Yüzyılın davası Perinçek – İsviçre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Strasbourg’dan izlenimler

Yüzyılın davası Perinçek – İsviçre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Strasbourg’dan izlenimler
31 Ocak 2015 08:58

Davayı gözlemlemek için gazeteci ve yurttaş olarak müracaatıma Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden 9 Ocak’ta yerler dolu cevabı aldım.

 

2

 

Mustafa MERSİNOĞLU H&H YORUM

 

Ayrıca mahkemelerde profesyonel çevirmen olduğum için mesleki olarakta ilgimi çekiyordu ancak bu tarihi davayı destek için zaten gidecektim o yüzden Londra’da Anadolu Kültür Merkez’inin Strasbourg’a kaldırdığı bir otobüste yer ayırttım. 27’si sabah saat yedide Londraya yola çıktım öğlen üzeri otobüsün kalkacağı yere ulaştım ve saat ikide tüm hazırlıklar tamamlandı ve yaş ortalaması çok genç olmayan ülkemizin her yöresinden yurtseverler yola koyulduk. İş günü olması ve en az üç gün ayrılması ve viza sorunları yüzünden katılım kendiliğinden kısıtlanıyordu.

 

Ödenilen ücreti ve zamanı herkesin seve seve ayırdığı her hallerinden belli idi. Katılanlar yaptıkları vatan vazifesinin hem öneminin hem de gerekliliğinin tam olarak farkındalardı. Aslında fanatikler tarafından saldırıya uğrama olasılığı da az da olsa vardı ve bu konu konuşulduğu halde kimsenin çekingenliği yoktu. Arkadaşlar Doğu Perinçek’in katılanların fevri davranmamasını istediğini duyurdu. Havanın soğuk olacağı tüm Strasbourg akınının en az sürekli 72 saat süreceğini bildiğimizden kendimizi ona göre ayarlamıştık. Yiyecek içecek yanımıza almış bir çoğumuz kalın giyinmiştik ve sabah mahkeme başlamadan bir saat önce ulaşılacak gibi kendimizi ayarlamıştık ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve ayarlanan otobüs firmasının yanlışlığı yüzünden gece saat üçbuçukta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önüne ulaştık ve şöförün azizliği yüzünden gecenin bir yarısı buz gibi kapkaranlık sokakta otobüsten inmek zorunda kaldık. Yakında açık hiçbir yer yoktu ve in cin de top oynuyordu.

 

Gelen geçen nadir arabalara sorularımız da pek fayda vermedi. Bir kısmımız şehir merkezini gösteren tabelaları takiben yürümeye başladı, daha yaşlı ve yürümekte zorlananlar orada bekledi. Ben yola koyulan gruptandım biz saat sabah altıya kadar yürüyüp sonunda bir genç Fransız genç kıza rastlayıp ona kafe sorduğumuzda kendisini takip etmemizi bir kafeyi açmaya gittiğini söyledi, sonunda onun açtığı nehir üstünde bir kanal botunda şirin bir kafeye sığındık.

 

3

 

Evet bazılarımız bu kadarını beklemediğinden yeteri kadar kalın giyinmemişlerdi, ben yanıma aldığım fazla atkıyı vs arkadaşlarla paylaştım ancak yeterli olmadı. Yine de kendi halimize gülerek şikayet etmeden sadece Avrupa’nın merkezi denilen bu şehrin geceleyin tamamen karanlığa ve sessizliğe bürünmesine bir polis aracı olmamasına hayret ederek kara komedi Türk filmindemişcesine ah nerede işkembeci diyerek sabahı ettik. Bir buçuk saat dinlenip mahsus kalabalıkları atlatmak için son anda 9:15’ten 8:15’e erkene aldığını duyduğumuz mahkeme önüne saat sekiz olmadan döndük diğer arkadaşlar da orada idi onların bir kısmı taksi ile tren istasyonuna sığınmışlar diğerleri de daha sonra yürüyerek onlara katılmış.

 

4
Gecenin tenhalığından olmalı çok fazla kişi olacağını düşünmemiştim ama insanlarımız elde bayrak mahkeme salonu önünü ve yolun karşısında ayrılan yeri düzenlice doldurmaya başlamıştı. Girişin oraya gittim tam oradayken gazeteci Mustafa Mutlu geldi ve girdi beş dakika sonra da Doğu Perinçek güler yüzü ile geldi merasimsiz sakince girdi, kağıtlarına baktılar bakmadılar hemen mahkeme binasına yönedi ve gözden kayboldu.
5
Ben bundan sonra asıl toplanılan yolun karşında ki alana geçtim burada bir televizyon yayın kamyonu ile bir kaç minibus vardı ve Talat Paşa Komitesi görevlileri düzeni sağlıyorlar, panklartaları ve gitgide artan kalabalığı sıraya sokuyorlardı. İnsanlarımız mutlu, onurlu ve ağırbaşlı bir görünüm içinde idiler. Son yıllarda bir çok yürüyüş ve mitingde bulundum ancak buradaki mitingden çok bir toplu bir duruş, biz buradayız görünümündeydi. Her yerden her türlü insanımız vardı. Seksenlik Ülkü Ocakları kurucularından Strasbourg’da yaşıyan yine seksenlik Alevi dedesine, Afyon’dan gelmiş coğrafya öğretmenimize, Ankara’dan gelmiş emekli arkeologlarımıza, Avrupa’da büyümüş ikinci, üçüncü nesil gurbetçilere kadar halkımızın duyarlı insanları imkanlarını zorlayıp gelmişlerdi. Herkes bayramlıklarını giymiş gibi idi. Görünüm artık bildiğimiz Türk Bayrağı denizi idi tabii ay yıldızlı şapkalar atkılar da vardı ancak buna bir Pakistan bayrağı dahil Avrupa ülkeleri ve Türki Cumhuriyetler bayrakları da ayrıca renk katıyordu. Pankartlar düzenli ve Avrupa dillerinde az ve öz idi. Ana sloganlar Biz Soykırım Yapmadık Vatan Savunması Yaptık. Soykırım Emperyalist Yalanıdır. Bir de Talat Paşa Komitesinin yaptırdığı Almanca Fransızca İngilizce Türkçe Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Güveniyoruz, Kardeşlik Özgürlük Eşitlik, Fransız Halkı ile Beraberiz şık sade pankartları idi. Tabii bazı el yazması pankartlar da vardı. Şimdiye kadar gördüğüm, tekrar olacak ama olsun en ağırbaşlı mitingdi. Düzenliyen arkadaşlar slogan atılmaması için haklı olarak uyarılarda bulundular, evet orada bulunanlar da hak verdiler ve genelde atmadılar ama o soğukta tüm haksız suçlamalara karşı bir kaç slogan atmadan da olmuyordu.

 

Mustafa Kemal’in Askerleriyiz en çok atılan slogandı. Yolun karşısında polis kordonu arkasında 30 kişiyi geçmiyecek bir Ermeni Soykırımı oldu taraftarı marş söyleyip devamlı slogan atmasına rağmen kimse taşkınlık yapmadı ne de karşı slogan attı. Mahkeme öğlen yarım gibi bitti ve davaya katılanlar ve gözlemciler topluluğun yanına geldiler kısa konuşmalar yaptılar. Hepsi birlik ve beraberliğin bu dava ve her milli davada ne kadar önemli olduğunun altını çizdiler. Doğu Perinçek Türkiye Senle Gurur Duyuyor Sloganları ile karşılandı. Sonra tüm orada olanlar onbeş dakika uzaklıktaki konferans salonuna davet edildiler. Bu büyük kalabalık düzenli bir şekilde konferans salonuna gitti ancak salonun büyük olmasına ragmen herkes içeri sığmadı. Önce sekiz kişinin konuşacağı konfransta salonda bulunan bir çok tanınan kişide sahneye çağrılarak oldukça kalabalık bir grub oluştu. Bağımsız milletvekili Süheyl Batum oturumu idare etti her sahnede olana üç dakika verdi. Ben otobüsümün Londra’ya dönüş için kalacağından ancak beş konuşmacıyı izleyebildim. Hepsinin ortak noktası davanın önemi ve milli beraberliğin altının çizilmesi idi. Her bir konuşmacı Doğu Perinçek’in kararlılığının ve yıllarca bu davanın savunucusu olmasının böyle bir başarı getirmesindeki önemini belirtmesi idi.

 

 

6

 

 

7

 

 

8
Vazifesini yapmış olmanın iç rahatlığı ile otobüse dolduk saatler süren kara ve deniz yolculuğu sonunda gecenin ortasında Londra’ya vardık. Tüm otobüsler ve trenler henüz çalışmadığından evlerimize dönemedik ve Anadolu Kültür Merkezinin misafiri olduk çaylarımızı içip ikram edilen ev yapması börekleri yiyip televizyonda mahkemeden o gün çekilen haberleri hep beraber izledik. O günün tadına bir daha vardık ve bir daha hep beraber sabahladık. Örgütlü düzenli ve birlik beraber içinde hareket edilince ne kadar çok şey yapılabileceğini, hep beraber anladık ve bundan büyük bir mutluluk duyduk.

 

9

 

 

10

 

 

11

 

 
Mustafa Mersinoğlu Brighton, İngiltere. 30 Ocak 2015

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İngiltere’deki yeni korona variyantının yayılmasına neoliberalizm dogmasının etkisi oldu mu?
Başımız sağ olsun! Halkın Habercisi’nin vicdanlı, vatansever yazarını kaybettik
Yabancı basında Karadeniz gazı