AKP'li Arınç APO'nun gençlik yıllarını anlattı!

AKP'li Arınç APO'nun gençlik yıllarını anlattı!
13 Mayıs 2013 09:54

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “2023 Yolunda Engellerin Hoşgörü ve Diyalog Zemininde Çözümleri” konulu konferansta çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Arınç, “Bu süreç bir yerden kırıldı diyelim. Başa dönüp tekrar yapacağız. Yaptığımız iş asimetrik bir iş. Savaş tabirini kullanmayacağım. Çünkü savaş halini onlar istiyorlar. Bu bizim terminolojimiz değil. Asimetrik dediğimiz şey usullere uygun olmayan mücadele içindeyiz” dedi.

Müstakil İş Adamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesi tarafından düzenlenen “2023 Yolunda Engellerin Hoşgörü ve Diyalog Zemininde Çözümleri” konulu akşam yemeği ve konferansına Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç katıldı. Bazı gerçekleri anlattığı için eleştirildiğini söyleyen Arınç, Türkiye’de bir kayıp neslin olduğunu söyledi. Maltepe Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nde okuyan üç öğrenciden bahseden Arınç, “Bu üç öğrenci okulun yurdunda kaldı. Bunların isimleri Yakup, Durmuş ve Abdurrahman’dı. Üçü de dindar ve namaz kılan kişilerdi. Durmuş, Durmuş Yılmaz’dı Merkez Bankası Başkanı oldu. Yakup, Yakup İnce’ydi mühendis oldu ve yıllarca Mekke ve Medine’nin su işlerini yaptı. Şimdi üç kişinin bir araya geldiği noktada kader çizgilerini bakın. Abdullah ise Abdullah Öcalan’dı. Ben bunu söylerken Abdullah Öcalan’ı met etmek için söylemiyorum. Anadolu’dan gelen pırıl pırıl gençlerin o dönemde eline silahları aldığını bilirim. Nasıl birbirini boğazladığını bilirim. Bizi kardeş kavgasına farklı kanallara yöneltmek istediklerini bilirim. Her dönemde farklı ideolojilerle gençleri elde etmeye devam edildi” dedi.

Öcalan ve arkadaşlarını apocular diye bir grup kurduğunu anlatan Arınç, 80’li yıllardan sonra bu grubun isminin PKK olduğunu ve güçlendiğini söyledi. Türkiye’de 1980 yılından sonra feci olaylar yaşadığını söyleyen Arınç, “Bunlardan bir tanesi Diyarbakır cezaevidir. Orada insanlık dışı hadiseler yaşandı. Orada insanların dili kimliği ve hasiyeti yok sayıldı. Oradan sonra apocular güçlenerek PKK ismini aldı ve güçlü bir örgüt olmaya başladı. Kanlı eylemler yaptılar ve vatandaşa istediklerini yaptırmak istediler. O dönemde önemsenmediler. Hatta bunları hemen ezeriz dediler. Ama ezemediler. 90’lı yıllarda şiddet artınca karşılıklı çatışmalar arttı. Sonra elebaşı yakalandı. 1999 – 2002 arası elebaşı yakalanmasıyla bir çekilme başladı. Çekilmede çok sayıda kayıp olduğu için saldırılara devam etti. Sonra yapı değişti. Devrim halk savaşı, KCK yapılanmasıyla şehir ve kırsal yapılanmayla halkın desteğini almaya çalıştılar. Bu süreçte askerimiz ve polisimiz eylemlere engel olmak ya da eylemlerde engel olmak için gerekenler yapıldı. Hedefleri vardı hedeflerine ulaşamadılar bu yüzden kan döktüler” diye konuştu.

Asker ve polisin terörle mücadelede elinden gelen çalışmayı yaptığını söyleyen Arınç, “Bizim dönemimiz dışında girilemeyen boğazlar girilemeyen yerler vardı. Son 3 yılda ne mağara ne boğaz kaldı. Her yere girildi. Şuan ki komuta kademesi askerinin başında kalarak askerine destek verdi. Orgeneraller dahi askerinin başında kaldı. Ama terör bitmedi. Bu yüzden önemli iş örgütün eleman kazanmasının önüne geçmektir. Sadece daha çıkan değil pek çok yerden destek var. Amerika PKK terör listesinin başına aldı. Uyuşturucu ticaretini yaptığını bahane göstererek bunu yaptı. Mesela bizim terörist dediğimizi terörist kabul etmeyen ülkeler var. Bir BDP milletvekili Avrupa Konseyine terörist kelimesini aktivist olarak değiştirelim dedi. Buna evet diyecek pek çok ülke var. Terminoloji de anlaşamıyoruz. Avrupa Birliği ülkeleriyle aynı dili konuşmamız lazım. Ama AB ülkeleri terörü bizim anladığımız çok farklı bir şekilde anlıyorlar” dedi.