‘Yeni Türkiye’nin tarihe geçecek yeni ‘kazaları’

‘Yeni Türkiye’nin tarihe geçecek yeni ‘kazaları’
30 Eylül 2014 17:54

“Yeni Türkiye” diye iftiharla bağıranların “Yeni Türkiye”de olup bitenlerden haberleri var mı bilemiyorum? Yeni Türkiye’den gördüklerimizi ve yaşadıklarımızı yalın bir dille anlatalım.

 

Türkiye’de yaşayanların çok önemli bir bölümü, Recep Tayyip Erdoğan’ı hala Başbakan sanıyor.

 

Panellerde…

Haberlerde…

Yorumlarda…

Forumlarda…

 

Başbakan denilince akla ve dile ilk gelen isim; Recep Tayyip Erdoğan oluyor. Başbakanlığa atanan Ahmet Davutoğlu’na düşen görev ise bir ünlü yazarın deyişi ile “Başbakancılık oynamak” oluyor.

 

Yeni Türkiye’de halkımıza sorun, “Başbakan kim” diye, onun Cumhurbaşkanı seçilmesinde canla başla çalışan, sandıklarda görev yapanlar bile, “Recep Tayyip Erdoğan” diyecektir. Bu durumda elbette kendisinin de payı büyüktür.

 

Çünkü yine ekranlara çıkıp, aynı ses tonuyla, aynı uslûpla durmadan konuşmaktadır. Başbakan’ınına kendisini başbakan olarak kanıtlamasına bile müsaade etmemektedir. Gündemin bir numarasında yine kendisi vardır, diğerlerinin esamesi okunmamaktadır.

***

Yeni Türkiye, tarihinde görmediği, yaşamadığı yeni kazalara tanık olmaktadır.

Dün, evet dün… İstanbul’da Metro’muzu demir delmiştir ve bir yolcumuza saplanarak ağır yaralamıştır.

Dün olan kaza dünya Metro tarihine geçecek örnekte bir kazadır. Yıllar sonra bile metroyu delen demir, yeraltı raylı taşımacılıkta anlatılır.

Yetkililere sorsanız, görünmez kazadır. O demirin, o adama metronun içinde saplanması kaderidir.

Bize ve bizim gibilere sorsanız affedilmez bir ihmaldir.

Yeni Türkiye’nin yeni model kazalarından biridir.

Damperini yelken gibi açmış hızla ilerleyen kamyon köprüye çarpar… Köprü; tuz buz… Hiç kimse sormaz. Bu köprü inşaatını kim yaptı, kaça yaptı? Demir kullandı mı? Demirlerle bağlı bir köprü damper çarpınca “tuz buz” olup aşağı iner mi?

Yeni Türkiye’nin yeni köprü inşaatı…

Erzurum’da Dünya Kayak Şampiyonası için 100 milyon TL harcanarak yapılan atlama kuleleri ve kayak pisti yapımının üzerinden henüz iki yıl geçmişken, çöktü…

Evet, çöktü. Hem de durduk yerde… Deprem falan olmadan, su baskını yaşanmadan. Sebebini açıkladılar, “toprak kayması” dediler. Kabak eksen, kökü olur. Kulelerin, pistin kökü, temeli yok mu?

Nasıl kayar demediler!.

Kaydı…

100 milyon lira da Türk halkının cebinden bu inşaatı yapanların cebine kaydı…

***

Yeni Türkiye’de daha neler yaşayacağız, tahmin bile edemeyiz.

Bildiğimiz şu ki; ayağını karda, kışta çıplak bıraktığımız bebelerimizin başını örtmekle uğraşan bir iktidar ile karşı karşıyayız.

Dün söylediğini bugün, bugün söylediğini yarın değiştiren ve her seferinde de halkımızın bir bölümü tarafından, “Vallahi doğru söylüyor” diye alkışlanan…

Kimilerince “Başbakan” ve “Devlet Cumhurbaşkanı” diye anılan, 24 saatin, onsekiz saati boyunca televizyon ekranlarımızdan eksik olmayan…

Her konuda bilgili… Her konuda başöğretmen… Her konuda hatasız, kusursuz… Her konuda başkalarına öğütler yağdıran… Her konuda Türkiye’nin yolunu ve önünü açan…

Yeni Türkiye’nin mimarı ile birlikteyiz…

Ve ben; sakin, üreten, yardımlaşan, dayanışma içinde olan birbirini seven, sayan insanların yaşadığı “Eski Türkiye”yi daha çok özlüyorum.

 

Kaynak: Atila Sertel /  Odatv.com