Ahmaklar!…

Ahmaklar!…
2 Eylül 2013 09:48

91 yıl önceki 30 Ağustos’ta Anadolu’dan emperyalistlerin tetikçilerini temizlemiştik. 91 yıl sonra aynı emperyalist güçlere “tetikçilik” yapıyoruz!..

 

H&H YORUM

 

10 ay önce Akçakale’de, Suriye Ulusal Koalisyonu (SUKO) lideri  Ahmet Muaz El Hatip ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) atkısı takıp, birlik mesajı veren Başbakan Erdoğan, devletler hukukunu hiçe sayarak, Suriyeli muhaliflere kesintisiz olarak desteğini sürdürüyor… Kendine muhalif olanlar için  Güney Doğu’dan İstanbul’a 6 jandarma komando taburu getirmiş!..   Olası Sonbahar eylemlerine karşı “seçilmiş” AKP iktidarını bu şekilde koruyacak!.. PKK için Güney Doğu’da konuşlanan askerler, bundan böyle Erdoğan karşıtı gençleri kovalayacak!.. Anlaşılan “süreç” ile PKK tehlike olmaktan çıkartılmış!..

 

PKK’ya boyun eğen AKP hükümeti, utanmadan Suriye’deki seçilmiş hükümeti düşürmek için savaş hazırlıkları yapıyor. Hani demokrasinin namusu sandıktı… Türk halkına benimsetilmek istenen bu kriter, Suriye halkı için neden kabul görmüyor?.. İki yüzlülüğün böylesi dünyada görülmemiştir!.. Başbakan, her ağzını açtığında Esat rejiminin Suriye’de Müslüman kardeşlerimizi öldürdüğünden yakınıyor… Erdoğan’a göre, Esat’ı devirmek için silah kullanmak gerekiyor. Aslında Erdoğan bu şekilde kendi iktidarını kurtaracağını sanıyor. Esat’a karşı silahlı  mücadele ederken ölenler için göz yaşlarını döküyor ama, kendi yönetimine karşı barışçıl gösteri yaparken öldürülenler için kılını bile kıpırdatmıyor. Erdoğan “demokrasinin namusu sandıktır” diyerek, kendisine karşı çıkılmasını eleştiriyor ama, aynı sandıktan çıkan Esat’a karşı silahlı mücadele yapılması gerektiğini savunabiliyor!.. Ne yaman çelişki değil mi? Esat’ın muhaliflerine her türlü desteği veren Erdoğan, kendi muhalifleri için en sert tedbirleri alabiliyor!.. “İki kişiden biri”nin desteğini tam olarak kaybetmeyen AKP’nin  demokratlığı bu kadardır işte!..

 

Filistin’deki HAMAS (1) ve Lübnan’daki Hizbullah, yakın tarihe kadar Erdoğan’ın müttefiki ve dostuydular…  Şimdi Suriye tarafında kaldılar…  Anımsarsınız yakın geçmişte, uluslararası baskılara rağmen, Erdoğan terör örgütleri listesinde yer alan HAMAS’ı, terör örgütü olarak görmediğini söyleyip, liderini Türkiye’ye davet ederek resmi törenle kabul etmişti… Bir ay bile olmadı, AKP sözcüsü Bekir Bozdağ, Esat’ı desteklediği için Hizbullah’ı, “Hizbulşeytan” olarak ilan etmişti… Erdoğan’ı, Suriye politikaları yüzünden Ortadoğu’daki en yakın müttefikleri bile terk etti!.. “Mavi Marmara” ve “One Minute” olayları ile İsrail karşıtlığı yaparak prim toplayan Recep Tayyip, en sonunda İsrail’in saflarında Müslümanlara karşı savaşmayı da kabul etmek zorunda kaldı!.. Erdoğan’ı bu durumdan Türk halkından başkası kurtaramaz artık. Bunun da tek yolu var; AKP’yi bir an önce iktidardan düşürmektir. Erdoğan, sonunda TSK’yı İsrail’e asker yapacak!.. Görüldüğü gibi dış güçlerin desteği ile iktidara getirilen AKP’nin marifetleriyle, Türk Ordusu da ele geçirilmiş ve adım adım İsrail’in tetikçisi durumuna getirilmiştir! Emperyalistlerin desteği ile iktidara  gelmenin, elbette ki bir bedeli olacaktı ve o bedel şimdi Müslümanların kanları ile ödettirilecek!..

 

İslamcı yazarlardan eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu, biraz da Türkiye’yi kollayarak, içinden geçmekte olduğumuz durumu şu şekilde özetlemiş: “Türkiye zaten uzun zamandan beri  Suriye’ye vurma hazırlığı içindedir. Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, bu küresel çetelere lojistik destek vermektedir. Bunlar menfaatleri gerektirdiğinde demokrat, menfaatleri olmadığı zamanda insan kasabı olarak ortaya çıkarlar. Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da olduğu gibi”

 

Erdoğan’ın savaş isteğini kısmen yerine getirmeye karar veren ABD Başkanı Obama, 21 Ağustos’ta Şam yakınlarındaki  Guto bölgesinde kimyasal silah kullanıldığından emin olmadığı halde, emin gibi konuşuyor. Kongrenin onayını aldıktan sonra Suriye’ye saldıracakmış! Bakalım Erdoğan’ı tatmin edebilecekler mi?.. Erdoğan’ın isteğini tam olarak yerine getirmek hiç işlerine gelmez. O zaman Erdoğan kontrolden çıkar ve karar veren lider durumuna  getirilmiş olur ve söz dinlemez!..

 

BM uzmanları Suriye’de iken, Esat’ın kimyasal silah kullanacağını düşünmek, kafadan çatlak damgasını yemek için yeterlidir. Esat yönetiminin kimyasal silah kullanıldığı iddiası, ABD tarafından Ürdün’de eğitilerek Suriye’ye sokulan 300 militana karşı başlatılan operasyonu durdurabilmek için uydurulmuş bir yalandır. Suriyeli yetkililerin bu savunmasına değer vermek gerekir. Fransız gazetesi Le Figaro‘nun 21 Ağustos’ta yayınladığı haberinde, Amerikalıların komuta ettiği iki birliğin Suriye’ye sızarak, Şam’a ilerlediği yazılmış. Kimyasal silah kullanıldığı haberi doğru ise, bunu o 300 militanın yapmadığı ne malum?! Davutoğlu’nun “şüphe” duymadığı husus, baştan aşağıya şüphelidir. Unutmamak gerekir ki, Muhalifler bazı yerlerde Suriye Ordusu’na ait tankları bile ele geçirmişlerdi! Belli ki, Emperyalistlerin Esat’ı yalnızlaştırmak için tek geçerli yolları kalmış, o da “kimyasal silah kullanıldığı” yalanına sarılmak… Ne var ki, giderek kendileri yalnızlaşıyor. Kim ne derse desin, Suriye’de “kimyasal silah” kullanıldıysa eğer, CIA’nın marifetidir…

 

Rusya Devlet Başkanı Putin, ABD yönetimini kastederek, Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığını iddia edenlere  “ahmak” demiş…  Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Bizim açımızdan bu konuda atım vasıtaları ve atım mekanlarıyla bölgeler arasındaki açılar, izler açısından bakıldığında şüphe bırakmayacak şekilde rejimin sorumluluğu” diyor… Bizim tarafın şüphesi yok anlayacağınız… Putin’in sözlerinden  paylarına ne düşer,  onu da ben söylemeyim, siz tahmin edin!..

 

Av. Cemil Can

 

DİPNOT:

 

(1)  HAMAS, Mısır’daki Müslüman Kardeşler örgütünün Filistin’deki kanadı olarak kurulmuştu.

 


Yazarın Son Yazıları:
‘Bağımsızlık’ mı ‘hırsızlık’ mı?!..
Devletin ‘özel’i olmaz!..
‘Cesaret ödülü’nün bedeli!..