Yani diyor ki, El Nusra bizim

Yani diyor ki, El Nusra bizim
12 Şubat 2016 17:30

Hükümetin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Münih’te süren Suriye toplantısında iki radikal örgütü kurtarmaya çalışmak ile meşguldü.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
Çavuşoğlu Münih’te Reuters ajansına yaptığı açıklamada, “Bu süreçte en büyük mesele Rusya’nın muhaliflere yönelik saldırıları durdurup, durdurmayacağıdır.” dedi.

 
Davutoğlu Rusya’nın Halep’i bombalamasından söz ediyor ve sözünü ettiği yerde halen El Nusra ve Ahrar-uş Şam örgütü hakim.

 
Bunların her ikisi de radikal ve dini kullanan terör yapıları.

 
Ve, Mevlüt Çavuşoğlu diyor ki, “El Nusra ve Ahrar-uş Şam bizim, bunlarla savaşmayın.”

 
Çavuşoğlu bugün Münih de şunu da söyledi…

 
“Terörle mücadele ediyorum diye Rusya saldırılara devam ederse çatışmalar durmaz, ateşkes sağlanmaz.”

 
Mevlütoğlu bu sözleriyle de, temsil ettiği siyasi iktidarın, yani Tayyip Erdoğan’ın Esad’a karşı radikal dinci örgütlerin desteklenmesi politikasını bir kez daha savunuyor.

 
Rusya’ya ve Esad’a karşı muhalif dedikleri radikal ve cihatçı örgütlerin yanında yer aldıklarını resmen bugün de dile getirmiş oluyor.

 
Türkiye’nin pozisyonunu, yani, radikal siyasi örgütlerin tam yanında mevzilendiriyorlar.

 
Ve, bugün Münih’te ABD ve Rusya dahil, mevcut tüm ülkeler, buna Arabistan bile dahil denebilir, Suriye’de Esad’a karşı savaşan cihatçı örgütlerin karşısında konumlanırken sadece Türkiye bu radikal örgütlerin hamisi konumunda bulunuyor.

 
Bu politika bu hükümeti çok daha fazla zorlamaya çalışacak çünkü Rusya bugün Münih’te, “Halep ateşkes anlaşmasının dışında, Rusya burdaki operasyonlarını sürdürecek” şeklinde bir açıklama yapabilecek kadar kabul görüyor artık ABD ve diğer ülkeler gözünde.

 
Rusya diyor ki, “Ben El NUsra ve Ahrar-uş Şam ile ateşkes dahi istemiyorum, onları oralardan çıkarana kadar savaşacağım”

 
Ve, Rusya’nın bu sözleri Münih’te diğer ülkeler tarafından kabul edilirken sadece Erdoğan Hükümeti bu konuda Rusya’nın karşısında.

 
Öte yandan da göç sürüyor Türkiye’ye.

 
Yalçın Akdoğan bugün Kilis sınırına giderek yoğun bir mülteci akışının olduğu sınırda bir açıklama yaptı.

 
Akdoğan bu göç dalgasına Rusya ve Suriye tarafından kasten sebep olunduğunu söyledi.

 
Evet, doğru da olabilir.

 
Ama Yalçın Akdoğan’ın vermesi gereken hesap hükümetinin Esad’ı yıkmak için göç dalgasına sebep olarak ve kitlesel göçü teşvik ederek dünyada Esad’ı zor duruma sokmayı planlarken, bu politikanın ayaklarına nasıl dolandığıdır.

 
Siz neden başta mülteci göçünden medet umdunuz ve bunu teşvik ettiniz ve Türkiye’yi mülteci denizine çevirdiniz?

 
İçimizde yaşayan milyonlarca mültecinin hesabını vermeyi düşüneceğinize neden sorunun kaynağını başka yerlerde göstermek için tiyatro yapıyorsunuz?

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan