Yıl içindeki diğer mevsimlere göre Yaz ayları benim için daha özeldir.Aslına bakarsanız tatili öyle aman aman yaşamam.Rutin bir bayram tatili gibi geçiririm neredeyse.Fakat sebebi nedendir bilmem Nisan geldimi bir heyecan kaplar yüreğimi.Sonrası malum iki ay daha sıktımmı dişimi bir bakmışsın yaz gelmiş.

  Bazen sorarım kendime,bu kadar yaza tutkun olmamın nedeni zamanın kara kışlarının şehri Ankara'da yetişmem midir diye.Lakin Ankaralı dostların hepsi bana katılmadığı için kesin bir yanıt veremem kendime…

  Kış aylarında Haziran'ı iple çekip,yaz geldiğinde de sıcaklardan dert yanıp yaza nankörlük edenlerden olmamak için hep çaba sarfetmişimdir..O nedenle Yaza hep iyi yanından bakmaya çalışırım.Halimden de pek şikayetçi olmam.

  Ancak ister deli gibi sevin ister nefret edin herşeyin bir başlangıcı olduğu gibi birde sonu vardır.Yazda görevini tamamlar ve ayrılır aramızdan.Daha doğrusu vardiyasını tamamlar…Neyseki Eylül elinden geldiğince mutlu etmeye çalışır beni.Bir anda üşütmez bedenimi ve küstürmez yüreğimi.Adeta terapi gibi gelir:Yazın bittiğine yavaş yavaş kabullenirim sayesinde…Dünya Barış Günü ve Yaza veda konserleriyle birlikle uğurlarız yazı ve güz hoş gelir gönlümüze…

---

Yazarın Son Yazıları:
Koalisyon öcü müdür yoksa uygarlık mıdır?
Çok seçenekli seçim
Ankara Sohbetleri 2- “Başka Kent Ankara” (Feridun Büyükyıldız)