AKP terör karşısında diz çökecek bir parti değildir.

AKP terör karşısında diz çökecek bir parti değildir.
22 Mart 2013 14:37

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

 

 

 

 

Çözüm süreci ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan,  “Milletimiz ile terör meselesini çözeceğiz ve Türkiye’yi uçuracağız. Gün kucaklaşma günüdür” dedi.

 

“SİYASİ PARTİYİ HEDEF ALAN TERÖR HEPSİNDEN KÖTÜDÜR”

 

 

AKP ve Adalet Bakanlığı’na yapılan saldırılarla ilgili olarak Başbakan Erdoğan, “Bir siyasi partiyi hedef alan terör hepsinden kötüdür. Siyasi parti demek demokrasi demektir. Terör partimizi hedef alarak demokrasiye, milli iradeye, fikre ve fikir özgürlüıüne olan tahamülsüzlüğünü açıkça ortaya koymuştur. Bu siyasi partinin AKP olması milletin yüzde 50’sinin oyunu alan bir parti olması millete bu kadar hizmet üretmiş, demokrasinin ve ifade özgürlüğünün önünü açmış bir parti olması saldırının vehametini daha da yükseltmiştir” diye konuştu.

 

“BU SALDIRILARLA GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ”

AKP’nin bu tür saldırılarla geri adım atmayacağını belirten Başbakan Erdoğan, “AKP, yolunu değiştirecek, yolundan dönecek, frene basacak, hız kesecek bir parti asla değildir. AKP çetelerden, çapulculardan, mafyalardan, suç örgütlerinden, terör örgütlerinden korkacak ve sinecek, bunları önünde diz çökecek bir parti asla değildir. Biz bu mücadeleye kefenimizle çıktık. Milletimize hizmet yolunda bıkkınlık ve geri dönme lügatımızde kendisine yer bulamadı” dedi.

 

“TEHDİTLERE ASLA PRİM VERMEYECEĞİZ”

 

 

Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtı dikemezler” diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: “Korkuyu ve ürkekliği yanımıza hiç yaklaştırmadık. Bu yola çıktığımızdan itibaren önümüze çok engeller çıktı. Çok engeller çıkarıldı. Bu yola çıktığımızdan itibaren bizi vazgeçirmeye, bizi yolumuzdan çevirmeye, bizi farklı mecralara yönlendirmeye çalışanlar çıktı. Engelleminin her türlüsünü denediler. Türlü yasaklarla engellemek istediler. Yasakları aştık ve o yasakları kaldırdık. Hukuku ayaklar altına alarak bize engellemeye çalıştılar. Onları da aştık. Mahkemelerden anlımızın akıyla çıktık ve o hukuku yine biz yücelttik. Onlar bize saldırılyorlar demek ki biz doğru istikametteyiz. Demek ki milletin yolundayız, demek ki şehitlerimizin yolundayız. Saldırıyorlar. Demek ki meyve veriyoruz , ülkeye hizmet ediyoruz. Biz bu saldırılara boyun eğmeyiz. Saldırılar karşısında geri adım atmayız. Tehditlere asla prim vermeyeceğiz. Kefeni ile yola çıkanları Allah’tan başka kimse korkutamaz. Ve biz de korkmadan Allah’ın izniyle bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Bu haince saldırıyı inşallah en kısa zamanda aydınlığa kavuşturacak ve bu taşeronları inşallah arkalarındaki efendileri ile onları kiralayan sahipleri ile birlikte deşifre edip yargıya teslim edeceğiz.”

 

 

“CHP MİLLETVEKİLİ BİZİ EN BÜYÜK TERÖRİST OLMAK İLE İTHAM ETTİ”

 

 

AKP ve Adalet Bakanlığı’na yapılan saldırının ardından terör örgütünün bildiri yayınladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Bu bildirinin ardından CHP’nin bir milletvekili, terör örgütü mensupları tarafından misafir edilen ve örgüt elemanlarına çiçek, çocuk muamelesi yapan milletvekili, sosyal medyada partimizi ve şahsımızı hedef alan bazı ifadeler kullandı. Onu tek başına muhattap almak gibi bir derdim yok, o ayrı. Ne nereye isabet ediyor ve ne nereye oturuyor onu ortaya koyma bakımından bunu önemsiyorum. Çok ilginç. Kanlı terör örgütünün bildirisini alın ve bir tarafa koyun, bu CHP milletvekilinin ifadelerini alın yanına koyun. Her ikisinin de aynı olduğunu ve aynı mantıktan, aynı ithamdan, aynı iftiralardan yola çıktığını göreceksiniz. Eli kanlı taşeron örgüt bizi asıl terörist olarak itham ederken hemen birkaç saat sonra CHP’nin milletvekili çıktı aynı dil ile bizi en büyük terörist olmak ile itham etti. Bunun üzerinde dikkatle durma zorundayız” diye konuştu.

 

KILIÇDAROĞLU, TERÖR ÖRGÜTÜNE YAPILAN OPERASYONLARI ELEŞTİRDİ

 

CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da tutuklu gazeteciler diyerek eli kanlı terör örgütlerini var güçüyle desteklediğini belirten Başbakan Erdoğan, “CHP Genel Başkanı, terör örgütüne yapılan operasyonları kıyasıya eleştirdi. Bu örgütün gizli hücrelerinin basılmasını hukuksuzluk olarak nitelendirdi. CHP Genel Başkanı, bu eli kanlı örgütü savunmak, sırtını sıvazlamak gibi son derece vahim bir tavrın içindedir. Bu kanlı örgütü sahip çıkıyor. Bizde CHP diye öyle bir muhalefet var ki; eğer topraklarımıza düşman girse, sizi AKP’den kurtaracağız dese CHP ve diğerleri gidip o düşmanın boynuna sarılacak” dedi.

 

“ÇÖZÜM SÜRECİ DİYE ORTAYA KOYABİLDİKLERİ BİR TEK PARAGRAFLARI YOKTUR”

 

 

 

Suriye’nin gayrimeşru rejiminin Türkiye’ye karşı alçakça hareketlerin içine girdiğini ve CHP’nin onlarla fotoğraf çektirdiğini belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi, “Sicili son derece bozuk kanlı bir terör örgütü saldırılarda bulunuyor. CHP gidip onların sırtını sıvazlıyor. Mavi Marmara olayında bile Türkiye’nin yanında değil. Gittiler İsrail’in yanında yer aldılar. Ne kadar izanlarını kaybetmiş durumdalar. Bunu ortaya koymak lazım. Bu kadar şuurlarını kaybetmiş durumdalar. Şu anda terörü bitirme konusunda, çözüm süreciyle hiçbir siyasi partinin; ne ana muhalefetin ne de yanındaki yavru muhalefetin çözüm süreci diye ortaya koyabildikleri bir tek paragrafları yoktur. Sadece, ‘Bu işin çözüm yeri Meclistir’ tek söyledikleri bu. Parlamento başkanı, Melis başkanımızın ricasıyla her iki taraftan birer Milletvekili görevlendirelim. Şu çözüm sürecine yönelik bir adım atılsın.

Ana muhalefet, iktidar. Meclis başkanımız bunu bana söyleyince bende bu işin içinde olması bakımından başbakan yardımcım Beşir Atalay beyi görevlendirdim. Aynı şekilde ana muhalefette Loğoğlu’nu görevlendirdi. Benim milletvekilim, başbakan yardımcım kendilerini arıyor ve geri dönmüyorlar. Geri dönmemenin yanında bakıyorsunuz, güya bunlar devleti çok iyi bilirler ya açıklama yapıyor. O açıklamasında ‘Bize herhangi bir bilgi verilmedi ki!’. Biraraya gelmedin ki, sana bilgi verilsin. Önce oturup konuşacaksın, ondan sonra bunu birebir mi görüşeceğiz yoksa sizden bizden üçer kişilik heyetle mi yürüteceğiz? Bunu konuşmak lazım. Terörü bitirme konusunda dürüst değiller. Çözüm üretme konusunda dürüst değiller. Terörü bitirme konusunda bizim attığımız adımlarıda ülke adına değil, millet adına değil, kendi şahsi ve siyasi hırsları adına engellemye çalışıyorlar.”

“İYİSİN VE GÜZELSİN DE SEN BU ÜLKE İÇİN NE YAPTIN?”

Başbakan Erdoğan, “Eğer söz konusu olan millet ise bu noktada hiçbir siyasi parti bizim elimize su dökemez. Biz bu noktada hiçbir siyasi partiyi kendimize rakip olarak görmeyşiz. 10 yıl boyunca onlar slogan ürettiler biz iş ürettik. Biz ülkemizi slogan atarak değil eser üreterek severiz. Bizim farkımız burada. MHP Genel Başkanı’na soruyorum. Slogan atmada çok iyisin. Eşin ve benzerin yok. Küfür ve hakaret etmede maşallah üstüne yok. Öfkenin ve nefretin dilini kullanmada kendi takipiçilerini tahrik etmede senden iyisi yok. İyisin ve güzelsin de sen bu ülke için bugüne kadar ne yaptın. Bir de bunu söyle. Çıkar otobüsün üstünden halat fırlatır. Yaptığı iş bu. Sen siyasetçisin bırak iş yap. Bugüne kadar gerek iktidarda gerek muhalefette bu ülkele hangi eseri kazandırdın ? İftira ve küfürle bu işe nereye kadar götüreceksin. Yarın terör bu ülkenin meselesi olmaktan çıktığında MHP’den geriye hangi söz ve hangi politika kalacak? MHP terör meselesi bitmesin diye adeta çırpınıyor. Çünkü biterse sermaye bitecek” diye konuştu.

 

“TÜRKİYE’Yİ UÇURACAĞIZ”

 

 

Başbakan Erdoğan, “Milletimiz ile terör meselesini çözeceğiz ve Türkiye’yi uçuracağız. Nevruz tüm Türkiye’de umut verici şölenlerle kutlandı. Kimi illerde ve ilçelerde bildik nevruz tahriklerini uygulamaya çalışanlar, o bildik çatışma senaryolarını devreye sokmak isteyenler oldu. Özellikle Diyarbakır’da ay yıldızlı bayrağımızın olmaması açık söylüyorum süreci sabote etmeye yönelik yeni bir sabotaj girişimi ve bir provakasyon girişimidir. Biz isterdik ki bu parlamentonun çatısı altında olan BDP bu oyuna gelmesin. Bu oyunda akli selim ile hareket etsin. Şanlı bayrağımızı orada sahnesinde dalgalandırsın. BDP ve Tertip Komitesi de böyle ucuz bir provakasyonun içerisinde olmamalıydı. Çünkü parlamenter demokrasiye inanmışsan bir taraftan çıkıp açıklamalar yapıyorsun bizim bayrak ile bir problemimiz yok diyorsun. Bir tane Türk Bayrağı’nı Diyarbakır Meydanı’na sahneye koyamıyorsun. Bu birşeyler ifade ediyor. Bir yandan çözüm istediğini söyleyip bir yandan çözüm için çabaladığını söyleyip diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağını 76 milyonun bayrağını o meydanda dalgalandırmamak büyük bir çelişkidir. Büyük bir samimiyetsizlik örneğidir” dedi.

“ÇÖZÜM SÜRECİNİN DE RUHUNA TAMAMEN TERSTİR”

 

Başbakan Erdoğan “Nevruzunuz kutlu olsun.’ Bunu Kürkçe olarak yazmışsın. Ne olur du bir de bunu Türkçe olarak yazsan. Zaten bu kafa ve zihniyetle bu anlayışla siz lokal bir parti olarak kalırsınız. Daha ileri gidemezsiniz. Bu tür tahrikler ve ucuz provakasyonlar çözüm sürecinin de ruhuna tamemen terstir. Sözler güzel ama biz uygulamaya bakarız. Söylenenlerle yapılanların birbiri ile ne kadar uyuştuğuna ve birbiri ile ne kadar uyum sağladığına bakarız. Son derece hassas bir süreçten geçiyoruz. Tahriklere, pravakasyonlara, kışkırtmalara sözlü ve fiili saldırılara açık biir süreçten geçiyoruz. İçeriden de saldırılar olabilir, dışarıdan da saldırılar olabilir. Aman bunlar karşı Ak Parti teşkilatı olarak çok uyanık olacağız” diye konuştu.

“GÜN KUCAKLAŞMA GÜNÜDÜR”

 

“Bu ülkede terörden 30 yıldır çıkar sağlayan ve halen çıkar sağlama hevesinde olan çevreler var” diye Başbakan Erdoğan şunları söyledi: “Bunlar siyaset ve medya içinde var, iş dünyası içinde de var. Bunu bilmenizi istiyorum. Çözümsüzlüğü kendileri için adeta bir ekmek kapısına dönüştürmüş olanlar var. Çözümsüzlük devam ettikçe gençler öldükçe kazananlar, kazançlarını bu karanlık umuda bağlamış olanlar var. Gün kucaklaşma günüdür. Gün muhabbet günüdür Baharın bu ilk gününde bize düyen Allah’ın bahşettiği şu vatan toparakları üzerinde bir olma, beraber olma, kardey olma günüdür. Gün silahları gömme, kanı durdurma, göz yaşını dindirme günüdür. Silahların değil, siyasetin konuştuğu yeni bir süreç başlasın istiyoruz. İnsanları çatıştığı değil konuştuğu yeni bir dönem istiyoruz” dedi.