington’a geçtiği gizli raporunda aynen şöyle diyor:

 

Hilmi Özkök ABD’ye sadık

 

‘(Türk generaller) Tayyip Erdoğan’ın davranışlarından büyük rahatsızlık duyuyorlar. Erdoğan bizim güçlü bir müttefikimizdir. Generallerin bu tutumu, ABD çıkarlarının korunması açısından engelleyicidir. Hilmi Özkök’ün sadakatli (ABD’ye sadık) duruşu sahiplenilmelidir.Muhalif generaller Hilmi Özkök’ün çizgisine itiraz ediyorlar.

 

ABD karşıtı generaller şimdi içerdeler

 

Erdoğan, kendisine (ABD tarafından) desteğin devamı halinde, ABD’nin bir müttefiki olarak Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere Türk hava sahasını, kara ve demiryolları ile Mersin ve İskenderun limanlarını kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir. Ancak (ABD olarak) Türk Ordusu’ndaki üst düzey subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz.
ABD çıkarlarına karşı çıkan Aytaç Yalman, Şener Eruygur, Çetin Doğan, Hurşit Tolon, Fevzi Türkeri, Tuncer Kılınç ve Yaşar Büyükanıt, Hilmi Özkök’ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi, her an muhtıra verebilirler.”

 

Ancak, aynı belgenin çok önemli bir bölümü şöyle:

‘Bu bakımdan değerlendirildiğinde, (AKP’ye hizmet verecek) güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu konu Recep Erdoğan’la da paylaşılmış olup, gereği için olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve yapılacağı teyidi (doğrulaması) alınmıştır.”

Sızıntı adlı kitapta bence çok çarpıcı bir şey daha var. 24 Kasım 2008 tarihli polis brifingin kriptosu, 19 Mart 2011 günü Taraf gazetesinde de yayınlanıyor. Ama gazetenin editoryal kadrosu bu kriptoyu eksik yayınlıyor.

Bu detaya bir sonraki yazımda yer vereceğim.