15 Temmuzcu vatan ve Cumhuriyet düşmanı hainlere karşı Atatürk’ün Bursa ‘Nutku’ direktifi

15 Temmuzcu vatan ve Cumhuriyet düşmanı hainlere karşı Atatürk’ün Bursa ‘Nutku’ direktifi
16 Ağustos 2017 11:35

Öncelikle bir saptamayı ortaya koyalım; 15 Temmuz bir destan değil, Türk milleti için ağıt yakma günüdür, kapkara bir gündür ve 15 Temmuz 2016’yı Çanakkale Zaferi’nden, Kurtuluş savaşından daha önemli görmek, bu üçkağıtçılık tutmayınca onlara eşdeğer olarak lanse etmek gaflet, dalalet ve bunların çok ötesidir.

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

 

Çünkü 15 Temmuz naylon darbe tiyatrosundan sonra Büyük Atatürk’ün dehası ile akıl ve bilime dayandırdığı Cumhuriyet değerleri tarumar edilmiş ve ”Cumhuriyet” ifadesi en tepeden silinmiştir.

 

 

15 Temmuz naylon darbe tiyatrosu Türk, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı siyasi ayak tarafından kendilerine asker elbisesi giydirilmiş baş hain ve hainler satın alınarak yaptırılmış, Cumhuriyet ve Atatürk devrimleri bahane ile ortadan kaldırılıp yerine 7.Yüzyıl ve öncesi çöl Arabının ilkel, arkaik, iğrenç yaşantıları yasa olarak yaşama geçirilmiştir.

 

 

Atatürk devrimleri ve Cumhuriyet’in son kalıntılarını da ortadan kaldırmak için yeni 15 Temmuzlar peşinde koşanlara karşı yapılması gereken en keskin direktifi Türk milletine ebedi önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘‘BURSA NUTKU”nda vermiştir, ki o büyük önder hayatta iken Cumhuriyete ve Türk devrimlerine karşı yapılan ayaklanmalar 15 Temmuz 2016’da yapılanlarla sosyolojik karakter olarak aynıdır.

 

 

Yeni 15 Temmuz naylon darbelerine karşı Gazi’nin ”BURSA NUTKU”nda koordinatlarını öz olarak verdiği direktiflerden başka çare de bulunmamaktadır, çünkü 15 Temmuz naylon darbe tiyatrocularının bu dilden anladığını büyük deha ta o zaman görmüştür ve başta gençlik olmak üzere Türk milletini ebediyete kadar bu yönde kanalize etmiştir.

 

 

Atatürk’ün ”BURSA NUTKU”nu neden olan olay şu şekilde gelişmiştir:

 

 

Şubat 1933’ün ilk günlerinde Bursa Ulucami’de toplanan 100 kadar kişi camilerde Türkçe ezan okunmasına karşı-gericilik ve Arapçılık işte böyle bir izansızlıktır, sanki Tanrı Arapça’dan başka bir bilmiyormuş gibi. Böyle bir inanç Yüce Tanrı’ya da hakarettir ve İslam inancında büyük günahtır-bir ayaklanma girişiminde bulunurlar. Ayaklanma kısa sürede bastırılır. Atatürk olayın hemen ardından Bursa’ya gider. Çekirge yolu üzerinde bulunan bir köşkte akşam yemeği yenildiği sırada bir kişi Atatürk’e ayaklanmayla ilgili olarak şöyle diyecek olur: “Bursa gençliği olayı hemen bastıracaktı, fakat zabıtaya ve adliyeye olan güveninden ötürü…”. Atatürk’ün hemen konuşmakta olan kişinin sözünü kestiği ve günümüzde “Bursa Nutku” diye anılan konuşmayı yapmıştır.

 

 

Bu konuşmayla ilgili olarak Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, “Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi” adlı kitabında şu yorumu yorumu yapar: “Tarihte bu sözleri söyleyebilen bir başka devrimci çıkmış mıdır? Başında bulunduğu devletin bile ‘zaaf’ içinde olabileceğini düşünen, geleceğin siyasal iktidarlardan kuşkulanabilen, ama gençliğe böylesine ‘sınırsız’ bir güven besleyen, böylesine ‘çek’ veren, gençliği böylesine ‘son çare’ olarak gören bir devrimci yoktur! Ve Atatürk, hem gelecek iktidarlar hem de gençlik konusunda yanılmamıştır.”

 

 

Büyük Atatürk’ün 15 Temmuz naylon darbe karşı devrimcilerine karşı ne yapılması gerektiğine karşı direktifini içeren ”BURSA NUTKU” aynen aşağıdaki gibidir:

 

 

“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu,bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

 

 

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç,Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek; demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım diyecek.

 

 

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki,ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.

 

 

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!”

 

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu direktifini her gün okuyup içselleştirmemiz, ezberlememiz ve sırası geldiğinde yeni 15 Temmuz darbe tiyatrosu Cumhuriyeti yıkıcı karşı devrim oyunlarına karşı yiğitçe uygulamamız gereklidir.

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!