ABD geriliyor, Esad gidici değil

ABD geriliyor, Esad gidici değil
14 Eylül 2012 07:50

Rus Bakan yardımcısının açıklamasından, “Esad gidecek” sonucu çıkarmak tamamen yanlış.

 

Safile USUL H&H YORUM

Ve…
 
Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov’un Le Figaro’ya yaptığı açıklamayı, “Esad’ın gitme şartı” yorumuyla ve Esad’ın gideceğine dair bir emare olarak kabul etmek doğru değil
 
Bogdanov’un Le Figaro’ya yaptığı açıklamaya dikkat edilirse…
 
Bogdanov şöyle diyor:
 
“Esad’ın bize açıkça söylediği şey şu; eğer halk onu istemezse, eğer seçimlerde başka birini seçerlerse, Esad gidecek.”
 
Bogdanov’un burda şartlı ve esasında gerçekleşmeyeceğini düşündüğü bir ihtimali dile getirmesinin nedeni, Fransa’da Le Figaro’ya konuşuyor ve Fransa için kullandığı bir diplomasi ifadesi olması.
 
Nitekim Bogdanov aynı röportajda kendi görüşünü, “Suriye’de rejim hala güçlü ve devrilmesi halinde onun yerine gelecek yönetimden endişe duyan büyük bir nüfus tarafından destekleniyor” sözleri ile ifade etmiş.
 
Kaldı ki, Rusya fiili ve askeri anlamda Esad’ın arkasında durmaya devam ediyor ve Esad rejimini halen en aktif şekilde koruyor.
 
Şimdi…
 
Bingazi’de ABD Büyükelçisi ile 3 ABD Konsolosluğu görevlisinin faili henüz meçhul bir saldırıda öldürülmesinden sonra hem ABD hem de onu destekleyen ülkelerdeki Suriye’ye askeri müdahale cephesi daha da geriledi.
 
İngiliz basını, örneğin, dün buna dair somut emareler gösterdi.
 
BBC Türkçe’nin haberine göre, İndependent’den Patrick Cocburn şöyle yazdı:
 
“Batılı medya Arap Baharı sırasında eski lider Muammer Kaddafi’nin güçlerini kötü, muhalifleri ise iyi olarak gösterdi ama gerçekler bundan çok daha karmaşık. Muhalifler söylenenden çok daha anarşist ve çok daha saldırgandı. Nato’nun sağladığı hava desteği olmasaydı Kaddafi’ye karşı birkaç haftadan fazla direnemezlerdi.”
 
Guardian yazarlarından İan Black ise şöyle yazdı önceki gün:
 
“Bingazi’de (ABD Büyükelçisi’nin öldürülmesi) ve Kahire’de olanlar Arap Baharı’nın devridiği iki rejimin aslında kökten dinciliği halktan uzak tuttuğunu gösteriyor. Kaddafi ve Mübarek sabir fikirli diktatörlerdi ama Amerikalı diplomatlar o zamanda terörist saldırılara maruz kalmıyorlardı. Bingazi saldırısı ayrıca da, 11 Eylül gününe denk geldiği için çok uzun bir dönem medeniyetler çatışması ile bağdaştırılacak.”
 
Bu yazılanlar Avrupa’daki siyasi havaya da bir gösterge esasen.
 
Arap Baharı denen şey artık daha iyi anlaşılır olmaya başladı Avrupa’da, ki bunun en erken emarelerini Alman Hükümeti’nin tutumu çerçevesinde daha önce yazmıştım.
 
ABD de gitgide zayıflıyor Ortadoğu vs. ülkelerine müdahale edebilme durumundan. İstikamet bu yönde. ABD stratejik olarak geriliyor yani, bunu okuyamayanlar doğru dış politika üretemez.
 
Bu olayı dünyada en anlamayan kişilerin başında ise, Başbakan Erdoğan geliyor.
 
Abdüllatif Şener dün Erdoğan’ı çok başarısız olarak tanımlarken çok doğru söylemiş.
 
Şu anda aldığı oy nedeniyle iç kamuoyunda prestij taşımaya devam edebilse de, Erdoğan Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en başarısız ve isabetsiz dış politika üreten kişisidir.
 
Bir ara Yıldırım Akbulut’la alay edilirdi, gerçi onun alay edilme nedenleri farklıydı ama Yıldırım Akbulut’un bile Erdoğan’dan çok daha başarılı olduğunun anlaşılır olduğu günler gelecek.
 
Şunu da söylemeden edemeyeceğim, ki…
 
Erdoğan yatsın kalksın Türkiye Cumhuriyeti’nin altyapısına ve onu koruyucu kurumlarına dua etsin.
 
Ne demek istediğimi anlamak için de en yakınından Libya ile ipteki maymun gibi nasıl oynandığına ve deney yapıldığına baksın.


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar