AKP yıkımın temsilcisi

AKP yıkımın temsilcisi
14 Şubat 2012 11:32

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslendi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslendi.

 

Konuşmasında AKP iktidarına ağır sözlerle yüklenen Bahçeli, MİT Kanunu’nda yapılması gündeme gelen düzenlemeyi hedef aldı.

Bahçeli, iktidarın terör odakları ile yaptığı görüşmeleri açıklayan MHP yöneticilerinin şerefsizlikle suçlandığını anımsatarak, bu sözleri AKP üyelerine hatırlattı ve şöyle seslendi:

“Şimdi ortaya çıkan manzara karşığında şerefsizlikten kimin pay aldığı ortaya çıkmıştır.”

 

Bahçeli’nin konuşmasından satırbaşları…

Milletimiz tertiplerin ortasına savruldu….


AKP iktidarında aziz milletimiz tertiplerin ortasına savrulmuştur. Ümitlerin aydınlık yüzü karanlık emeller tarafından kapatılmış ve karartılmıştır. AKP ile birlikte geriye gidişin adı ileri demokrasi olmuş, tarafgirlik hukukla perdelenmiştir. Değişim iddiaları milletten vazgeçmenin kurnazlığı, vesayettten kurtulma safsataları da geçmişten kurtulmanın sığınağı haline gelmiştir.

 

AKP YIKIMIN TEMSİLCİSİ

AKP yıkımın temsilcisi olarak siyaset tarihine kara haraflerle yazılmıştır. Milletimizin kardeşliği ucuz pazarlıklara atılmıştır. Türkiye dipsiz bir kör kuyunun sınırına kadar getirilmiştir.

Demokratikleştik, özgürleştik, hesap sorduk aldatmalarıyla, ülkemiz ucu nereye dayandığı belli olmayan güzergahlara sürüklenmiştir. AKP’ye güç ve destek veren, kesim zümre ve grupların karşılıklı itişmeleri, hesaplaşmalarına gelinmiştir. Türkiye’nin ufku kirletilmiş, daha iyiye ulaşma çabaları kösteklenmiştir. Görüldüğü kadarıyla AKP’nin kuruluşunda katkısı olanlar, 9 yıllık birlikteliği bozacak bir noktaya doğru yavaş yavaş ilerlemektedir.

 

Devleti ağ gibi saran unsurlar, AKP’ye verdikleri kefaleti geri almaya başlamışlardır. Gelişmeler bize bunları göstermektedir. Fazlasıyla dikkati çeken hizip ve gruplaşmalar hizipi kurumsallaştırmıştır. Milli ve manevi değerlerin erozyona uğratılması bir plan dahilinde gerçekleşmiştir. AKP menşeeli pervasızlıklar, devletteki omurgasızlıklar, muhalif unsurlara karşı yapılan sürek avıyla bugüne gelinmiştir. İktidar savaşlarıyla ülkemiz kan kaybına maruz kalmıştır.

Kaybedeni belli olan ve bununda aziz milletimiz olduğu bilinen derin kapışma hali, devlet yönetimin felç eden aşamaya gelmiştir. Bunlar arasında zaten yeterli olmayan eşgüdümde sakatlanmıştır.

 

KCK SORUŞTURMASI

Bir dizi operasyon sonucunda KCK meselesi Türkiye’nin gündemine oturmuştur. O günden bu tarafa değişik tarihlerde gözaltılar olmuş ve gözboyayıcı güvenlik tedbirlerine başvurulmuştur.

KCK, PKK’nın şehir uzantısı ve siyasi örgütlenme modelidir. Hatta bölücü militanların siyasete taşınmaları, dağdan siyasete inişlerinin haritası olarak da ele alınmaladır. Bize göre KCK bölücülüğün tanımıdır, bizzatihi kandan beslenen vampirliktir. Gündemi hat safhada meşgul eden belgeler, hepimizi hayrete düşüren bir boyut ve içerik kazanmıştır. Takdir edeceğiniz gibi, savcılık tarafından MİT’in görevdeki ve eski müsteşarı ve 5 kişinin ifadeye çağrılmaları tüm dikkatleri üzerine çekmiştir.

 

MİT yöneticilerinin ifadeye gitmesinin engellenmesi süreci etkilemiştir. Bu esnada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılğı, soruşturmayı yürüten savcıdan yetkiyi almış, şüpheleri çekmiştir. Bu arada MİT kanununda da değişiklik yapılması için harekete geçilmiştir.

AKP’NİN GERÇEK YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI

Savcılığın ifade çağrısını CMK’nın 250. maddeye dayandırması, bu maddenin de görevi ne olursa olsun kişinin sorgulanabilmesi, AK Parti’yi kişiye özel  düzenleme yapmaya itmiştir. Başbakan’ın iznine tabi tutulmuştur. Elbette bunlar, meselenin hukuki tarafıdır. Ne var ki hukuku siyasi hedefler için seferber etmek AKP’nin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur. TSK’nın yöneticisi terör örgütü suçundan cezaevine gönderilirken, bu çelişki görmezden gelinmiştir.İktidar partisinin bundan sonra inindırıcılığından hiç kimse bahsedemeyecektir. Her şey tüm berraklığı ile ortadadır kı hükümet adamına göre muamele yapan, keyfi bir aşamaya getirmiştir yargıyı. Başbakan Erdoğan’ın bağımlı yargı yok, artık bugün milletin yargısı var sözü de havada kalmıştır. Yargının kimin arka bahçesi oludğu, tetikçisi olduğu, borazanı olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun altından hiçbir zaman kalkamayacaklardır.

MİT MÜSTEŞARI İFADE VERMELİ

9 yılı aşan iktidar döneminde her yıl yaşanan sorunlara yeniler ieklenmektedir. Telafisi çok zor olacak gerilimlerie kapı aralanmıştır. Emniyet, MİT ve yargı devletin taşıyıcı direkleri arasındaki üç vazgeçilmeyecek unsurdur. Bunlar arasındaki kkargagşa türkiyeyi öngörülmeyecek tehlikelerin içine sokacaktır. Varolan çekişmeler biran önce son vererek aklı ve sağduyuyu hakim kılmak, milletin en öncelikli beklemtisidir. Türkiye’yi aklıselimle yönetme sorumluluğ nda bulunduğunu görmeniz gerekmektedir. Bu nedenle MİT müsetaşarını koruma altına almaya erek yoktur. Mit müsteşarı ve yetkililer biran önce ifada vermelidir. Elbette hükümetin görev sınırlarını kanunlar tayin etmektedir.

MHP’DEN MİT KANUNUNA RET!

Başbakan ya da hükümet üyeleri hiçkimseye özel yetki veremeyecektir. Aksi tutum bilinsin ki kesinlikle suç olacaktır. Bu nedenle MİT kanununda yapcakları değişiklik teklifini de vatkit geç olmadan geri çekinz. Zira bunda ayatk direnirse, MHP bu değişiklğe hayır diyecek ve sonuna kadar da karşı tavrı alacaktır.