2023’e doğru: 1915’den 2015’e Mustafa Kemal’in askerlerinin vatan savunması: Yüz yıllık yalnızlık! 19 Mayıs 1919’dan 9 Eylül 1922’ye

2023’e doğru: 1915’den 2015’e Mustafa Kemal’in askerlerinin vatan savunması: Yüz yıllık yalnızlık! 19 Mayıs 1919’dan 9 Eylül 1922’ye
19 Mayıs 2015 09:20

Mustafa MERSİNOĞLU H&H YORUM

 

 

Sana Hasret Sana Vurgun Gönlümüz
Neredesin Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Bu Gemi Bu Karadeniz
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Ararım İzini Dolmabahçeden
Bir Daha Dönmezmi Bu Yola Giden
İçimde Sen ,Gözümde Sensarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Kurban Olam Yürüdüğün Yollara
Kara Peçe Yakışmıyor Kullara
Uyan Bak Bizim Hallara
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Bulutlar Terinden, Dağlar Kokundan
Sarhoştur Sevdiğim Mahsuni Bundan
Bir Daha Gel, Gel Samsundan
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Aşık Mahzuni Şerif

 

 

19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa sabah Samsun’a çıktı.

1

 

 

20 Mayıs 1919 İngiliz Muhipler Cemiyeti ‘da kuruldu. (İngiliz Dostları Derneği) Damat Ferit Paşa ve Sait Molla gibi üyeleri bünyesinde bulundurmuş ve hararetli bir şekilde İngiliz Mandasını savunan Türk milli varlığına düşman İngilizlerden para yardımı alan bu cemiyet, Anadolu’da karışıklıklar çıkarmayı ve Kurtuluş Savaşı’nı engellemeyi amaçladı. Kurtuluş Savaşı’na karşı yapılan tüm yıkıcı eylemlerin ve örgütlenmelerin destekleyicisi oldu. İngiliz casusluğu görevini de yürüten Muhipler Cemiyeti üyeleri, İngiliz ajanı Frew’in talimatıyla, İstanbul’un en yoksul semtlerindeki Türk ailelerine her gün çok miktarda et dağıtarak işe başladı. Hürriyet ve İtilaf Fırkası ile işbirliği yapmıştır.

 
İstanbul’un işgalinden sonra özellikle kentin zenginleri ve ileri gelenleri, mevcut durumlarını muhafaza etmek ve işgalden menfaat sağlamak maksadıyla bu derneğe üye olmuşlardır.

 
İngiliz ekonomik sermayesiyle güçlenen teşkilat, desteklediği diğer yan kuruluşlarla Anadolu’da oluşan Kuvâ-yı Milliye’yi yok etmeye yönelik hareketini hızlandırdı. Marmara ve Ege bölgelerinde çıkan isyanlar dahil, Konya-Bozkır ayaklanmaları ile Konya Delibaş Mehmet İsyanı hareketinde de büyük rolleri olan cemiyetin yayın organı “İstanbul” gazetesiydi.

 
21 Mayıs 1919 ‘Türkler kendi güçleri ile adam olmaz. İngilizler elimizden tutup bizi kurtaracak.’ Gazeteci Refi Cevat Ulunay

 
23 Mayıs 1919 ‘İngiliz mandası istediğinizi bütün itilaf temsilcilerine, hükümete ve gazetelere bildiriniz.’ İngiliz Muhipler Derneği Başkanı Adliye Nezareti Müsteşarı Sait Molla’nın belediyelere genelgesi.

 
23 Mayıs 1919 Sultanahmet Mitingleri, 30 Mayıs 1919, 10 Ekim 1919, 13 Ocak 1920 tarihlerinde dört kez yapıldı. Her birine yaklaşık 150-200 bin kişinin katıldığı mitinglerde; Mehmet Emin Yurdakul, Halide Edip Adıvar, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Rıza Nur, Selim Sırrı Tarcan, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Fahreddin Hayri Bey, Kemal Mithad, Şükûfe Nihal Başar, Madam Jeannine isimli bir Fransız gibi birçok tanınan kişi katıldı ve işgallere karşı kati halk direnişini savunan konuşmalar yaptı.

 

 

2

3

24 Mayıs 1919 Padişah tarafından onaylanan kararda idama mahkum edilen ilk 6 kişi şunlardı: Mustafa Kemal, Kara Vasıf, Ali Fuat Paşa, Ahmet Rüstem, Dr. Adnan ve Halide Edip.

 
26 Mayıs 1919 ‘Yunan kuvvetlerinin özel bir tören ve saygı ile karşılanması.’ İzmir Valisi Kambur İzzettin genelgesinden.

 
28 Mayıs 1919 Havza Genelgesi halkı direnişe çağırıyordu.

 
6 Haziran 1919 ‘Sadrazam Teyfik Paşa İngiltere ile gizli bir anlaşmaya varılarak Osmanlı Devletinin İngiltere’ye bağlılığının sağlanmasını istedi.’ Yüksek Komiser Amiral Colt Horpe’nin raporu.

 
16/17 Haziran 1919 Yunanlılar Menemen’de katliam yaptı.

 
21 Haziran 1919 Amasya Genelgesi “Yurdun bütünlüğü ve ulusun bağımsızlığı” tehlikededir.

 
22 Haziran 1919 tarihinde imzaladığı Amasya Tamimi’nde 9. Ordu Müfettişi, Mustafa Kemal Paşa, ‘İstanbul Hükumetinin düşman devletlerinin baskısı altında ve acz içinde olduğu; milleti, yine kendisinin azim ve kararlılığının kurtacağı’ belirtilmekteydi.

 
8 Temmuz 1919 gecesi Harbiye Nazırı ile Telgraflaşan Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişliğinden ve askerlikten istifa etmiş, kendi deyimiyle Sine-i Millet’e dönmüştü.

 
3 Ağustos 1919 ‘Yunanla çarpışmaktan vazgeçiniz. Zira bu teşebbüsünüz beyhudedir.’ Jandarma Genel Komutanı Kemal Paşa.

 
7 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi toplandı. Misaki Milliye Ulusal And kabul edildi.

 

 

‘Erzurum’da on dört gün sürdü Kongre: orda, mazlum milletlerden bahsedildi bütün mazlum milletlerden ve emperyalizme karşı dövüşlerinden onların.’ Nazım Hikmet Kuvayi Milliye Destanı.

 
7 Ağustos 1919 ‘Ankara’dakilerin Yunanlılara hala meydan okumalarına çılgınlıktan başka bir sıfat verilmez. Yunanlılarla aramızda akılca da, ilimce de, kuvvet bakımından ve her açıdan bu kadar fark varken onlarla muhabereye girişilmez.’ Gazeteci ve Nazır Ali Kemal

 

 

31 Ağustos 1919 ‘İstiklal diye bağıranlar kötü niyetlidir.’ Gazeteci Refi Cevat Ulunay.

 
1 Eylül 1919’da İstanbul’da Damat Ferit hükümeti, İngiliz Yüksek Komiserliği ve Kürt Teali Cemiyeti’nin kurucusu da olan bazı Kürt ileri gelenleri arasında bir komplo planlanmıştı. Dahiliye Nazırı Adil Bey Ali Galip ile Sivas’a vali olarak gitmesi konusunda pazarlık yaptı. Ali Galip’in oradaki görevi Doğu vilayetlerinde gaile çıkarmaya çalışanların kışkırtmalarını engellemek ve karşı koyanları yakalamaktı.

 
3 Eylül 1919 tarihinde Dahiliye Nazırı Adil Bey ve Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa Ali Galip Bey’e bir eminame verdiler.

 
4 Eylül 1919 Sivas “Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetleri” birleşir.

 
‘4 Eylül 919’da toplandı Sivas Kongresi, ve 8 Eylülde Kongrede bu sefer yine ortaya çıktı Amerikan mandası. Ak koyunla kara koyunun geçitte beli olduğu günlerdi o günler.’ Nazım Hikmet, Kuvayi Milliye Destanı

 

 

6 Eylül 1919 tarihinde, Kürt Teali Cemiyeti kurucularından Bedirhanlı aşiretinden Celadet ve Kâmuran ile Cemil Paşa ailesinden Ekrem yanlarına İngiliz Yüzbaşı Covbertin Noel ve silahlı Kürtler koruyuculuğunda Malatya’ya gelirler. 15. Kolordu kumandanı Kâzım (Karabekir) Sivas Mustafa Kemal Paşa’ya telgraf çeker. Telgrafında daha evvel Diyarbekirde aleyhte propagandalar yapan İngiliz subay Noel yanlarındakilerin sayılarının fazla silahlı korumalarla geldiğini bu nedenle Malatya’daki 12. süvari alayının sayılarının az olması nedeniyle bu gruba müdahale etmeye yeltenmediğini ve bu şahısların tutuklanması için İstanbul’dan yardım istediklerini bildirdiğini yazar.

 
7 Eylül 1919 Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti kuruldu.Dahiliye Nazırı Adil Bey ve Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa Ali Galip Bey’e verdiği eminame eline Mustafa Kemal Paşa’nın geçti. Emirde Ali Galip’in bölgedeki Kürt aşiretlerinden güvenilir 100-150 silahlı süvari toplayıp Sivas’a gitmesi ve toplantıya meydan vermemesi isteniyordu.

 
7-8 Eylül 1919 gecesi Sivas’ta bulunan Mustafa Kemal paşa ile Malatya 12. Süvari Alayı Komutanı Cemal Bey arasında telgraflaşmalar sürer. Mustafa Kemal Paşa kimlerin olayın içinde olduğunu ve vaziyeti iyice kavrar. Mustafa Kemal Paşa Kumandan Cemal Bey’e ve telgraf müdürüne telgraflaşmayı hiç kimseye söylemiyeceklerine dair yemin ettirir. Malatya 12. Süvari Alayının 10-15 tane silahlı eri vardır, Noel ve grubu 20-25 silahlı Kürt ve bir İngiliz er ve Onbaşı ile gelmiştir.

 
9 Eylül 1919—Mustafa Kemal, Sağırzadelerden Halet Bey’e telgrafı:

 
‘İngiliz himayesinde müstakil bir Kürdistan kurulması amacıyla propaganda yapmakta olan İngiliz binbaşılardan Mister Noel’in din ve milliyetlerini satmış Kürt beylerinden Ekrem (Cemilpaşazade Ekrem), Kâmran Ali, Celadet ile millet ve vatan haini Harput Valisi ve bunlara katılan Bedirhanilerden Malatya Mutasarrıfı Halil… Malatya’ya doğru yola çıkan ve padişah ve millet aleyhinde İngilizler ile işbirliğine kalkışan o çevrenin saf kürtlerini posta hırsızını kovalama yalanı ile toplayarak beyhude yere asker tarafından yok edilmelerine ve padişaha ve millete karşı ayaklanmış bir duruma düşürülmelerine neden olacak olan bu vatan hainlerinin alçaklıklarını…”

 
11 ve 12 Eylül 1919 gecesi Maraştaki Jandarma Yüzbaşısı Faruk Bey, Kâhta’da kaçakları izledi. Faruk Bey, Malatya’ya 5 saat mesafedeki Raka köyünde, Siverek’e kadar olan bölgedeki ve Dersim’e varıncaya kadarki Kürt aşiretlerin haberdar edilerek bu köyde toplanmaya başladıklarını tespit etti. Yüzbaşı Faruk Bey köyde toplanan silahlı isyancıların Malatya’yı basacağını ve Urfa’daki İngiliz Tümeninin aşiretlere yardım için bölgeye gelebileceğini ve isyancıların Sivas üzerine yürüyeceğini Malatya 15. Alay Komutanı İlyas Beye rapor etti ve Albay İlyas Bey bunun üzerine Sivasta bulunan Mustafa Kemal Paşaya telgrafla bu gelişmeleri bildirdi.

 

 

14 Eylül 1919’da Mustafa Kemalmilli mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için mutlak surette “milli” bir gazetenin kurulması gerektiğine inanıyordu, İrade-i Milliye’yi kurdu. Bu amaçla; Sivas Kongresinin bitiminden hemen sonra Sivas’ta yayım hayatına başlayan gazete ile işgallere karşı kamuoyu bilinci oluşturmak hedeflenmişti.

 
16 Eylül 1919 tarihinde Malatya 3. Kolordu Emir Subayı Recep Zühtü Sivas’ta 13. Kolordu Komutanlığına telgrafla durumu bildirir. Mutasarrıf Halil Rami’nin evinin etrafı sarıldı ve evinin telefon hatları kesildi. Malatya vilayetine doğru askeri birliklerin gelmekte olduğu haberini alan Harput Valisi Ali Galip, Malatya Mutasarrıfı Halil, Binbaşı Noel ve Kürt cemiyeti üyeleri Malatya’yı terkederek Kâhta yönüne kaçmaya başlarlar. Mutasarrıf ve yanındakiler aceleyle atlarına binip kaçarken evinde bir belgeyi yanına almayı unutur.

 
Bu belgede ‘Mustafa Kemal ve yardakçılarının tepelenmeleri masraflarına karşılık olmak üzere bu buyruğa uygun olarak altı bin lira alınmıştır’ yazmaktaydı. Tertipçilerin üzerine Mustafa Kemal Paşa’nın emirleri doğrultusunda çevre vilayetlerden askeri birlikler sevkedildi. Sivas’tan 2 süvari bölüğü, Harput’tan (Elazığ) 15. Alaya bağlı makineli tüfek bölüğü, Urfa’dan 12. Süvari Alayına bağlı bir birlik vilayeti basacaklarından şüphe edilen silahlı Kürtleri önlemek ve adları sayılan elebaşlarını tutuklamak üzere Malatya’ya doğru yola çıktılar.

 

 

22 Eylül 1919 Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF), Kurtuluş Savaşı’na destek veren, Türk sosyalistlerin kurduğu parti. Partinin genel sekreteri Dr. Şefik Hüsnü idi. Fırkanın ilk kadroları arasında Ethem Nejat, Ahmet Akif, Sadrettin Celal, Nafi Atuğ Kansu, Cevat Cevdet ve Namık İsmail bulunuyordu. Parti devrimlerin devamlılığına inanıyor ve Kemalistler ile uzlaşıyordu.

 
24 Eylül 1919 Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafayi Hukuk Cemiyeti, Heyeti Temsiliye Başkanı, General Harbord Başkanlığındaki Amerikan Heyetine sunduğu muhtıra:

 
‘…hürriyet ve tahsil haklarından mahrum bir sürü haline geldiği zaman kendilerinin arzularına boyun eğecek bir esir sürüsü elde edeceklerine tam manâsıyla kanidirler. Elde etmeye çalıştıkları netice budur ve bunun için her türlü entrikalara başvurdular… Türklerle Kürtler arasında bir kardeş harbine sebebiyet vermek için, Kürtleri İngiliz himayesi altında müstakil bir Kürdistan kurma planına iştirak etmek üzere tahrik ettiler. Bu teşebbüslerini tahakkuk ettirmek için büyük paralar harcadılar, her türlü casusluğa baş vurdular,… Bu suretle Noel isimli bir İngiliz subayı uzun bir zaman Diyarbakır’da gayretler sarfetti ve faaliyetlerinde her türlü aldatma ve sahtekarlığa başvurdu.’

 
26 Eylül 1919’da Cemiyet-i Müderrisin Kuvayi Milliye aleyhinde bir beyanname yayınlamıştır. İşte o beyannamaden bazı bölümler:

 
”Bir zamanlar ne kadar şen ve bahtiyar idiniz. Hemen hepiniz çoluğunuz ve çocuğunuzun yanında, tarlalarınızın, bağlarınızın başı ucunda, çiftinizle, çubuğunuzla uğraşıp vaktinizi hoş geçirmeye çalışır idiniz. Bir müddetten beri size ne oldu? Niçin öyle boynunuz bükük tıpkı bir yetim gibi mahzun duruyorsunuz? Hakkınız var. Çünkü kiminiz yerinizden yurdunuzdan mal ü menalinizden, kiminiz, çoluğunuzdan çocuğunuzdan oldunuz. Vaktiyle gürül gürül tüten ocaklarınız şimdi söndü ve her akşam tarladan gelirken keyifli keyifli türkü söyleyen babalarınız ve yavrularınız şimdi öldü. Acaba şu halin neden ileri geldiğini biliyor musunuz; şüphesiz ki bazılarınız bilir fakat içinizde bilmeyenler de bulunur. Bunun için cümlemizin yani aziz milletimizin ve mukaddes vatanımızın bir vakitten beri başına gelen belâların ve tâunden beter olan âfetlerin esbabını size biraz anlatalım:”

 
“Nitekim bu defa da Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvâ-yı Milliyye maskaraları Yunan askerlerinin önünden nâmerdâne bir surette kaçarken, zavallı saf ve gafil ahâlî ve askerden cem’ ettikleri kuvvetleri düşmanla harbe tutuşturarak ve “siz mevkiinizde sebat edin, biz şu taraftan onların arkasını çevireceğiz” tarzında yalanlar ve hilelerle savuşup kaçarak zavallı neferlerimizi ve ahâlimizi boşuboşuna kırdırmak usulünü takip ediyorlar. Biçare millet! bu yankesicilerin hilelerini, desiselerini hâlâ tamamen anlayamamıştır. Yazık, bin kere yazık ki gerek harp içinde ve gerek mütârekeden sonra memleket bunların fitne ve fesadı uğruna milyonlarca evlâdını telef ediyor da Talât, Enver, Cemal, Mustafa Kemal vesaire gibi beş on şakînin vücudunu ortadan kaldırmak için icap eden küçük fedakârlığı göze aldıramayarak memleketi ve kendilerini ebedi tehlikeden kurtarmak ve selâmete çıkarmak tarikini idrâk edemedi ve hâlâ da edemiyor!”

 

 

“İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Harb-de mağlup olduktan sonra uslu oturmak ve mağlubiyetin netâyicine katlanarak telâfisini sabr ü sükûn ve akl ü tedbir dâiresinde izâle etmekten başka çare var mıdır? Yunanlılarla harbe tutuşuyor, sonra da bir taraftan kaçıyor ve bir taraftan şöyle mukavemet ettik, böyle zayiat verdik gibi yalanlarla halkı iğfale çalışıyorsunuz! Düşünmüyorsunuz ki Yunanlılara fazla zayiat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli bir şey olmaz: hudânegerde sizin yalanlarınızı şahit tutarak işgal ettiği memleketimizde; “bu kadar kan döktüm ve şöyle fedakârlık ettim, böyle emek çektim” diyerek hakk-ı feth davasına kalkar! Hem sizler ey yalancı ve deni şakîler! Kendi milletimize karşı ecnebi milletlerden hiçbirinin yapmadığı şekavet ve şenaatleri irtikâp edip dururken milleti, eşrafı memleketi, ulemâyı asıp keserek mallarını yağma ederken kendinize ne hakla, ne yüzle, ne utanmazlıkla Kuvâ-yı Milliye namını veriyorsunuz? Milleti öldürerek, mahvederek hukuk-ı milleti müdâfaa edeceksiniz öyle mi? Utanmaz hâinler, artık yetişir, yakamızı bırakın: Cenâb-ı Hakk’ın gazap ve laneti sizin üzerine olsun!”

 
“Harb senelerinde sizi cephe cephe sürükleyen ve aç susuz süründüren ve din kardeşlerinizin, hemşehrilerinizin beyhude yere ölmelerine sebebiyet veren birkaç kişi arasında Mustafa Kemal, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zâlimler de var idi! İşte bu hâinlerin harb cephesi haricinde kalmış olan efrâd-ı alinize kanlı elleriyle ne kadar fecâyii irtikâb etmiş olduklarını harbden avdetinizi müteakib gördüğünüz! Bugün yine o şakiler, bağilerdir ki elleri birtakım yetimlerin, dul kadınların kanlarına mülamma olduğu halde kalbgâhınıza sokularak sizi mahvetmek ve evlâd u iyâlinizi yetim ve dul bırakmak ve servet ve saadetinizi külliyen çalmak için şeytanın dahi hatırına gelmeyen hiyle ve desâisi irtikâb ediyorlar. Siz bu zâlimleri cinayetlerine daha ne kadar göz yumacaksınız? Elinize aldığınız fetvâ-i şerif ki Allanın emridir, okuduğunuz hatt-ı münif ki halifemizin, padişahımızın bir fermanıdır, siz Allanın emrine halifenin fermanına ittibâen bu canileri, bu katil canavarları daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz. Şu alçaklar ve hempaları bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor; bunları vücudlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur.”

 
“Padişahımız halifemiz efendimiz hazretlerinin merhamet ve şefkat kucağı size açılmıştır. Hepiniz koşunuz, geliniz dünya ve ahiret saadetini ihraz ediniz: İşte size ihtar eyliyoruz. Allahını, peygamberini ve padişahını seven bu tarafa gelsin!”

 
1 Ekim 1919’da başlayan ayaklanmayla, Sivas Kongresi sonrasında İstanbul Hükümeti, Kuva-yi Milliye’cilerin dine ve halifeye karşı oldukları propagandasıyla halkı kışkırtıyordu. Eski bir jandarma subayı olan Anzavur Ahmed’i de Kuzey Ege ve Marmara bölgelerindeki direnişi kırılmakla görevlendirdi. Anzavur Ahmed Eylül 1919’da Biga, Gönen ve Manyas’ta Kuva-yi Milliye karşıtı çalışmalara başladı. ‘Göğsümde iman, baımda kuran ve elimde padişah fermanı olarak geliyorum. Başta Kemal olmak üzere Kuva-I Milliyeci subayların hepsini keseceğim, Kemal’in kafasını padişaha götüreceğim.’

 
12 Kasım 1919’da Aznavur Ahmet silahlı adamlarıyla Susurluk’a girdi. Ama Kirmastı (Mustafa Kemal Paşa) yakınlarında Çerkes Ethem kuvvetlerine yenildi.

 
8 Aralık 1919 tarihinde Kürt cemiyeti başkanı (Seyit) Abdülkadir Efendi, İngiliz Yüksek Komiserliği Müsteşarı ve Kürt uzmanı T. B. Hohler ile görüştü. Bu görüşmeyi Hohler İngiliz Dışişleri Bakanlığına rapor etti. Hohler raporunda Mustafa Kemal’in gitgide tehlikeli olmaya başladığını, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın kendisine bağımsızlık sözü vermesine karşılık Abdülkadir’in de Kürtleri Mustafa Kemal üzerine saldırttığını, Abdülkadir’den aldığı bilgiye göre Kürtler ile Ermeniler’in hem Paris’te Hem İstanbul’da bağımsız Kürdistan ve Ermenistan konusunda anlaşmaya vardığını ve Abdülkadir’den alınan anlaşmaya ilişkin vesikanın bir kopyasının ekte olduğunu yazar.

 

 

27 Aralık 1919 Mustafa Kemal Başkanlığındaki Anadolu ve Rumeli Müdafaa-yı Hukuk Derneği Ankara’ya gelir halk büyük çoşku ile karşılar.

1920

4

Diken 1920 Sayı:61 Sh:1
Sedat Simavi

 

 

Karikatürcüler Mustafa Kemal’in gücünün farkında değil… İstanbul Hükümeti temsilcileri ile yapılan Bilecik görüşmeleri için yapılmış bu karikatürde, Mustafa Kemal Paşa, Ahmet İzzet Paşa’nın elini öpecekken tasvir edilmiş. Oysa görüşme sonrası Mustafa Kemal Paşa, Ahmet İzzet Paşa ve beraberindekileri Ankara’da “misafir olmaya” ikna ederler; hem de neredeyse bir yıl boyunca. İstanbul’a dönmelerine işbirliği şartıyla izin verilir. Bu karikatürün çizeri ise basın sektörüne karikatürcü olarak girmiş, Hürriyet’in kurucusu Sedat Simavi…

 
10 Ocak 1920 Hakimiye-ı Milliye gazetesi Ankara’da yayına başladı.

 
12 Ocak 1920 Meclis-ı Mebusan İstanbulda toplandı.

 
28 Ocak 1920 Misak-ı Milli Meclis-ı Mebusan’ın gizli toplantısında kabul edildi.

 

 

16 Mart 1920 İstanbul işgal edildi. İngiliz Birlikleri İstanbul Beyazıt Şehzadebaşı’ndaki 10. Kafkas Tümeni’ne bağlı karağgağ bölüğü koğuşunu sabah sabah 05.45’de bastı bastı ve uykudaki erlere ateş açarak şehit etti. Harbiye bakanlığı basıldı, İngiliz ordusu temsilcisi General Shuttleworth bakanlığı kontrol altına aldı. Mustafa Kemal işgali tüm devletlere karşı kınadı.

 
18 Mart 1920 Meclis-ı Mebusan son kez İstanbul’da toplandı.

 
20 Mart 1920
5

Karagöz – Aman berber dayı, kabadayılığı bırak da dikine traş etmekten vazgeç gözüm. Görüyorsun ya perdah ettikçe kanıyor. Başım rahat olmazsa bu vücut kaç para eder

Karagöz Sayı:1255 Sh:1

 
19 Mayıs’ta Anadolu’ya geçtiğinde O’nu tanıyan pek azdı. Karikatürcüler bile onu tanımadığından ezbere çiziyor, pek benzetemiyorlardı. O’nu; uzlaşmaz, sert, ülkeyi İstanbul ve Anadolu olarak ikiye bölmüş bir asker olarak çiziyorlardı.

 

 

1 Nisan 1920 Refi Cevat Ulunay İstanbul, Alemdar gazetesinde şöyle yazıyordu: “Milli Teşkilat kumandanlarına hitap etmek tenezzülünde bulunmayı fazla görürüz, eşkıya ile anlaşabilmek bizim isimiz değildir. (…) Yunan hükümetinin Müslüman halka karşı iyi niyet beslemekte olduğunu Avrupa huzurunda ispat etmeye çalıştığı bir zamanda bizim kendi milliyetçilerimiz Anadolu Müslümanlarını mal ve canlarına her gün el uzatmaktadırlar”

 
5 Nisan 1920 tarihinde Ferit Paşa Sadrazam olur olmaz İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Robbeck ile milli kuvvetlerin durdurulması hususunu konuştu. İngiliz’lerin desteği ve onayı ile milli direnişi kırmak için Hilafet Ordusu’nu kurdurdu.

 
6 Nisan 1920 Mustafa Kemal Paşa imzalı Anadolu Ajansı’nın kurulduğuna ilişkin genelge, günümüz Türkçesiyle şöyledir:

 
‘İslam’ın canevi olan Osmanlı Saltanatı merkezinin düşman işgaline geçmesi, bütün ülke ve ulusumuzun en büyük tehlikeyle karşılaşması sonucu olarak bütün Rumeli ve Anadolu’nun giriştiği ulusal ve kutsal savaşım sırasında, Müslüman kişilerin iç ve dış en doğru havadisle aydınlanmalarının zorunlu bir gereksinme olduğu önemle göz önüne alınmış, bunun sonucu, burada en yetkili kişilerden oluşan bir özel kurul yönetiminde, Anadolu Ajansı (AA) adı altında bir kurum kurulmuştur. Anadolu Ajansı’nın en hızlı araçlarla vereceği havadis ve bilgi aslında Temsilciler Kurulumuzun belgeli ve asıl kaynaklarının sonucu olacağı için bu ajans bildirimlerinin oraca ve özellikle Müdafaa-i Hukuk örgütümüzce dahi seçilecek caddelere ve toplanılacak yerlere asılması, dağıtımı, dahası bucak ve köylere dek ulaştırılması yolunda, olabildiğince çok yayınlanabilmesi için ivedili düzenlemeler yapılması, sonucundan da bilgi verilmesi önemle rica olunur.’

 
11 Nisan 1920 tarihinde İngilizler Ferit Paşa’dan Kuvay-ı Milliyecilerin eşkiya olduğu konusunda Fetva çıkarmasını istediler.Şeyhülislam Dürrizade istenilen fetvayı ilan etti.

 
16 Nisan 1920’de ikinci kez ayaklanan Anzavur Ahmet’in kuvvetleri dağıttıldı..

 
19 Nisan 1920’da Aznavur Ahmet Gâvur İmam adlı bir başka ayaklanmacının denetimindeki Biga’yı üs edindi. Ardından Gönen, Manyas, Ulubat, Susurluk, Bandırma ve Karacabey’i ele geçirdi. Çerkes Ethem ve Danişmentli İsmail Efe komutasındaki Kuva-i Seyyare güçleri, zorlu bir savaşın ardından Bunun üzerine Karabiga’ya kaçan Anzavur oradan da bir İngiliz gemisiyle İstanbul’a dönmüştür. Böylece, Batı Cephesi’nin oluşturulmasını ve Yunan işgalinin durdurulmasını geciktiren Anzavur Ayaklanması bir kere daha bastırılmıştır.

 
3 Mart 1920 ‘Tek çarenin galiplerle uyuşmak ve anlaşmak olacağı bu kafasızlarca ne zaman anlaşılacak?’ Gazeteci Refi Cevat Ulunay

 
20 Mart 1920 İsmet Paşa Ankara’ya geldi.

 
4 Nisan 1920 ‘Anadolu’daki Milliyetçi hareketi yok etmek, millet için var olma meselesidir…O alçaklara karşı çıkanlar, islama, halifeye, padişahımıza unutulmaz hizmette bulunmuş olacaklardır.’ Gazeteci Refi Cevat Ulunay.

 
23 Nisan 1920 Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.

 
23 Nisan 1920 ‘Bu ülkedeki yabancı askerler, Teşkilat-I Milliye’den bin kere daha iyidir.’ Gazeteci ve Nazır Ali Kemal.

 
29 Nisan 1920 Hıyaneti Vataniye Kanunu TBMM’nde kabul edildi. Alemdar Gazetesi: ‘Anadolu, Kemalistlerden temizlenecektir.’ Morning Post ‘ İzmir’in Yunanistan’a verilmesi Türkler tarafından kabul edilmez.’

 
11 Mayıs 1920 Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti tarafından idama mahum edildi.

 
15-16-17 Mayıs 1920 Anzavur Ahmet’in komutası altında saldırılar gerçekleştirilmiş, her defasında geri püskürtülen Anzavur Adapazarı’ndan ayrılarak İstanbul’a dönmüştür. Kuvayı İnzibatiye’nin bu dönemdeki amacı Geyve boğazını alarak Eskişehir istikametinin yolunu açmaktır. Bu amaçla top ve makineli tüfeklerle pekiştirilmiş 2.000 kişilik bir kuvvetle Geyve boğazına taarruza karar verilmiştir.

 
23 Mayıs 1920’de Kuvay-ı Seyyare ile yeniden temas eden Kuvayı İnzibatiye birlikleri ağır bir yenilgiye uğratılmış, 3 subay, 40 kadar er esir edilmiş, 4 topla 4 makineli tüfek ve çok sayıda malzeme ele geçirilmiş, Sapanca ve Adapazarı kurtarılmıştır.

 
24 Mayıs 1920 Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti tarafından verilen idam kararını Padişah Vahdettin onayladı.

 
26 Haziran 1920’de Çerkez Ethem, Yozgat Ayaklanması’nı bastırdıktan sonra, ayaklanmaya, dönemin Ankara Valisi Yahya Galip Kargı’nın uygulamalarının neden olduğunu öne sürdü. Yahya Galip Kargı’yı bu suçtan yargılamak üzere Yozgat’a çağırdı. Bu emir, TBMM Başkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından reddedildi.

 
12 Temmuz 1920 ‘ General Parskevopulos’un ordusu, şimdi sürat ve şiddetle harekata devam eyleyecek olursa, birkaç haftada Ankara önlerinde bulunucaktır. Yunan ordusunun başarısı için dua ediniz! Yunan ordusunun ilerlemesi hükümetimizin programına uygundur. Bu ordu bizim ordumuzdur!’ Adliye Nazırı Medreseli Ali Rüştü.

 
10 Ağustos 1920 de Serv Antlaşması imzalanıp Osmanlı İmparatorluğunun paylaşımına başlandı. Emperyalister kendilerine bağımlı Ermeni ve Kürt bölgeleri planladılar ve tüm Anadolunun işgaline koyuldular.

 

 

6

 

7

 

13 Ağustos 1920 ‘Müftü Hilmi Efendi, Selimiye camii’inde hürriyetin ve adaletin saygı değer temsilcisi olan Venizelos hazretlerinin sağlığı için güzel bir dua okumuş, ve hazır bulunanlar şükran duygularını belirterek duaya katılmışlardır.’ Edirne Tem Gazetesi

 
19 Ağustos 1920 Serv Antlaşmasını imzalıyanlar ve onaylayanlar TBMM’ince ‘Vatan Hayini’ ilan edildi.

 
8 Eylül 1920 ‘Yunanistan kısa zamanda Mustafa Kemal kuvvetleri denen çapulcuları tamamen tepeliyecektir. Gazeteci Refi Cevat Ulunay.

 

 

14 Eylül 1920 ‘Men-ı müskirat Kanunu’nun kabulü. İçki yasağı.

 
18 Eylül 1920 TBMM, 42 sayılı kararı ile kaçak erat ve casusların yargılanmasıyla görevli olmak üzere İstiklal Mahkemeleri kurulmasına karar verdi. Çerkez Ethem ve kardeşleri ise kaçak erat ve casusların, birliklerin önünde asılarak idam edilmesi şeklindeki uygulamaya devam edeceklerini bildirmişler, mahkemeyi tanımamışlardır.

 
4 Ekim 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa Ali Galip Olayı’nı İstanbul’da duyurarak Sadrazam Damat Ferit Paşa Hükümetin düşürülmesini sağladı.

 
6 Ekim 1920’de Ali Rıza Paşa Hükümeti kuruldu. Yeni hükümetin Anadoludaki Milliyetçi direnişçilere karşı daha ılımlı davrandığı hatta yakın olduğu duyuruldu. Hatta Ordu müfettişliğinden ayrılıp Harbiye Nazırlığına getirilen Mersinli Cemal Paşa açıkça Milliyetçi hareketin Hükümetteki tesmilcisi” olduğunu söylüyordu. Bu gelişmeler üzerine Anadolu’da İstanbul’dakinden ayrı bir Heyet-i Temsiliye’ye gerek olmadığı fikri ortaya atıldı.

 
15 Ekim 1920 ‘Anadolu değil Yunanistanla anlaşmalıyız.’ Gazeteci Refi Cevat Ulunay.

 
4 Kasım 1920 ‘Ankara Serv Antlaşmasını Kabul etmelidir.’ Ahmet İzzet Paşa’nın Bakanlar Kuruluna verdiği talimat.

 
5 Kasım 1920 ‘Ayaklanma için sebep yoktur. Fransızlar bizim iyiliğimizi istiyorlar.’ Adana Valisi Abdurrahman’ın demeci.

 
11 Kasım 1920 ‘Ankara’dakiler Kars’ı almışlar. Demek ki işlemediğimiz bir hata kalmıştı..Ermenistana taaruzla onu da tamamladık..Ankara yaranı nihayet meramlarına erdiler. Ermenistan’a yürüdüler. Kars’ı işgal ettiler.’ Gazeteci ve Nazır Ali Kemal

 
29 Kasım 1920 günü mecliste kabul edilen 66 sayılı kanun, 4 Nisan 1921 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.Kurtuluş Savaşı sonuçlandıktan sonra, savaş sırasında cephede ve cephe gerisinde yararlılık gösterenlere madalya verilmesi konusu TBMM’nde kararlaştırıldı.

 

 

9

1921

10

 

8 Ocak 1921 Mustafa Kemal Paşa’nın Çerkez Ethem ve kardeşlerinin isyanına dair TBMM beyanatı.

 
9 Ocak 1921 Yunanlıların İnönü mevzilerine saldırısı ve bir Yunan uçağının Çerkez Ethem’e ait beyanname atması.

 
10 Ocak 1921 Birinci İnönü Zaferi kazanıldı.

 
‘Birinci İnönü Meydan Savaşı, Devrim tarihimizin çok önemli, çok verimli bir sayfasıdır. Gelecek kuşaklar ve bütün dünya bu sayfayı araştırıp inceledikçe, Türk inkılâbını yapan bugünkü Türk ordusunu ve bu orduyu bağrından çıkaran bugünkü Türk topluluğunu, elbette saygı ile anacak ve takdir edecektir.’ Mustafa Kemal

 
Mustafa Kemal Ankara merkezli olarak Hakimiyeti Milliye Gazetesi adlı yeni bir gazete çıkarmaya başlamıştır.

 

11

28/ 29 Ocak 1921 yılının bağlayan gecesi 14 yoldaşı Mustafa Suphi’nin öldürülmesi. Ankara’nın Sovyetlerle yakınlaşmasının önlenmesi için yapıldığı düşünülür.

 
29 Ocak 1921 Hariciye Nazırı Sefa Bey’den İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold’a ‘Osmanlı Hükümeti Ermenilere toprak verilmesini Kabul ediyor.’

 
6 Şubat 1921 ‘Avrupa ile başa çıkmayı asırlardan beri Asya’nın hangi kavmi başardı ki biz başarabilelim.’ Gazeteci ve Nazır Ali Kemal

 
23 Şubat 1921
12

 

 

— Ha bakalım Karagöz dayı, asıl asıl da görelim. Sen mi beni çekeceksin ben mi seni. Karagöz — Böyle sen bir yana, ben bir yana çekersek zaten kıl kadar kalan urgan kopunca ikimiz de sırt üstü düşeriz. İyisi mi gel şunun iki ucunu bir araya getirelim de ele, güne karşı işimizi bilelim. Karagöz 9.2.1921 Sayı: 1347 Sayfa: 1 Londra Konferansı’na gidecek heyet tartışmaları sürerken… Mustafa Kemal’in ‘İstanbul’u dışlayan politikası eleştiriliyor. Karagöz hâlâ boğazın İstanbul yakasında… Londra Konferansı’na İstanbul ve Ankara’yı temsilen iki heyet katılmış, 23 Şubat 1921’de Osmanlı Delegesi Sadrazam Tevfik Paşa, söz hakkını Büyük Millet Meclisi Hükümeti temsilcilerine bıraktığını ifade etmiştir.

 
12 Mart 1921 İstiklal Marşı TBMM’nde Kabul edildi.

 
16 Mart 1921 Türk Sovyet Dostluk Antlaşması Moskova’da imzalandı.

 

 

1 Nisan 1921 İkinci İnönü Zaferi kazanıldı.

 
5 Mayıs 1921

13

 

Nabzında bir iman vuran kanınla
Bilmem ki semadan yüksek alnınla
Bu ziya görmeyen ufka yükseldin
Güneşin doğduğu yerden mi geldin
Güleryüz, N: 1, 5 May 1337 / 1921, s. 1

 
26 Mayıs 1921

14

 

Köprü üzerinde Mustafa Kemal Paşa’nın Kart Postalları

 
– Çok bakma hemşehri rüyana girer!!!
Güleryüz, N: 4, 26 Mayıs 1337 / 1921, s. 1

 
15

 

 

Ufka bir albayrak yaparken Batı / Şahlandı tepeden Ref’etin atı
Semadan zemine bir anda geldi / Yine yükseliyor Türk saltanatı
Şimdi gün alevden bir çiçek gibi / Kılıçlar ellerde bir şimşek gibi
Yamaçtan dört nala kaçan düşmanın / Sallanıp bağırını delecek gibi.
Güleryüz, N: 4, 26 Mayıs 1337 / 1921, s. 4

 
1 Haziran 1921 İngiliz Parlamentosu Yalova ve Gemlik ve İzmir Yarımadasında yapılan katliamların raporunu yayınlıyor.

16

 

24 Haziran 1921 Yalova ve Gemlik’te yüzlerce kişinin Yunan Ordusu tarafından öldürülüp toplu mezarlara gömülmesi Arnold Toybee tarafından Manchester Guardian gazetesine haber olarak yollaması.

 
20 Ağustos 1921 Sadrazam Salih Paşa: ‘İngiltere’ye direnip durmak gereksiz ve tehlikelidir.’

 
8 Eylül 1921
17

 

Yerden göğe küp dizmişler Birbirine perketmişler Altından birini çekmişler Seyreyle sen gümbürtüyü. Mustafa Kemal Paşa — Çelebi sen küp oyununu biliyor musun? Papulas — Bilmiyorum. Mustafa Kemal Paşa — İşte şimdi o oyunu oynayacağız. Güleryüz 8.9.1921 Sayı: 19 Sayfa: 4-5 Sakarya’da Türk kuvvetlerinin başarıları sürerken… Perketmek: (Pekitmek) Güç vermek, güçlendirmek.

 
13 Eylül 1921 Sakarya Meydan Savaşı kazanıldı.

 
15 Eylül 1921
18

 

Hamamda
Ali Kemal: Canım! şu keseyi adam akıllı sür.
Tellak: Sürüyorum efendim… Lakin senin günahların o kadar çok ki bir iki kalıp sabun ile temizleneceğe benzemiyor.
Güleryüz, N: 20, 15 Eylül 1337 / 1921, s. 1

 
19 Eylül 1921 ‘Anadolu’yu boşaltmaları karşılığında, Trakya Yunanlılara bırakbilinir.’ İstanbul Hükümeti

 
29 Ekim 1921
19

Merak etme Yorgo, ben senin arkandayım.
(Çizen: Mehmed Sa’di)
Âyine, N: 7, 29 Eylül 1337 / 1921, s. 1

 

 

3 Kasım 1921 Güleryüz

 
20

 

 

Ankara’nın koyunu, sonra çıkar oyunu.

 
9 Aralık 1921 Şeyhülislam Mustafa Sabri Başkanlığındaki Anadolu Cemiyeti’nin İstanbul’daki Yunan Başkomiserliğine teklifi: Amaç Ankara hükümetine karşı, Yunanistan’ın himayesi altında bir Batı Anadolu devletinin kurulmasıdır. Kemalist kuvvetler bastırılacak, bütün Anadolu Mustafa Kemal’in elinden kurtarılacak. Bunun için kurulacak gönüllü Anadolu ordusunun talim ve silahlarınıdan Yunan başkomutanı sorumlu olacak, bir miktar Yunan subayının bu orduya katılması sağlanacak..Yunanistan masfarlarını karşılamak üzere 100.000 Lira verecek.
11 Aralık 1921 Demirci Mehmet Efe’nin Ankara Hükümetine isyanı. Güney Cephesi Komutsanı Refet Bey’in süvarilerle Güney’e hareketi.
İngiliz casusu Mustafa Sagir’in ‘Hint Müslüman temsilcisi’ sıfatıyla Ankara’ya gelişi.

 

 

1922

 
21

 

26 Ocak 1922 Ayine

 

 

22

 

 

28 Ocak 1922 Karagöz

 
23

 

 

Hacivat — Lenin yoldaş, Cenova Konferansı’na gidecek değil mi Karagöz! Karagöz — Evet, baksana Paşamızla ne hararetli veda ediyor!

 

 

14 Şubat 1922 Karatepe köy halkının camiiye doldurulup yakılması.

 
9 Mart 1922 Aydede Sayı:20 Sayfa:2

 

 

Mustafa Kemal’i sonuna kadar eleştirmekten vazgeçmeyen karikatürcü Ahmet Rıfkı’nın bir çalışması. Ahmet Rıfkı, meşhur “köylü milletin efendisidir” sözünü eleştiriyor…

 

 

25

 

Bir mukabele –”Türkiye’nin efendisi köylüdür.”(Reis Paşa’nın nutkundan)
Köylü – Çifte çubuğa biraz da onlar baksa da efendiliğimizi bilsek…

 
30 Mart 1922
26

 

 

Paris Konferansı Kararını Verirken Yunan Vaziyet-i Siyasiyesinin şekl-i Hazırı
Nefer: Türk’ü yakaladım haşmetmeab!
Kostantin: Aferim sana getir.
Nefer: Gelmiyor haşmetmeab
Kostantin: Öyle ise koyver
Nefer: Beni bırakmıyor haşmetmeab.
(Çizen: Sedad Simavi)
Güleryüz, N: 48, 30 Mart 1338 / 1922, s. 8

 
10 Mayıs 1922

 

 

27

 

 

Hacivad: şaştım kaldım Karagöz. Paşamın ufacık bir sandalı Yunan’ın koca gemisini sürükledi, getirdi.
Karagöz: Türk’ün azminden ne kurtulur Hacivad, ordumuz da yakında Papulas’ın burnundan
yakalayıp sürüye sürüye Ankara’ya getirirse sakın yine şaşıp kalma.
(Geminin adı: Enosis)
Karagöz, N: 1476, 10 Mayıs 1338 / 1922, s. 1

 
8 Haziran 1922
28

 

Anadolu’nun Güneşi Parladıkça
Yunan Erkân-ı Harbiyesinde bir münakaşa
– Ne tuhaf şey! Bu güneş mütemadiyen beynimizin üzerinde. Galiba bu topraklar geceyi görmüyorlar.
Güleryüz, N: 58, 8 Haziran 1338 / 1922, s. 5

 
22 Temmuz 1922
29

 

Beykoz Konferansına Doğru

 
Paşa: Ne o, Kosti Çorbacı pılıyı pırtıyı toplamışsın nereye gidiyorsun?
Kosti Çorbacı: Yeni konferansa, kukla oynatmaya.
Güleryüz, N: 67, 22 Temmuz 1338 / 1922, s. 1
(Çizen: Sedad Simavi)

 
26 Temmuz 1922
30

 

Enver: Sarıkamış’ta battımsa Karakurum’da çıktım ya!
Karagöz: Çekirge üç defa sıçrar. Bu ikincisidir onu da unutma! Sarıkamış’ta kıydığın Mehmetçik’lerin yanına bakalım kaç müslüman daha göndereceksin,
Karagöz, N: 1498, 26 Temmuz 1338 / 1922, s. 1

 
10 Ağustos 1922 Aydede, No: 64, s.1.

31

 

 

Bilardo sahibi – Yine soteye getirdi ama çuhada hayır kalmadı!
30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Savaşı zaferle sonuçlandı.

 
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu
Paşalar: ‘Üç’, dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.
Nazım Hikmet Kuvayi Milliye Destanı

 
31 Ağustos 1922 Aydede
32

 

Zafer temin edilince (Peyam) sahibinin alacağı tavır:

 
“Mest-i nazım kim büyüttü böyle seni”
Nedim (imza)

 
1 Eylül 1922 Uşak’ın yakılması yıkılıp halkının katledilmesi.

 
3 Eylül 1922 Alaşehir’in yakılıp yıkılıp halkının katledilmesi.

 
4 Eylül 1922 Turgutlu kasabasının yakılıp yıkılıp halkının katledilmesi.

 
5 Eylül 1922 Salihli’nin yakılıp yıkılması halkının katledilmesi.

 
6 Eylül 1922 Manisa’nın yakılıp yıkılıp halkının katledilmasi.

 
9 Eylül 1922 Mustafa Kemal’in askerleri İzmir’e girdi.

 
İzmir’in dağlarında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa

 

 

33

 

Mustafa Mersinoğlu 19 Mayıs 2015

 

Mustafa MERSİNOĞLU Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İngiltere’deki yeni korona variyantının yayılmasına neoliberalizm dogmasının etkisi oldu mu?
Başımız sağ olsun! Halkın Habercisi’nin vicdanlı, vatansever yazarını kaybettik
Yabancı basında Karadeniz gazı