AİHM kararı sonrası CHP’li Emre’den Bakan Gül’e TCK 299 sorusu!

AİHM kararı sonrası CHP’li Emre’den Bakan Gül’e TCK 299 sorusu!
28 Ekim 2021 09:17

CHP’nin TBMM Adalet Komisyonu Sözcüsü, İstanbul Milletvekili Zeynel Emre; Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı zamanda AKP Genel Başkanı olmasından kaynaklı yaptığı açıklamalarla cumhurbaşkanlığı makamına zarar verdiğini kaydetti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye’den taşınan bir davada yakın zamanda aldığı kararla ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçunun düzenlendiği Türk Ceza Kanununun (TCK) 299’uncu maddesinin, ifade özgürlüğünün ihlaline yol açtığına dikkat çektiğini kaydeden ve “Bir siyasi parti mensubu, hatta lideri konumundaki kişinin, siyasi rekabet çerçevesinde eleştirilmesinin doğal ve demokrasinin gereği olduğu göz önüne alındığında, cumhurbaşkanlığının tarafsızlık ilkesinin kaldırılmasına karşın Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinin korunması çelişkili bir durum olmakla sınırlı kalmamakta, demokratik işleyişi doğrudan hedef almaktadır” diyen CHP’li Zeynel Emre, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e, TCK 299’un 5. Yargı Paketi kapsamında kaldırılıp kaldırılmayacağını sordu.

 

 

 

 

CHP’li Emre, Adalet Bakanı Gül’ün yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği sorduğu önergesinin gerekçesinde, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylamasıyla birlikte cumhurbaşkanlığının tarafsızlık ilkesini düzenleyen 101’inci maddesindeki “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” ibaresinin, Anayasa metninden çıkarıldığını anımsattı. Düzenlemenin, halkın geniş kesimince ‘tek adam yönetimi’ olarak değerlendirilen yeni yönetim şekli kapsamında gerçekleştirildiğini ifade eden Zeynel Emre, değişikliğin hem hukuki hem de siyasi birçok soruna neden olduğunu vurgulayarak şöyle dedi:

 

 

Devletin en üst makamı tartışılır hale geldi

 

 

 

“Temel sorun; inançsal, etnik, düşünsel, felsefi ve siyasi olarak farklı görüşteki insanların birlikteliğinin irade teslimi olan devleti birinci derecede temsil eden cumhurbaşkanlığı makamının bir siyasi görüşe sıkıştırılmasıdır ki bu durum halkın gözünde devlete güvenin sarsılması, devletin en üst makamının tartışılır hale gelmesine yol açmaktadır.

 

 

Demokratik işleyiş hedef alınmakta

 

 

Cumhurbaşkanının tarafsızlık ilkesinin kaldırılmasına karşın tarafsızlık şartına uyumlu düzenlenen yasa metinlerin değiştirilmemesi ise uygulamadaki en büyük sorunlardan birini teşkil etmektedir. Bilindiği üzere Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinde ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçunun cezası düzenlenmiştir. Buna göre, “Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.” hükmü yer almaktadır. Cumhurbaşkanının tarafsızlığının kaldırılmasının ardından Türk Ceza Kanunu’ndaki söz konusu hüküm, hukuka aykırı hale gelmiştir. Böylelikle cumhurbaşkanı, halkın tamamının değil mensubu olduğu siyasi partinin çıkarlarını önceleme, yerine getirme keyfiliğine kavuşmuştur. Bir siyasi parti mensubu, hatta lideri konumundaki kişinin, siyasi rekabet çerçevesinde eleştirilmesinin doğal ve demokrasinin gereği olduğu göz önüne alındığında, cumhurbaşkanlığının tarafsızlık ilkesinin kaldırılmasına karşın Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinin korunması çelişkili bir durum olmakla sınırlı kalmamakta, demokratik işleyişi doğrudan hedef almaktadır. Bir siyasi parti liderine getirilen eleştiriler, o kişinin cumhurbaşkanlığı makamında olması halinde suç konusu olabiliyorsa, önü alınmaz bir hukuksal karmaşaya yol açmaktadır ki bilindiği üzere şu anda cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’a, aynı zamanda AKP Genel Başkanı olması hasebiyle yöneltilen eleştiri ve sözlü tepkiler kolaylıkla hapis istemli yargılama konusu yapılmaktadır.”

 

 

5. Yargı Paketi kapsamında kaldırılacak mı?

 

 

CHP’li Emre, Adalet Bakanı Gül’e yanıtlaması isteğiyle şu soruları yöneltti:

 

 

-16 Nisan 2017 Anayasa değişikliğinin ardından mahkemelerden, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla kovuşturma izni içerikli Adalet Bakanlığına kaç talep iletilmiştir? Bu talepler kapsamında kaç kişinin kovuşturulması istenmiştir? Adalet Bakanlığı kaç dosyada kovuşturma izni vermiştir ve bu dosyalar kapsamında kaç kişinin yargılaması yapılmıştır? Yargılaması yapılan kişilerden kaçı ceza almış, kaçı beraat etmiştir ve yargılama sonrası cezaevine giren kişi sayısı kaçtır?

-Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı süresince ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla hakkında kovuşturma izni istenen kişilerden yaş olarak en küçüğü ve en büyüğü kaç yaşındadır? Kovuşturma izni verilen kişilerden yaş olarak en küçüğü ve büyüğü kaç yaşındadır? Yargılaması yapıldıktan sonra ceza alan kişilerden yaş olarak en küçüğü ve en büyüğü kaç yaşındadır?

-Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Ağustos 2014 tarihinde ilk kez cumhurbaşkanı seçilmesi ve 16 Nisan 2017 tarihinde cumhurbaşkanlığının tarafsızlık şartının anayasadan çıkartılmasına kadar geçen sürede, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla açılan dava sayısı kaçtır?

-Gündemde olan 5. Yargı Paketi kapsamında, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasını düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinin kaldırılmasına ilişkin bir değişiklik var mıdır?”

 

 

AİHM’den ‘ifade özgürlüğü ihlali’ kararı

 

 

Öte yandan Vedat Şorli isimli bir Türk vatandaşının ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlaması gerekçesiyle aldığı cezayı görüşen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Şorli’ye verilen cezanın, ‘ifade özgürlüğü ihlali’ olduğuna karar vermişti. Bu ay duyurulan kararda, “Devlet, hükümet veya herhangi bir yürütme, yasama, yargı organı, medyada eleştiri konusu olabilir. Hakim konumları nedeniyle bu kurumlar, karalayıcı veya aşağılayıcı ifadelere karşı ceza hukuku tarafından korunmamalıdır. Koruma, her durumda eleştiri özgürlüğünü kısıtlamak için kullanılabileceğinden kaçınarak çok kısıtlayıcı bir şekilde uygulanmalıdır” denilmişti. Kararda aynı zamanda Avrupa Konseyi’ne üye birçok devletin hakaret için hapis cezasını kaldırdığını dile getiren AİHM, Azerbaycan ve Türkiye gibi devletlerin buna devam ettiğini belirterek, Parlamenterler Meclisi’nin bundan endişe duyduğuna işaret etmişti.