Ağzım kulaklarımda uyudum

Ağzım kulaklarımda uyudum
22 Kasım 2012 19:41

Çarşamba gecesi tam televizyonu kapatıp, uykuya geçmeye hazırlanırken bir son dakika haberi duydum.


Safile USUL H&H YORUM

Tesev ve Konda’nın ortak anketinin sonuçları anlatılıyordu haberde.
 
Özet verdiler ama o özet bana yetti.
 
Anketin, “Anayasa Atatürk ilke ve inkılapları ile Atatürk milliyetçiliğine yer vermelidir”  önermesine ankete katılanların %82.3’ü onay vermişti.
 
Bunu duyunca cin gibi oldum, uykum dağıldı ve sevinçten ağzım kulaklarıma yayıldı.
 
Sonra televizyonu kapattım ama ağzım bir türlü yerine oturup da bana uyuma fırsatı vermiyordu.
 
O anda biri ışığı açıp, beni görse, “Bu bir retard, yatakta kendi kendine gülüyor, acaba bakanı var mı” filan derdi.
 
Uykumu tamamen kaçırdı sevinç. “Artık zıbar, sabah işler var” telkini ile zor uyuttum kendimi.
 
Çok sevindim çünkü somut bir veri gelmişti önüme.
 
Halkın bu konuda bilinçli olduğunu tahmin ediyordum ama % 82.3 de beklemezdim valla.
 
Demek iyice anlamış benim üzüm gözlü halkım Atatürk farkını.
 
Canlarım benim.
 
Bir keresinde anneme demiştim ki, “Şişkocum, sen hiç işgal yaşadın mı?”
 
Kadın anlamadı sorumu.
 
“Yani, sen yaşarken, çocukken, gençken, büyüyünce, daha sonraları, hiç Türkiye işgal edildi mi? İşgal gördün mü hiç hayatında?”
 
Düşündü biraz bu “manasız” sorum üzerine…
 
Sonra, “Yok, görmedim” dedi.
 
Halbuki benim şişkocuğum bilmiyor ki, onun yaşındaki tüm Avrupalılar bile işgal gördü.
 
Sorum çok manalı idi ama, ahhh, anlaşılamadım. Pardon sonradan anladı annem.
 
Bu nasıl bir lüks aslında; 1938 doğumlu olacaksın, işgal nedir bilmeyeceksin, kızının işgal sorusunu manasız bulacaksın.
 
Ah, ne lüks hayat!
 
Bu arada.
 
Şu anda da kulaklarım ağzımda galiba. Deformasyon yaşamadan bu konuyu kapatıyorum.
 
Halkımın yanaklarından öpüyor, başka bir konuya geçiyorum.
 
Bir de çok kısaca, sevgili canım halkım anketteki, “Kalkınma için doğadan fedakarlık yapılmamalı” önermesini yaklaşık % 70 ile desteklemiş.
 
Ki, gelin Karadeniz’e, Ege’ye filan, göreceksiniz zaten halkımın toprak, bahçe, ağaç, çiçek sevgisini. (diğer bölgeler de öyle, nitekim Türk halkı büyük şehirlerde yaşarken bile kökü olan köyünün toprak ürününü yemeden yaşamaz, aslanlarım benim, Türkiye’yi Türkiye yapan sizsiniz zaten, olmasaydı o toprak, olmazdık biz)
 
Neyse, ben tamamen zıvanadan çıkmadan kapatıyorum bu bahsi. Gelelim öteki bahse.
 
PARÇALI ORDU OLMAZ
 
Değerli Hükümet şu anda orduyu birkaç departmana bölerek Milli Savunma Bakanlığı’na bağlamayı planlıyormuş.
 
Yani, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıkları ayrı ayrı MSB’ye bağlanacak ve bu yolla askeri darbeler engellenecekmiş. Bu model Osmanlı’nın son dönemlerinde de uygulanmışmış.
 
Aaaa, demek Osmanlı bundan dolayı yıkılmış, anladım.
 
Fakat bu bir yana…
 
Hiçbir devlet denecek devlette ordu böyle parça parça işlemez.
 
Böyle bir şey yok dünyada. Burada da işlemez. Bu uygulamayı yapamaz da zaten Hükümet.
 
Ama demek ki, hırsları akıllarını epey bir törpülemiş.
 
Allah şifa versin.
 
Not: Avrupa’da mesela bizdeki Genelkurmay’ın aynısı “General Stab”lar var, altında komutanlıklar, bir sürü departmanlar, özel istihbarat bölümleri, iletişim daireleri, sözcüleri vs. vs. Hepsi “General Stab”a bağlı.


Yazarın Son Yazıları:
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı