Akbelen’de 30 köy daha tehdit altında!
21 Temmuz 2024 08:39
Muğla Milas’ta Akbelen Ormanı’nın talan eden YK Enerji’ye karşı direniş sürüyor. Nöbetin üçüncü yıl dönümünde büyük buluşmada bir araya gelen İkizköylüler ve yaşama savunucuları 30 köyün daha tehlikede olduğunu belirtti. Şirketin ormanların ardından gözünü zeytinliklere diktiğine dikkat çeken yurttaşlar, şarkılarla, sloganlarla mücadele çağrısı yaptı.
Uzun süredir direnen İkizköylüler, çadır nöbetinin üçüncü yılında Akbelen’de büyük buluşma çağrısı yaptı. Birgün’den Berkay Sağol’un haberine göre İkizköy Karadam Köy Meydanı’nda düzenlenen büyük buluşmaya ülkenin dört bir tarafından yaşam savunucuları ve sanatçılar katıldı. Sanatçı Tolga Çandar türküleriyle köylülere ve yaşam savunucularına destek verdi. Öte yandan ormanları için mücadele eden Avdan ve Kalemoğlu köylüleri ile çimento fabrikasına engel olan Deştin köylüleri de İkizköylülerle dayanışmak için alanda yerini aldı.
Büyük buluşmada ilk sözü alan İkizköy Muhtarı Nejla Işık, “5 senedir ‘Bu köyde doğduk, bu köyde öleceğiz’ dedik. Bir yanımız buruk. Dinamitlerle evlerimizi bile patlattılar. Ağaçlarımızın dibini oydular. Bizim topraklarımız satılık değil. Bizim vatanımız satılık değil. Zeytin ağaçlarına asla kıydırmayacağız. Akbelen’i yok ettiler ama sadece Akbelen değil sırada 30 köy daha var. Biz bu mücadeleyi hiç bırakmadık. Biz köyümüz için, vatanımız için havamız, suyumuz için nöbet tutuyoruz. Bizim madene, santrala verecek toprağımız yok. Enerjinin başka türlüsü var bizi yaşarken öldürerek enerji elde edemezsiniz. Köyümüzü bu madene teslim etmeyeceğiz” dedi.
İkizköylüler’den Aytaç Yakar da şunları söyledi: “Limak sana bu çamları yedirmeyeceğiz. Biz köyümüzden toprağımızdan vazgeçmeyeceğiz. Kanımın son damlasına kadar savaşacağım. Bir kere doğdum bir kere ölürüm ama toprağımı bulamam.”
AKBELEN SAVUNMA HATTI
Buluşmaya desek için gelen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise, bölgedeki yaşamın ve ekosistemin yok edildiğine dikkat çekti. Aras şöyle konuştu: “Bu termik santralların kazanlarında sadece kömürler değil, asırlık çam ağaçları, zeytin ağaçları, ballarımız, arılarımız yakılıyor. İnsanların, gençlerin geleceği yok ediliyor. Bu mücadele Türkiye’ye örnek olmalıdır. Anadolu geri dönülmez şekilde tahrip ediliyor. Bu sorumluluğu omuzlarımda hissediyorum. Hepimiz her şeyin sorumlusuyuz. Biz herkesin geleceğini, onların çocuklarını da savunuyoruz. Burada 9 tane köy yok edildi. İmzaları atanların elleri titresin. Vahşi sermaye burayı bitirince diğer bölgelere yönelecek. Buradaki mücadele tamamen yaşam mücadelesidir. Biz de bu mücadelenin bir parçasıyız. Burası bir savunma hattı. Türkiye ayağa kalk Akbelen’e sahip çık” diye konuştu.