Yeni AYM Başkanı Arslan: Uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez

Yeni AYM Başkanı Arslan: Uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez
27 Nisan 2015 14:08

Cemaate yönelik “Paralel yapı” operasyonunda tutuklananların tahliyesi ile ilgili mahkemeler arasındaki yetki krizi siyasi gündemin ilk sırasına otururken, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan “uzaktan kumandalı yargı” eleştirisinde bulundu.

 

 

Geçtiğimiz ay Haşim Kılıç’tan başkanlığı devralan Arslan’ın, Anayasa Mahkemesi’nin 53. yıldönümü töreni çerçevesinde kamuoyu önünde yaptığı ilk kapsamlı konuşmada selefinden bir hayli farklı mesajlar vermesi dikkat çekti. Kılıç’ın aksine Arslan, siyasetin yargıya müdahalesinden ziyade, iktidarın söylemlerine daha yakın bir konuşmayla yargının siyasete müdahalesini dile getirerek, bu durumu ağır bir şekilde eleştirdi.

 

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı törende Arslan, “Fikri ve vicdanı hür olmayan. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hakim olmaz. Hukuk devletinde, uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez” ifadelerini kullandı.

 

 

Arslan, geçen senenin aksine gerginlikten bir hayli uzak geçen törende, hâkimleri uyararak, “Demokratik toplumlarda yargıya düşen görev, topluma ve siyasete nizam vermek değil, hukuk kurallarını adalet süzgecinden geçirerek uygulamak, bu suretle uyuşmazlıkları çözmektir. Ancak bu durumda yargı ve yargıç, temel hak ve özgürlüklerin teminatı olabilir” diye konuştu.

 

 

Bağımsız yargının bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Arslan, buna karşın “Yargının siyasallaşması hukuk devletinin sonu olur, siyasetin yargısallaşması ise demokrasinin sonu olur. Anayasa Mahkemesi’nin varlık nedeni anayasal adaleti gerçekleştirmektedir” mesajı verdi.

 

 

Arslan, konuşmasında AKP’nin seçim beyannamesinde dile getirdiği gibi yeni Anayasa çağrısında da bulundu.

 

 

KILIÇ, ‘İKTİDARIN KEYFİ DAVRANIŞLARI’ KONUSUNDA UYARMIŞTI

 
Geçtiğimiz sene ise Haşim Kılıç, Mahkeme’nin Twitter ve YouTube yasağının kaldırılması nedeniyle iktidarın şimşeklerini üzerine çektiği bir dönemde, “iktidar gücünün keyfi davranışlarının sınırlandırılması” vurgusu yapmıştı.

 

 

Hukukun üstünlüğünün önemine değinen Kılıç, “Hukuk devletinin temel bireyi olan yargı aynı zamanda devletin vicdanı olarak da tanımlanmaktadır. İşgal devam ettiği sürece bunları yaşamaya devam edeceğiz. Yargının vicdanını işgal edenlerin kimliği düşüncesi kutsalları ne olursa olsun bu sonuç değişmeyecektir. Dün hak ihlallerine uğramış mağdurlarla, bugünkü mağdurların kimliğinin farklı olması bakışımızı değiştirmeyecektir” ifadelerini kullanmıştı.

 

 

Konuşmasında “paralel yapı” iddialarına da değinen Kılıç, yargı ve emniyet teşkilatlarında yaşanan tasfiyeleri eleştirerek “Başta yargı ve yürütme organları olmak üzere herkes bu iddialarla ilgili bilgi, belge ve delilleri zaman geçirmeden ortaya koymak zorundadır. Gerek yargıda, gerekse yürütme organı içinde var olduğu iddia edilen bu kişilerin başka illere tayin edilerek ya da yerlerini değiştirerek sorunu çözmenin anlamsızlığı açıktır. Bu ayrışma ve bölünmenin hukuk devletinin hukuk güvenliğinin ve adaletin sonunu getireceğini yargıda yaşadığımız olaylar açıkça göstermektedir” demişti.