Yerel seçime dört buçuk ay kala ‘onarım’ ve ‘silkinme’ gerekirken CHP kendi kendini aşağı çekmekte cömert!

Yerel seçime dört buçuk ay kala ‘onarım’ ve ‘silkinme’ gerekirken CHP kendi kendini aşağı çekmekte cömert!
17 Kasım 2018 15:25

CHP seçmeni kızgın, bir kısmı da küskün… CHP bir de yarılma yaşamış yakın zamanda… Yerel seçime dört buçuk ay kala “onarım” ve “silkinme” gerekirken CHP kendi kendini aşağı çekmekte cömert!

 

 

M. Ayhan Kara / Odatv

CHP’nin olduğu yerde patinaj yapmasının nedenleri çok ve yapısal. Kriz derin. Ancak bir de sıklıkla yaşanan yönetişim krizleri ve kendi ayağına ateş etmeler yok mu, samimi partilileri iyice “oyundan düşürüyor”!

Ne demek istiyorum?

Yaşadağımız son günlere bakmak yeter de artar bile!

 

YAPAY VE YERSİZ EZAN TARTIŞMASI

 

1950’de CHP Grubunun da oylarıyla TBMM’de çözülen ezan sorununu 68 yıl sonra bir CHP milletvekili ve PM üyesi (Öztürk Yılmaz; yakın zamana kadar da genel başkan yardımcısı-MYK üyesiydi) bir televizyon programında ‘kaşıyarak’ iktidarın ekmeğine adeta tereyağı sürdü! Bundan büyük yarar verdirilemezdi yerel seçim sath-ı mailine girilen şu süreçte. Rakip iktidar partisi bile bir atımda bu kadar aşındıramazdı CHP’yi (CHP bu çıkıştan sonra bir de söz konusu milletvekilinin genel başkan salvolarıyla uğraşıyor ve disiplin mekanizması çalışıyor). Bu noktada parti kamuoyu Öztürk kadar Kılıçdaroğlu’na da tepkili, ortak tepki; “Çok mu aramıştınız?” şeklinde.

 

DÜNKÜ PM KARARLARI; İNCE’NİN DEFTERİ KAPANDI MI?

 

Evvelsi gün de CHP kendi ayağına ateş etti! Hem de CHP yönetimi bu kez! Dün toplanan CHP PM’de “ön seçim yapılmayacağı, eğilim yoklamasının da sınırlı bir şekilde yapılacağı” -siz bunu göstermelik olarak anlayın- kararlaştırıldı. Bu ne demek? Önemli merkezlerdeki belediye başkan aday adaylarının daha çok uzun bir süre halkla, seçmenle buluşmak yerine Ankara’da CHP Genel Merkez koridorlarında ve otel lobilerinde, restoranlarda vakit geçirmesi demek… Çünkü CHP bilhassa yönettiği önemli merkezlerde adayları ocak sonu şubat başında ancak açıklar peyderpey. (Bu arada dün açıklanan adaylar arasında sadece birisinden söz etmek istiyorum: CHP, Erzincan belediye başkan adayı olarak İsmail Taş’ı açıkladı. Taş, İstanbul-Bakırköy’de belediye başkan yardımcısı olarak görev yapıyor 2014 seçimlerinden bu yana. Kendisi Erzincan’ın Tercan ilçesi doğumlu. Ancak İstanbul’da yaşıyor çok uzun yıllardır. CHP yönetimine gel de sorma; Erzincan’da yaşayan, ikamet eden bir aday çıkaramadınız mı? Yoksa bu tip başka adaylar da var mı şimdiye kadar açıklanan 200 civarındaki aday içinde?)

 

Önseçim yapılmayacağı kararı Muharrem İnce’ye de değiyor! İnce, bilindiği gibi “sandık konulursa” İstanbul’dan aday olabileceğini belirtmişti. Bu durumda zaten çevresinin aday olmasına pek sıcak bakmadığı İnce’nin açtığı o defteri kapatması sürpriz olmayacak. O zaman şu soru gelecek gündeme: “İstanbul sadece İnce ile kazanılacak gözüküyorsa ne olacak?” Neyse ki bu noktada hala “sandık” bir çare. Çünkü, CHP yönetimi isterse “eğilim yoklaması” opsiyonunu devreye sokar ve o zaman sandığı gören İnce de 259 bin üyeye başvurur. Bu da sürpriz olmaz. Ancak bu noktada belirtmem gereken bir şey daha var; İnce, ne olursa olsun yerel seçimde elini taşın altına koyacak. Yerel seçimi CHP’nin silkinip ayağa kalkması için bir fırsat olarak değerlendiriyor. CHP’nin yerel yönetimlerde yaklaşık 15 milyonluk bir kitleyi yönettiğinin altını çizip bunun 40 milyona doğru çıkması için çalışılması gereketiğini vurguluyor. Dün birlikte olduğum ve uzun uzun sohbetine katıldığım İnce’den aldığım izlenimler böyle…

Beklenip, görülecek…

 

OLMADI, 10 KASIM’DA İZMİR’DE BU HİÇ İYİ OLMADI…

 

Bir de birkaç gün öncesine, 10 Kasım’a, İzmir’e gidelim…

 

10 Kasım, Türkiye Cumhuriyeti’nin de, CHP’nin de kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün sonsuzluğa göçtüğü, saygıyla anıldığı gün. İzmir’de hem de o günkü törende bir ilçe başkanı ile Büyükşehir Belediye Başkanı arasında yaşananlar da CHP’yi “aşağı çekti”. Şu olmuş, bu olmuş… Tokalaşılmış mı tokalaşılmamış mı?.. O söylenmiş, bu söylenmiş… Şöyle karşılık verilmiş, böyle karşılık verilmiş… Yaşananlar, rakip partinin ulusal bir gazetesinde sekiz sütuna manşet… Yerel gazeteler hala bu konuyu işliyor… Ne önemi var kimin haklı kimin haksız olduğunun bu noktada. Yerel seçim ikliminde ve üstelik “Atatürk’ü anma ve anlama” gününde yakıştı mı ortaya çıkan tablo CHP’ye? “Atatürk’ün iki büyük eseri olduğunu, bunların Türkiye Cumhuriyeti ve CHP olduğunu” sık sık vurgulamak kolay… Zor olan buna layık olmak. Oysa, 10 Kasım’dan geriye 9-10 Kasım gecesi Cumhuriyet Meydanı’ndaki Gazi Heykeli önünde CHP Konak’tan gençlerin tuttuğu nöbet ve 10 Kasım’da Kordon’da, Atatürk Caddesi’nde Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen geleneksel yürüyüş kalmalıydı.

Zaten CHP seçmeni kızgın, bir kısmı da küskün… CHP bir de yarılma yaşamış yakın zamanda… Yerel seçime dört buçuk ay kala “onarım” ve “silkinme” gerekirken CHP kendi kendini aşağı çekmekte cömert! CHP’nin kendisinden başka rakibe ihtiyacı yok!

 

https://odatv.com/chpnin-chp-varken-baska-rakibe-ihtiyaci-yok-16111821.html