12 Eylül işkencecileri AKP'de

12 Eylül işkencecileri AKP'de
27 Ağustos 2012 10:08

Devrimci 78’liler, 12 Eylül’deki işkencecileri açıkladı. Listede Aksu ve Gönül de var.

Devrimci 78’liler Federasyonu, işkencecilerin peşini bırakmıyor. Federasyon, şikayet dosyalarını tarayarak işkence yaptığı, işkencelerden sorumlu oldduğu iddia edilen bin 656 kişilik listeyi açıkladı ve işkence suçunda zamanaşımı işlemediğini söyleyerek bu isimlerin yargılanmasını istedi. Yargılanması istenen isimler arasında AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ile eski Milli Savunma Bakanı ve AKP İzmir Milletvekili Vecdi Gönül de bulunuyor.
 
Milliyet’ten Türker Karapınar’ın haberine göre; Devrimci 78’liler Federasyonu, dönemin Milli Güvenlik Konseyi üyeleri Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı 12 Eylül davasına gönderilen belgeleri tasnif ederek, işkence iddialarında isimleri geçen bin 650 kamu görevlisinin ismini açıkladı. Mülkiyeliler Birliği’nde dün düzenlenen basın toplantısında açıklanan listede, Aksu ve Gönül’ün yanı sıra İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile eski İçişleri Bakanı, Susurluk hükümlüsü Mehmet Ağar’ın adı da yer aldı.
 
İŞKENCEYE ORTAK OLAN DOKTORLAR
 
Açıklamada Diyarbakır, Van, Muş, Hakkari, Adana, Manisa, Uşak’ta köylülere işkence yapan askerlerin isimlerinin bu notlarda yer almadığı vurgulandı. Belgelere göre şikayetçilere ise “böyle bir olay varit değildir” şeklinde rapor verildi. İşkence sonucu ölenler hakkında ise “intihar”, “kalp yetmezliği”, “dolaşım bozukluğu” veya “doğal ölüm” raporları düzenlendi.
 
Açıklamada, “Hazırlanan doktor raporlarında işkence görmesinde, hücreye atılmasında bir sakınca olmadığı belirtilmektedir. Bazı doktorlarla işkenceciler ortak çalışmıştır. Dava bu belgelere dayanarak sürerse darbecileri aklamanın zemini yaratmış olurlar” denildi.
 
Listelerde “Bazı MİT görevlileri ve muhbirleri”, “Emniyet Genel Müdürleri, Emniyet Müdürleri, Şube Müdürleri, İşkenceci Polisler ve Ordu Mensupları”, “İzmir, İstanbul, Kars, Bingöl, Şebinkarahisar, Muş, Adana, Trabzon, Gaziantep, Bursa, Rize Çamlıhemşin, emniyet müdürlüklerindeki işkenceciler”, “Kahramanmaraş Emniyetinden İşkenceci Polis Sedat Caner’in İtiraf Ettiği İşkenceciler” ile “Haklarında İşkence Yapmaktan Dava Açılan Ancak Cezalandırılmayan İşkencecilerden Bazıları” başlıklı bölümlerde de isimlere yer verildi. Listede 12 Eylül’ün destekçisi sermayedarlar, büyük toprak sahipleri, idamları onaylayan Danışma Meclisi üyeleri, 12 Eylül hükümeti ve üyelerinin isimleri yer aldı.
 
“ZAMANAŞIMI BU SUÇLARA İŞLEMEZ”
 
“İşkencenin zamanaşımı olmaz” denilen açıklamada şöyle sürdü:
 
“Bugün bir ilimizde emniyet müdürü olan, bir ilimizde vali olan, milletvekili olan, bakan olan, general olan ya da evinde iyi bir aile babası olan, ya da tonton bir dede olan kişinin dün binlerce kişiyi vahşi işkencelerden geçiren bir işkenceci olduğunu haykırmak bizim görevimizdir”
 
İŞKENCE YAPTIĞI İDDİA EDİLEN İSİMLER
 
Federasyon tarafından açıklanan bin 656 kişilik listede dikkat çeken isimler şöyle:
 
* AKPi İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu,
 
* AKP İzmir Milletvekili Vecdi Gönül,
 
* İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın,
 
* Eski emniyet müdürü ve bakan Necdet Menzir,
 
* Eski emniyet müdürü, eski Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu,
 
* Eski Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu,
 
* Eski emniyet müdürü, birçok ilde valilik yapan Saffet Arıkan Bedük,
 
* Eski İstanbul ve İzmir Valisi Nevzat Ayaz,
 
* Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar,
 
* Eski İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu,
 
* Ergenekon tutuklusu emekli Tuğgeneral Levent Ersöz,
 
* Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı,
 
* Eski valiler Kenan Güven, Cengiz Bulut, Reşat Akkaya, Tevfik Başakar.
 
‘Nazi kamplarından farksız’
 
Devrimci 78’liler, 12 Eylül’de tutuklananların ailelerinin mektuplarını ‘Çile Mektupları’ adıyla derledi. Tutuklu annesi Gülsen Erpek, dönemin Adalet Bakanı Necat Eldem’e yazdığı mektupta Metris Cezaevi’ni Nazi kampına benzeterek yardım istiyor.
 
Devrimci 78’liler Federasyonu, 12 Eylül davası dosyasına giren tutuklu ve hükümlülerin anne ve babalarının yazdıkları mektupları ‘Çile Mektupları’ başlığı altında derledi. Mahkum ailelerinden M. Ali Kavak’ın dönemin Adalet Bakanı Necat Eldem’e yazdığı mektup, Diyarbakır cezaevindeki işkence ve kötü muamelenin boyutlarını gözler önüne serdi. Mahkum annesi Gülsen Erpek ise Adalet Bakanı Edldem’e gönderdiği mektupta Metris Cezaevi’ni Nazi toplama kampına benzetti.
Dönemin Milli Güvenlik Konseyi üyeleri Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı 12 Eylül davasına gönderilen belgelerden, işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin isim listesini açıklayan federasyon, bu listeyle birlikte, çocuklarının izini bulmak, yaşadığından emin olmak, cezaevinde görüş yapmak amacıyla yetkili mercilere başvuran ailelerin mektuplarını derledi. Anne ve babaların mektuplarını ‘Çile Mektupları’ adı altında biraraya getirildi.
 
‘Elinizi vicdanınıza koyun’
 
Mahkum ailesi M.Ali Kavak’ın, 12 Eylül döneminin Adalet Bakanı Necat Eldem’e yazdığı mektup şöyle:
 
“Aziz hemşerimiz elinizi vicdanınıza koyup Diyarbakır Askeri Cezaevinde mahkumların Allah rızası için durumlarını hiç olmazsa Türkiye’nin diğer bölgelerindeki ve aynı statüdeki cezaevlerinde yatan siyasi mahkumlarınkinin yarısı kadar insani muameleye tabi tutulmasını sağlamanızı diliyoruz. Konuda hiçbir açıklamaya lüzum yoktur. Zaten her şey malumunuzdur. Allah için konuya eğiliniz. Baki selam, saygılar sizlere mahkum ailelerinden. Saygıyla ellerinizden öperim.”
 
‘Suçlu oldukları belli değil’
 
Diğer bir mahkum ailesi olan Gülsen Erpek ise Eldem’e gönderdiği mektubunda şunları yazdı:
“Metris Tutuk ve Cezaevinde uzun süreden beri yatmakta olan tutuklu ailesiyim. Benim tutuklum 3 yıldır yargılanmakta ve henüz dosya karar aşamasına gelmemiştir. Adaletin bu ağır ritminde biz ve tutuklular mağdur olmaktayız. Üstelik varsayıma dayanan nedenlerle bu kadar yıl bir tutuklu bekletilemez, bir kişinin suçunu belirleyici kanıt olmalıdır. Ayrıca Metris Cezaevi’ndeki yaşam koşulları da çok ağırdır. Nazi kamplarından farksız bir uygulama sürmektedir. Tutuklulara özel işkence edilmekte! Bizler 6 ayı aşkın bir süredir tutuklularla görüşememekteyiz, kendilerini ancak mahkeme salonlarında uzaktan uzağa görmekte ve hiç konuşamamaktayız. Bugün Metris Cezaevi’nde yatanların hiçbirisi hükümlü değil hepsi tutukludur.
 
Bunların suçlu olup olmadıkları bile henüz belli değil iken kendilerine binlerce kişiyi öldürmüş canavar gözüyle bakılmakta ve muamele görmektedirler. Son olarak tutuklulara cezaevi elbisesi giydirilmek istenmekte ve tutukluların bunu giymek istememeleri üzerine tüm elbiseleri alınarak sadece iç çamaşırları ile oturmaları ve kaloriferi yakmama gibi cezalarla cezaevi yönetimi tarafından hepsinin hayatıyla oynanmaktadır. Mahkemelere de bu kıyafetle yani çıplak olarak zorla getirilmektedirler. Çıplak olduklarından vücutlarındaki yara bere izleri görülmektedir. İstanbul Metris Ceza ve Tutuk evindeki bu haksız insanlık dışı tutum ve davranışın, işkencelerin önlenmesini saygılarımla makamınıza arz ederim.”