AKP MKYK’sında gerginlik

AKP MKYK’sında gerginlik
2 Ağustos 2012 20:21

Haber Hükümket’e yakın Star Gazetesi’nden.

 
Önceki akşam yapılan AKP MKYK toplantısında Başbakan Erdoğan açısından gündem AKP’ye karşı kurulan kumpaslar ve buna karşı dikkatli olunması imiş.

SAFİLE USUL-H&H YORUM

 
Hükümet’e ve AKP’ye karşı planlar varmış.
 
Nitekim, son günlerde meydana gelen olaylar birbirleri ile ilişkiliymiş.
 
Herşey Wall Street Journal gazetesinin haberi ile başlamış. (WSJ 1 Temmuz’da, “Türk uçağı Suriye havasularında düşürüldü” diye yazmış, Erdoğan da WSJ’e, “namertsiniz” şeklinde tepki vermişti)
 
Devam ediyorum.
 
WSJ’in bu yazdığından sonra Hatay’daki olay (vekil oğlunun şikayeti üzerine polislerin duvara dizilerek teşhis edilmesi) patlamış.
 
Olay aslında 1.5 ay önce olmuşmuş.
 
Ama birileri bunu 1.5 ay sonra Aydınlık gazetesine servis etmiş.
 
Burda AKP’ye karşı ciddi bir organizasyon söz konusu imiş.
 
Bu işlerin bir arka planı varmış ve AKP’yi yıpratmak için tezgah düzenleniyormuş.
 
Hatay olayının ardından, bu sefer de Malatya’daki davulcu olayı çıkmış ortaya. (Ramazan davulcusu ile Alevi bir aile arasında yaşanan gerginlik)
 
Bu olayda da provokasyon amacı varmış.
 
AKP’yi toplumla karşı karşıya getirmek için kumpaslar kuruluyormuş.
 
Şimdi…
 
Başbakan Erdoğan’ın tedirginliği ortada.
 
Ve, söylenenlerden kabaca şu sonuç çıkıyor.
 
ABD’deki bazı mihraklar ile Aydınlık gazetesi ekseninde gizli bir organizasyon toplumda AKP’nin prestijini düşürecek planlar yaparak onları uyguluyor.
 
Bir nevi kontgerilla gibi birşey bu.
 
AKP dikkat etmeli, etmezse oy kaybeder ve tepetaklak olur herşey.
 
Şİmdi…
 
Başbakan ne kadar sağlıklı düşünüyor, bu konuda iddialı olmak için onun beyninin içinde gerçekten de ne düşündüğünü bilmek lazım.
 
Bundan emin olmak zor tabii, lakin…
 
Erdoğan’ın en azından ortaya çıkacak sorunlar için şimdiden komplo, kumpas sığınağına girerek, kendisini sorumluluk alanı dışına atmaya çalıştığı söylenebilir.
 
Ve, en azından kendi partisine karşı yaptığı açıklamalar sağlıklı değil, çünkü bir defa mantık içermiyor.
 
Örneğin Hatay’daki olay tertip olamaz.
 
Çünkü olayı başlatan kendi partisinin milletvekili ve onun oğlu ve o şehrin AKP ile arasına hiçbir mesafe koymayan valisi, emniyet müdür yardımcısı vs.
 
Bu olay olmuş mu? Olmuş.
 
Bunu ABD veya Aydınlık gazetesi yaptırmış olamayacağına göre…
 
Yani, AKP milletvekiline oğluna böyle yaptır, vali de şöyle yapsın diyerek bir tezgah kurulmuş olamayacağına göre…
 
Bu olay AKP’nin doğal siyasi naturası içersinde olmuş.
 
Bu olayın 1.5 ay sonra basına yansımış olması bu gerçeği değiştirmiyor.
 
Çünkü toplum bu olayın basına ne zaman yansıdığına değil, olan olaya bakıyor ve ondan olumsuz etkileniyor.
 
Olayın etki gücünün büyük olmasının sebebi ise, o anların görsel olarak topluma taşınması ile duygu uyanımının doğrudan sağlanması.
 
Ama bu da bir tezgah olarak görülemez.
 
Çünkü bu görüntüleri basına veren kuvvetle muhtemel mağdur olan polislerden birisi.
 
Onlar da ilk başlarda henüz sürgün edileceklerini kesinleşmediği için olayı büyütmek istememiş olabilirler.
 
Ancak sürgün edilecekleri kesinleşince ne olursa olsun deyip, bu riski almışlardır.
 
Ki, ben bu olaya dair haberleri okurken bu husus dikkatimi çekmişti.
 
Polisler önce görevden alınmış, sonra göreve iade edilmiş ancak sonradan da sürgün edilmişlerdi.
 
Ayrıca, farkında olunursa, Hatay Emniyeti ve Hükümet bu video çekimini kim sızdırdı diye orda görev yapan polislerin defalarca ifadesini aldılar.
 
Yani, Hükümet de bunu sızdıranın polisler olduğunu düşünüyor.
 
Bunun neresi kumpas olabilir ki o halde?
 
Kendine yapılan zulüm ve baskıyı basına sızdırmaya çalışmak çok sık görülen bir toplum ve birey refleksidir.
 
Nitekim o polisler bundan çok büyük sonuç aldılar.
 
Yoksa kim farkında olurdu onların içinde bulunduğu cenderenin.
 
Davulcu olayına gelince.
 
İnsanı güldürmesin Başbakan, yani ABD veya Aydınlık gazetesi mi yolladı o davulcuyu Alevi ailenin evinin kapısına?
 
Böyle saçma sapan komplo teorileri üretmek yerine basit gerçeği görmek yeterli değil mi Başbakan için.
 
O basit gerçek şu…
 
AKP’nin toplumda oluşturduğu güç etkisi birçok kişiyi Hükümet partisinin genel havasına uygun gördüğü bir biçimde diğer bazı insan ve gruplar üzerinde güç uygulamada cesaretlendiriyor.
 
O davulcu da kuvvetle muhtemel, “devir AKP devri, davulu Alevilerin kafasında patlatabilirim” diye düşündü.
 
Olaylar çok basit yani.
 
Bir de, Başbakan Erdoğan şöyle de düşünebilir, ki bu tür düşünce en sağlıklısı ve normalidir…
 
“Ben hakettiğimden 1000 kat daha fazla güç sahibi oldum, Hamdolsun 10 sene iktidarda kaldım, çok güç kullandım, çok hükümet ettim, e 10 sene bir hükümete yeter de artar bile, zamanla yıpranmam da çok normal, e, birgün ben de gideceğim ve bu çok normal.”
 
Yoksa kendini ebedi Başbakan mı sanıyor?
 
Fani de mi değil yoksa?


Yazarın Son Yazıları:
Böyle bir kaza nasıl olur
İYİ Parti istifaları
Özel daha o gün tepki vermiş Köksal’a