Ağar'ı şoke eden işkence

Ağar'ı şoke eden işkence
21 Kasım 2012 20:37

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu üyesi ve AKP Kayseri milletvekili Yaşar Karayel, eski bakan Mehmet Ağar’a ”Sizin döneminizde İstanbul emniyetinde işkence gördüm” dedi. Karayel gözaltında yaşadıklarını anlatınca Ağar, ”El insaf ya” cevabını verdi.
 
Tutanaklara göre, komisyon üyeleri Yenipazar cezaevinde görüştükleri Ağar’a önce özgeçmişini sordular. Ağar 1979-1988 yılları arasında İstanbul Siyasi Şube Müdür yardımcısı, Asayiş Şube Müdürü ve Terör ve Asayişten sorumlu Emniyet Müdür yardımcılığı görevlerinde bulunduğunu söyledi.


 
Komisyon üyesi AKP’li Yaşar Karayel Ağar’a ” Siz İstanbul’da Şükrü Balcı’yla birlikte, özellikle 80 döneminde” hatırlatması yapınca Ağar da ”Şükrü Balcı, Mustafa Yiğit, Ünal Erkan, üçüyle de çalıştım” dedi. Karayel de ” Bizler de o zaman derdest edilenlerin içindeydik ve 1. Şubede epey işkence gördük” dedi. Karayel ile Ağar arasındaki diyalog tutanaklara şöyle yansıdı:
 

MEHMET AĞAR: Allah aşkına, neredeydiniz siz o zaman?
 
KARAYEL: Gayrettepe’de.. Bizi camiden aldılar, ben Vakıf Gureba Hastanesinin yönetim müdürüydüm. Orada gerçekten birkaç tane sağduyulu polisin dışında çok psikopat adamlar vardı,
 
AĞAR: Ya, Vakıf Gurebanın terörle filan ne bağı var ki öyle bir sorgu olsun size?
 
KARAYEL: Evet, maalesef oldu.
 
AĞAR – Hayret… Benim bildiğim, silahla, bombayla, şunla bunla alakası olmayanlarla ciddi bir sorunu hiçbir zaman olmamıştır.
 
KARAYEL:  Orada Nihat Erim’in katilleri  Dev-Sol grubu da vardı. Onlarla hücrelerimiz yan yanaydı. Benim hücreme atılan bir çocuk vardı, hiç unutmuyorum “Beyazıt Dev-Sol sorumlusu” diye getirilmişti. Çocuğu getirip attılar hücreye. Sayın Bakanım, çocuğun dokunduğunuz her yerinden neredeyse kan fışkıracak. O dönemde sizler oralardaydınız ve Şükrü Balcı da oranın Emniyet Müdürüydü. Yani, bir nesil gerçekten işkenceden geçti.
 
AĞAR: Zaten bunun yaralarını hep yaşadığımız için…
 
KARAYEL: İyi polis, kötü polis, işkenceci, işkencesiz polis diye bir şey yok. Orada sigarayı içiyordu polis, atıyordu ıslak zemine. Tuvaletin önündeki ıslak zemindi, tuvalet şeyini emiyordu sigara izmariti, onu da parayla oradaki tiryaki olan çocuklara satıyorlardı.
 
AĞAR – El insaf ya!
 
KARAYEL: Evet ve öyle işkenceler yapıyorlardı ki, bırakınız bu ülkenin vatandaşı olarak, gavur olsa böyle bir işkenceye tahammül edemez ve yapılamaz. Yani, siz o dönemleri bilen, yaşayan bir insan olarak bu nesil bunları yaşamış… Ben içinde yaşayanlardan birisiyim,  burada yaşayan arkadaşlarım da var o dönemi.
 
AĞAR: Hiç şüphe yok.
 
KARAYEL: Bunların hepsini birlikte yaşadık. Bu 80 darbesiyle bir nesil gerçekten telef oldu. Yüzleşiyoruz ya bu işlerle…
 
AĞAR: Maalesef, daha da acı geri dönüşü olmayan bir şekilde ve üstelik de belki de en parlak  adamlar telef oldu, gitti. Şimdi ben bu sıkıntıları bildiğim için bununla nasıl baş ederiz? Bunun tek yolu daha fazla para, teknoloji, imkân ve delilden sanığa doğru giden bir yapıyı kurduğun vakit, sanık senin karşına geldiğinde konuşacak bir şey kalmıyor. Al kardeşim konuşma bandın, al fotoğrafların, al suç aletlerin, buyur.

gazeteport