AKP ileri demokrasisinin Kuzey Kore vari stadyum gösterileri

AKP ileri demokrasisinin Kuzey Kore vari stadyum gösterileri
29 Mayıs 2012 09:38

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, AKP’nin İstanbul İl Kongresini yazdı. Staddaki kongreyi neden sevmedim?

Eğer ortada bir “ikiyüzlülük” ya da “çifte standart” yoksa…
Statlardaki 19 Mayıs kutlamalarını hiç sevmeyen birinin stattaki parti kongresini sevmesi mümkün değildir.

 * * *
Neden karşı çıktık biz statlardaki 19 Mayıs’a?
 – Askeri intizam anlayışına kaydığı için…
- 1930’ları anımsattığı için…
- Tek adam kültünü besleyip büyüttüğü için…
- Bireyi bütünün bir parçası olarak yansıttığı için…
- Disiplin ve düzen algısı aşıladığı için…

* * *
Statlardaki 19 Mayıs kutlamalarına itiraz eden birinin stattaki parti kongresini göklere çıkarmasını anlayamam.
- Ne yani? Tek adam kültü Atatürk söz konusu olduğunda tu kaka edilecek, Tayyip Erdoğan söz konusu olduğunda ise “ileri demokrasi” olarak mı algılanacak?
- Ne yani? Düzen ve intizam fikri, milli bayramlar söz konusu olduğunda “faşizm” olarak yorumlanacak, iktidar partisi söz konusu olduğunda “AK Parti çıtayı amma da yükseklere taşıdı yahu” diye mi yorumlanacak?
- Ne yani? Bireyi bütünün içinde eritme anlayışı 19 Mayıs törenleri söz konusu olduğunda kıyasıya eleştirilecek, AK Parti İstanbul İl Kongresi söz konusu olduğunda ise bir övünç vesilesi mi sayılacak?
- Ne yani? Anıtkabir’e akın edenlerin sayısından kendilerine haklılık payı çıkaranlarla dalga geçilecek ama stadı dolduranların sayısından kendilerine haklılık payı çıkaranlar ciddiye mi alınacak?

* * *

Ne vardı AK Parti İstanbul İl Kongresi’nde? Tayyip Erdoğan vardı. Başka? Başka da bir şey yoktu… Sadece Erdoğan vardı. On binlerin doldurduğu statta sadece onun fikirleri işitildi. On binlerin doldurduğu statta sadece o başroldeydi, geri kalan herkes figürandı. Farklı fikir yoktu, farklı yaklaşım yoktu, farklı aday yoktu, farklı liste yoktu… Tartışma yoktu, müzakere yoktu, istişare yoktu… Müsademe-i efkâr yoktu. Kontrolsüz tek bir saniye bile yoktu.

* * *

Bu muazzam bir gösteriydi: Tek kişilik bir gösteri… Ya da şöyle söyleyelim: Her şey tek kişinin gösterisi içindi. Şiirler, şarkılar, marşlar, sloganlar, pankartlar, takdim konuşmaları falan… “Büyük usta” vurgusu falan… Hepsi ama hepsi tek kişi içindi. O zaman soralım: Her şeyin tek kişi için seferber edildiği intizamlı ve devasa gösteriler, bize neleri ve hangi tarihleri çağrıştırıyor?

* * *

- Mademki statlardaki 19 Mayıs kutlamaları söz konusu olduğunda ağzımıza geleni söyledik…
- Mademki statlardaki 19 Mayıs kutlamaları söz konusu olduğunda Mussolini’den girdik Hitler’den çıktık…
- Mademki statlardaki 19 Mayıs kutlamaları için bırakın faşizmi çağrıştırıyor lafını, doğrudan faşizm dedik… O halde böylesi bir parti kongresinin neyi çağrıştırdığına dair tek bir harf olsun söylemeliyiz. Eğer söylemezsek: Kendimize saygımız kalmaz… Çürürüz… Kokarız… Çürümemek ve kokmamak adına ben görevimi ifa ediyorum: Tek adam vurgusuyla, tek sesiyle, mükemmel disipliniyle, tıkır tıkır işleyen intizamıyla, on binlerin sadece tek adama yönelmesiyle falan… Bu kongre bana 1930’ları ve 1940’ların dünyasını anımsattı. Bu yüzden hiç sevmedim.