Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Yeni Anayasa çalışmaları ile ilgili olarak “Takvimin çok gerisinde kaldık, çalışmaları hızlandırın.” diye komisyon üyelerini uyardı.

Nasıl uyarmasın ki “ileri demokrasimizin diktatörü”  “Bu iş Ocak ayı başına kadar halledilmeli” diye buyurdular. TBMM’ de milletvekillerinin yanında, milletin gözü önünde “Bunları sen mi susturursun, yoksa ben mi susturayım!” diye azar çeken “ileri demokrasi diktatörü” kim bilir gizlide neler neler sayıp döküyordur.
 
Anayasa konusu önemlidir. Savsaklamaya gelmez. ABD istiyor, AB istiyor, en önemlisi otuz bin yurttaşımızın öldürülmesinden sorumlu, İmralı sakini “Sayın Öcalan(!)” istiyor. İleri demokrasimizin kibar diktatörü bu kadar isteğe kayıtsız kalacak değil ya! Anayasa konusu bir an önce sonuçlanmalıdır! Diyeceksiniz ki “Halkımızın böyle bir isteği yoktur.” Olsun. Zaten halkımızın hangi isteğini dikkate aldık da bu konudaki isteğini alacağız! Bizim için “dostlarımızın” memnuniyeti önemlidir.
 
Anayasa metni konusunda Oslo’da yüzde doksan mutabakata varmıştık. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Ha gayret, bitirelim şu işi!
 
Yeni Anayasa yapma konusunda BDP ve AKP’nin heveskarlığı anlaşılır da CHP ile MHP’ye ne oluyor, anlamak mümkün değil. “Anadilde eğitim, federatif yönetim” isteyen BDP’ye Yeni Anayasa lazım. Başkanlık sistemi heveslisi BOP Eşbaşkanlığı görevlisi, Anayasa Mahkemesi Kararına göre “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olmuş partinin Genel Başkanına da Yeni Anayasa gerekli. BDP ve AKP mevcut Anayasa’nın ilk üç maddesini bile tartışmak istiyorlar. Bu partiler varlık nedenlerinden dolayı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin; Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti oluşundan; ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünden; dilinden, bayrağından, İstiklal Marşı’ndan ve başkentinin Ankara oluşundan rahatsız olabilirler. Bunu anlarız. CHP ve MHP’yi rahatsız eden nedir ki “Yeni Anayasa” yapmak için bunlarla aynı masayı paylaşıyorlar?
 
Anayasamızda değiştirilmesi gereken maddeler vardır, bundan dolayı anayasada değişiklikler yapılmalı. Bu durum yeni anayasa yapmak anlamına gelmez. Yeni anayasa yapmak yeni kimlik sahibi olmak anlamındadır. Bu da kimliğinden memnun olmayanların işidir. Çok bilindik bir sanatçımız “mavi” kimliğini değiştirip “pembe” kimlik almak için az mı hukuk mücadelesi vermişti. Toplum olarak bizim böyle bir sorunumuz mu var da yeni kimlik ya da yeni Anayasa peşine düşmüş olalım.
 
Ayrıca bu Meclis “yeni” Anayasa yapamaz. Yapamaz çünkü “eski” Anayasa’ya “bağlı kalacaklarına namusu ve şerefi üzerine” yemin ettiler. Yeni Anayasa yapmak eskisine bağlı olmadıkları anlamına gelir ki-sözüm meclisten dışarı- hepsinin namusu ve şerefi sorgulanmak durumunda kalır.
 
Ben Sayın Milletvekillerimizin yeminlerine sadık kalacağını, namus ve şereflerini sorgulanır duruma getirmeyeceklerini düşünüyorum. Aksi takdirde, elin ağzı torba değil ki büzesin. Eloğlu bu, konuşur.
 
[email protected]