‘Yeni Türkiye’ ile ‘Yeni CHP’nin evliliği

‘Yeni Türkiye’ ile ‘Yeni CHP’nin evliliği
31 Ağustos 2014 09:54

Tüm kamuoyunun yakından bildiği gibi ”Yeni Türkiye” BOP Eşbaşkanı RTE’nin, ”Yeni CHP” ise Kılıçdaroğlu’nun sloganıdır.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Her iki sloganda ideolojik ve sahtedir.

 

”Yeni Türkiye” sloganı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni değiştirip dönüştürmek istiyor, ”Yeni CHP” sloganı ise Cumhuriyet Halk Partisi’ni değiştirip dönüştürmek istiyor.

 

Her iki sloganın ortak stratejik yönü ise çok radikal bir şekilde Atatürk’e ve onun devrimlerine olan karşıtlığıdır.

 

Her iki sloganın mucitlerinin ortak amacı ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni onun kurucusu, kurumlarının oluşturucusu ve genetik kodlarını koyarak felsefi ilkelerini tayin edicisi Mustafa Kemal Atatürk’ün rotasından hızla uzaklaştırmaktır.

 

Her iki liderinde geçen süreç içerisinde söylem ve eylemlerinden anladığımız kadarıyla, Gazi Mustafa ‘’YENİ TÜRKİYE’’ İLE ‘’YENİ CHP’’NİN EVLİLİĞİ

 

Tüm kamuoyunun yakından bildiği gibi ”Yeni Türkiye” BOP Eşbaşkanı RTE’nin, ‘‘Yeni CHP” ise Kılıçdaroğlu’nun sloganıdır.

 

Her iki sloganda ideolojik ve sahtedir.

 

”Yeni Türkiye” sloganı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni değiştirip dönüştürmek istiyor, ”Yeni CHP” sloganı ise Cumhuriyet Halk Partisi’ni değiştirip dönüştürmek istiyor.

 

Her iki sloganın ortak stratejik yönü ise çok radikal bir şekilde Atatürk’e ve onun devrimlerine olan karşıtlığıdır.

 

Her iki sloganın mucitlerinin ortak amacı ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni onun kurucusu, kurumlarının oluşturucusu ve genetik kodlarını koyarak felsefi ilkelerini tayin edicisi Mustafa Kemal Atatürk’ün rotasından hızla uzaklaştırmaktır.

 

Her iki liderinde geçen süreç içerisinde söylem ve eylemlerinden anladığımız kadarıyla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı bir husumetleri vardır.

 

‘’Yeni Türkiye’’ sloganının mucidi RTE’nin on iki yıllık iktidarı ve başbakanlığı döneminde yaptığı icraatlarla, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurumlarında çok büyük yaralar açtı ve devleti terörist çetelerle anlaşma masasına oturtarak bugün itibariyle ülkeyi bölünme noktasına getirmiştir.

 

‘’Yeni CHP’’ sloganının mucidi Kılıçdaroğlu ise genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumlarını tepeden tırnağa meydana getiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu köklü parti Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapısını, mensuplarını, ilkelerini, felsefesini değiştirerek yolunmuş tavuk misali çıplak bir hale getirmiş ve o da diğeri gibi PKK terörünün yasal zemine oturması için, RTE’nin derhal gole çevirdiği yasanın çıkmasını ilk teklif eden şahıstır.

 

Yani, PKK yasasını ilk teklif eden Kılıçdaroğlu’dur ve çoğunluğu ile böyle ballı börek bir fırsatı yasalaştıranda RTE’dir.

 

RTE ve Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu üniter ve ulus devlet anlayışına dayalı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapısını kökten değiştirmek istiyorlar.

 

RTE, yaptığı icraatlar ve ağzından çıkan yığınla söylemleri ile bunu ispat etmiştir, tek tek yazmaya gerek yoktur.

 

Kılıçdaroğlu, iktidarın başında olmadığı için aynı federal devlet idealini ola ki, gelecekte Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarında gerçekleştirmek için şimdilik öncelikle Atatürk’ün partisi’nin yapısını ve yönünü değiştirmekle işe başlamıştır.

 

CHP ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan, hatta Atatürk’e husumetinden dolayı onun devrimlerine şiddetle karşı olan rotası başka yönlere olan insanları partiye doldurmuştur, onları milletvekili ve belediye başkanı yapmıştır.

 

Kılıçdaroğlu en son olarak da ‘’Altıoku yeniden yorumlayacağız’’ demiştir ki, bu düpedüz Atatürk karşıtlığıdır.

 

Atatürk karşıtlığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugünkü yapısına olan karşıtlıktır.

 

Ne demek bu?

 

CHP’nin her bir okuna, Atatürk’ün ilkelerine aykırı sahte bir anlam mı yükleyeceksin…

 

Böyle bir şey milleti enayi yerine koymaktır.

 

Sosyal bilimlerde fen bilimleri gibidir, herhangi bir sosyal, siyasal veya kültürel olaya istediğin anlamı yükleyemezsin.

 

Şimdi sonuca ve bu durum karşısında ne yapılması gerektiğine geliyorum.

 

Bugün itibariyle baktığımız zaman RTE ve Kılıçdaroğlu’nun fiili işbirliği sayesinde AKP ile CHP aynı hedefe doğru birlikte yürümektedirler.

 

Hangi hedefe?

 

Atatürk’ün ve devrimle gerçekleştirdiği Türkiye’nin kurumsal yapılarının olmadığı bir hedefe.

 

Federal bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti hedefine.

 

Biri ‘’Yeni Türkiye’’ sloganı, diğeri de ‘’Yeni CHP’’ sloganı ile aynı hedefe bir an önce varmak istiyorlar.

 

RTE, yarım bıraktığı ‘’Yeni Türkiye’’ restorasyonunu, temsili başbakan Ahmet Davutoğlu vasıtası ile tamamlamaya çalışıyor.

 

Kılıçdaroğlu ise şimdiye kadar yarım bıraktığı ‘’Yeni CHP’’ restorasyonunu, 5-6 Eylül 2014’de yapacağı kurultayla tamamlamaya çalışacak.

 

Yani RTE, Türkiye’yi Atatürk’ün ilkelerinden tamamen temizleyecek.

 

Kılıçdaroğlu ise CHP’yi Atatürk’ün ilkelerinden tamamen temizleyecek.

 

Yine RTE, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm kadrolarından yurtsever Atatürkçüleri temizleyecek.

 

Kılıçdaroğlu ise Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm yöneticilerini yurtsever Atatürkçülerden temizleyecek.

 

Bu duruma baktığımız zaman RTE’nin ‘’Yeni Türkiyesi’’ ile Kemal Kılçdaroğlu’nun ‘’Yeni CHP’’si aynı hedefe varmak üzere evlenmişlerdir.

 

Atatürk’ün Türkiyesi’ni değiştirme gayretinde yoktur birbirlerinden farkı.

 

BOP’un kıdemli Eşbaşkanı RTE çıktığı tepede, aşağıda kukla hükümetinin ne yaptıklarını bir süre sonra kontrol etmekten aciz kalacak ve güvendiği başbakan ile bakanlar onu takmayacaklar.

 

Davul hükümetin, tokmak cumhurbaşkanının elinde bir hükümet olmaz.

 

Yasalar karşısında sorumlu olan başbakan ve bakanlar, sorumsuz olan bir cumhurbaşkanının tüm talimatlarını yerine getirecek kadar enayi değillerdir herhalde.

 

Herhalde o başbakan ve bakanlar ‘’Yüce Divan’’da yargılanmayı hep gözönünde bulundurup kendileri için çok tehlikeli olacak ihtirası aklının önünde olan bir cumhurbaşkanının isteklerini yerine getirmezler.

 

Ayrıca AKP ve RTE için parti içindeki bir kısım etkili gruplar tarafından yapılacak bazı siyasal manevralar potansiyel vaziyette durarak her an patlamaya hazır bomba gibidir.

 

Ayrıca Abdullah Gül’ün çok yakında yapacağını tahmin ettiğimiz siyasal atraksiyonu da AKP’yi yukarıda zikrettiğim gerçekler gibi derinden sarsacak, RTE o kadar sıkışacak ki, gelişecek siyasal olaylarla aniden çeşitli oyunlarla çıktığı tepeden birden yuvarlanarak kendisini ‘’Yüce Divan’’da bulacaktır.

 

Kısaca, yakında gelişecek siyasal olaylarla AKP, RTE ve onun suç ortaklarından kurtuluşumuz kolay olacaktır.

 

Peki, Cumhuriyet Halk Partisi’ni, Kılıçdaroğlu’nun ‘’Yeni CHP’’ tasallutundan nasıl kurtaracağız?

 

İşte önümüze 24 ayar altın değerinde bir fırsat çıkmıştır.

 

Nedir bu fırsat?

 

5-6 Eylül 2014 tarihlerinde yapılacak olan kurultay ile genel başkanlığa aday olan temelden partili, gerçek Atatürkçü ve onun devrimlerine yürekten bağlı Muharrem İnce’nin aday olmasıdır.

 

Ne yapmak gerekiyor?

 

Tüm CHP’lilerin ve delegelerin yüksek irade göstererek Muharrem İnce’yi genel başkan seçmeleri, Türkiye’yi girdiği çıkmaz sokaktan ve devletimizi bu duruma getiren RTE ile suç ortaklarından kurtaracaktır.

 

Yukarıda yazdığım gerçekler ışığında bir değerlendirme yaptığımız zaman Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kılıçdaroğlu ve parti ile düşünsel, duygusal ve bilgi bağlamında hiç ilgisi olmayan ekibinden kurtarmak, bugün geldiği çok tehlikeli dönemeçten kurtarmak kadar yaşamsal derecede önemlidir.

 

Siyasette duygusallığın asla yeri yoktur.

 

Siyaset kişisel çıkar sağlamak için değil, devlet ve milletin yüksek çıkarları için yapılır.

 

Türkiye’yi RTE gibi Atatürk’ün akıl, bilgi ve uygarlığa dayalı devrimlerinden uzaklaştırmak isteyen Kılıçdaroğlu’nun halktaki karşılığı şimdiye kadar en fazla % 26 çıkmıştır.

 

Muharrem İnce potansiyel olarak seçmenin tümünde bir oy karşılığı vardır.

 

CHP delegesi çok tarihi bir olaya, bir beyaz devrime imza atacaklardır; Muharrem İnce’yi genel başkan yapmakla.

 

22. Dönem Meclisi’nden yakından tanıdığım ve şimdiye kadar da siyasal etkinliklerini elimden geldiği kadar takip ettiğim Muharrem İnce tabanın hasret kaldığı Cumhuriyet Halk Partisi’ni ilk seçimde iktidar yapar.

 

Kemal Atatürk’e karşı bir husumetleri vardır.

 

‘’Yeni Türkiye’’ sloganının mucidi RTE’nin on iki yıllık iktidarı ve başbakanlığı döneminde yaptığı icraatlarla, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurumlarında çok büyük yaralar açtı ve devleti terörist çetelerle anlaşma masasına oturtarak bugün itibariyle ülkeyi bölünme noktasına getirmiştir.

 

‘’Yeni CHP’’ sloganının mucidi Kılıçdaroğlu ise genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumlarını tepeden tırnağa meydana getiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu köklü parti Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapısını, mensuplarını, ilkelerini, felsefesini değiştirerek yolunmuş tavuk misali çıplak bir hale getirmiş ve o da diğeri gibi PKK terörünün yasal zemine oturması için, RTE’nin derhal gole çevirdiği yasanın çıkmasını ilk teklif eden şahıstır.

 

Yani, PKK yasasını ilk teklif eden Kılıçdaroğlu’dur ve çoğunluğu ile böyle ballı börek bir fırsatı yasalaştıranda RTE’dir.

 

RTE ve Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu üniter ve ulus devlet anlayışına dayalı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapısını kökten değiştirmek istiyorlar.

 

RTE, yaptığı icraatlar ve ağzından çıkan yığınla söylemleri ile bunu ispat etmiştir, tek tek yazmaya gerek yoktur.

 

Kılıçdaroğlu, iktidarın başında olmadığı için aynı federal devlet idealini ola ki, gelecekte Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarında gerçekleştirmek için şimdilik öncelikle Atatürk’ün partisi’nin yapısını ve yönünü değiştirmekle işe başlamıştır.

 

CHP ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan, hatta Atatürk’e husumetinden dolayı onun devrimlerine şiddetle karşı olan rotası başka yönlere olan insanları partiye doldurmuştur, onları milletvekili ve belediye başkanı yapmıştır.

 

Kılıçdaroğlu en son olarak da ‘’Altıoku yeniden yorumlayacağız’’ demiştir ki, bu düpedüz Atatürk karşıtlığıdır.

 

Atatürk karşıtlığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugünkü yapısına olan karşıtlıktır.

 

Ne demek bu?

 

CHP’nin her bir okuna, Atatürk’ün ilkelerine aykırı sahte bir anlam mı yükleyeceksin…

 

Böyle bir şey milleti enayi yerine koymaktır.

 

Sosyal bilimlerde fen bilimleri gibidir, herhangi bir sosyal, siyasal veya kültürel olaya istediğin anlamı yükleyemezsin.

 

Şimdi sonuca ve bu durum karşısında ne yapılması gerektiğine geliyorum.

 

Bugün itibariyle baktığımız zaman RTE ve Kılıçdaroğlu’nun fiili işbirliği sayesinde AKP ile CHP aynı hedefe doğru birlikte yürümektedirler.

 

Hangi hedefe?

 

Atatürk’ün ve devrimle gerçekleştirdiği Türkiye’nin kurumsal yapılarının olmadığı bir hedefe.

 

Federal bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti hedefine.

 

Biri ‘’Yeni Türkiye’’ sloganı, diğeri de ‘’Yeni CHP’’ sloganı ile aynı hedefe bir an önce varmak istiyorlar.

 

RTE, yarım bıraktığı ‘’Yeni Türkiye’’ restorasyonunu, temsili başbakan Ahmet Davutoğlu vasıtası ile tamamlamaya çalışıyor.

 

Kılıçdaroğlu ise şimdiye kadar yarım bıraktığı ‘’Yeni CHP’’ restorasyonunu, 5-6 Eylül 2014’de yapacağı kurultayla tamamlamaya çalışacak.

 

Yani RTE, Türkiye’yi Atatürk’ün ilkelerinden tamamen temizleyecek.

 

Kılıçdaroğlu ise CHP’yi Atatürk’ün ilkelerinden tamamen temizleyecek.

 

Yine RTE, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm kadrolarından yurtsever Atatürkçüleri temizleyecek.

 

Kılıçdaroğlu ise Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm yöneticilerini yurtsever Atatürkçülerden temizleyecek.

 

Bu duruma baktığımız zaman RTE’nin ‘’Yeni Türkiyesi’’ ile Kemal Kılçdaroğlu’nun ‘’Yeni CHP’’si aynı hedefe varmak üzere evlenmişlerdir.

 

Atatürk’ün Türkiyesi’ni değiştirme gayretinde yoktur birbirlerinden farkı.

 

BOP’un kıdemli Eşbaşkanı RTE çıktığı tepede, aşağıda kukla hükümetinin ne yaptıklarını bir süre sonra kontrol etmekten aciz kalacak ve güvendiği başbakan ile bakanlar onu takmayacaklar.

 

Davul hükümetin, tokmak cumhurbaşkanının elinde bir hükümet olmaz.

 

Yasalar karşısında sorumlu olan başbakan ve bakanlar, sorumsuz olan bir cumhurbaşkanının tüm talimatlarını yerine getirecek kadar enayi değillerdir herhalde.

 

Herhalde o başbakan ve bakanlar ‘’Yüce Divan’’da yargılanmayı hep gözönünde bulundurup kendileri için çok tehlikeli olacak ihtirası aklının önünde olan bir cumhurbaşkanının isteklerini yerine getirmezler.

 

Ayrıca AKP ve RTE için parti içindeki bir kısım etkili gruplar tarafından yapılacak bazı siyasal manevralar potansiyel vaziyette durarak her an patlamaya hazır bomba gibidir.

 

Ayrıca Abdullah Gül’ün çok yakında yapacağını tahmin ettiğimiz siyasal atraksiyonu da AKP’yi yukarıda zikrettiğim gerçekler gibi derinden sarsacak, RTE o kadar sıkışacak ki, gelişecek siyasal olaylarla aniden çeşitli oyunlarla çıktığı tepeden birden yuvarlanarak kendisini ‘’Yüce Divan’’da bulacaktır.

 

Kısaca, yakında gelişecek siyasal olaylarla AKP, RTE ve onun suç ortaklarından kurtuluşumuz kolay olacaktır.

 

Peki, Cumhuriyet Halk Partisi’ni, Kılıçdaroğlu’nun ‘’Yeni CHP’’ tasallutundan nasıl kurtaracağız?

 

İşte önümüze 24 ayar altın değerinde bir fırsat çıkmıştır.

 

Nedir bu fırsat?

 

5-6 Eylül 2014 tarihlerinde yapılacak olan kurultay ile genel başkanlığa aday olan temelden partili, gerçek Atatürkçü ve onun devrimlerine yürekten bağlı Muharrem İnce’nin aday olmasıdır.

 

Ne yapmak gerekiyor?

 

Tüm CHP’lilerin ve delegelerin yüksek irade göstererek Muharrem İnce’yi genel başkan seçmeleri, Türkiye’yi girdiği çıkmaz sokaktan ve devletimizi bu duruma getiren RTE ile suç ortaklarından kurtaracaktır.

 

Yukarıda yazdığım gerçekler ışığında bir değerlendirme yaptığımız zaman Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kılıçdaroğlu ve parti ile düşünsel, duygusal ve bilgi bağlamında hiç ilgisi olmayan ekibinden kurtarmak, bugün geldiği çok tehlikeli dönemeçten kurtarmak kadar yaşamsal derecede önemlidir.

 

Siyasette duygusallığın asla yeri yoktur.

 

Siyaset kişisel çıkar sağlamak için değil, devlet ve milletin yüksek çıkarları için yapılır.

 

Türkiye’yi RTE gibi Atatürk’ün akıl, bilgi ve uygarlığa dayalı devrimlerinden uzaklaştırmak isteyen Kılıçdaroğlu’nun halktaki karşılığı şimdiye kadar en fazla % 26 çıkmıştır.

 

Muharrem İnce potansiyel olarak seçmenin tümünde bir oy karşılığı vardır.

 

CHP delegesi çok tarihi bir olaya, bir beyaz devrime imza atacaklardır; Muharrem İnce’yi genel başkan yapmakla.

 

22. Dönem Meclisi’nden yakından tanıdığım ve şimdiye kadar da siyasal etkinliklerini elimden geldiği kadar takip ettiğim Muharrem İnce tabanın hasret kaldığı Cumhuriyet Halk Partisi’ni ilk seçimde iktidar yapar.

 

 

[email protected]

 

İbrahim ÖZDOĞAN twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!