Üzüm dalda kaldı

Üzüm dalda kaldı
21 Temmuz 2019 19:32

Türkiye’nin en erken üzüm çeşidinin çıktığı ve 110 bin dekarda bağcılık yapılan Mersin’in Tarsus İlçesinde para etmeyen ve dalda kalan üzüm çiftçiyi perişan etti. Bölgede inceleme yapan Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Deniz Gürbüz, durumun son derece vahim olduğunu söyledi. Gürbüz, “Çiftçiler şuan kan ağlamaktalar. Daha ileriye gidip bağlarını sökme ve çiftçiliği terk etme boyutuna geldiler. Nedeni üzüm fiyatlarının girdi maliyetleri ile kafa kafaya gelmesi ya da zarar etmeleridir” dedi.

 

 

 

Erken dönemlerde ve hala devam etmekte olan Türkiye’nin önemli miktarda sofralık ihtiyacını gideren üzümler, Mersin’in Tarsus ilçesinde hasat ediliyor. Tarsus’un Kirlilik, Dedeler, Sarılar, Cin köyü başta olmak üzere birçok köy ve mahallede meyve olarak ağırlıklı üzüm yetiştiriciliği yapılmakta, bölgenin de önemli geçim kaynağı olma özelliğini koruyor. Yolava ve Early Cardinal, yani erkenci çeşitlerin hasadı devam ediyor, ancak satılmaması durumunda ise dalında çürüme tehlikesi bulunuyor.

 

 

DALINDA ÇÜRÜYECEK

 

Tarsus kesiminde üzüm bağlarının bulunduğu kesimlerde inceleme yapıp çiftçilerle görüşen Oda Başkanı Deniz Gürbüz, şu an erkenci çeşitler olarak ta bilinen Yalova (beyaz üzüm) 1 ile 1.5 TL arasında ve earlycardinal (siyah üzümler) 0,5-0,7 TL arasında üreticiden çıktığını belirtti. Gürbüz, Mersin semt pazarlarında 3 ile 5 TL, Ankara ve İstanbul gibi iller de marketlerde ise 9 TL’den üzüm satıldığını, böyle gitmesi durumunda çoğunluğu satılamayarak dalında çürüyeceğini dile getirdi.
ŞARAP FABRİKASI FİYATI ERKEN AÇIKLAMIYOR

 

Sofralığa satılamayan çok kaliteli üzümlerin şaraplık olarak satılmak zorunda kaldığını anlatan Gürbüz şöyle devam etti:
“Organize Sanayi bünyesinde faaliyet gösteren şarap fabrikası erken dönemlerde fiyat açıklamadığı için, aracı dediğimiz simsarlara ve tüccarlara fırsatlar doğmaktadır. Üzüm fiyat piyasası olmadığı için bu aracılar kg maliyeti 1,3 TL’Yİ bulan üzümlerin fiyatını, büyük emekler sarf edilerek çok kaliteli üretilen üzümleri üretim maliyetinin altında almaya çalışıyorlar. Üreticiler dalında çürümesin diye bu aracılara mecburen satmak zorunda kalıyor. Bir sorunda şarap fabrikaları fiyatları çok geç açıklıyor, açıkladıktan sonra yine direk çiftçiden değil de aracılar üzerinden üzümleri temin ediyor. Yani üzüm üretildikten sonrada şarap fabrikalarının istediği üzerine yine bu simsarlardan temin ediliyor. Çiftçiden ucuza alan bu aracılar yine kazanıyor. Şarap fabrikası niye direk üreticiden almıyor? Yani direk fabrikaya üreticiden dökülse çiftçi bir miktar yüksekten satmış olacak. Çok geç fiyat açıklayan fabrika geçen yıl 0,55 TL’den alım yapmış bu yıl bu tarihlerde açıklaması gerekirken açıklamıyor, üzümler yoksa dalında çürüyecek.

 

Geçen yıl da çok geç açıklayan şarap fabrikası hasatlar bitmeye yakın fiyat açıklayıp, bölgenin üzümünü almamış ege bölgesinde 1,8 TL’yi bulan fiyatlardan Mersin’deki fabrikaya dökülmüştür. Buradaki nakliye zararlarının göz önene alınması gerekirken niye böyle bir politika izliyorlar anlamış değiliz.”
1 DEKARLIK ÜZÜMÜN GETİRİSİ AYLIK BİR PAKET SİGARA PARASI

 

Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Deniz Gürbüz, üretim maliyetleri ile satış arasındaki fark konusunda yaptığı çarpıcı tespitle ilgili şu örnekleri verdi:

 

“1 dekar bağda ortalama verim 1050 kg, sofralık olarak kg 1,4 TL’den satılırsa 1470 TL yapıyor. Sofralığa satılmazsa şaraplığa satılmak zorunda kalıyor bu da KG ‘mı 0,55 TL’den satılıyor 1 dekara 577 gibi getirisi var, yalnız masrafları düşersek bu getiriler zarar olarak ortaya çıkıyor. Masraflara yani girdi rakamlarına bakarsak; işçilik 538 TL, zirai ilaç 360 TL, Gübre 110 TL, Mazot 105 TL, sulama 150 TL hepsini topladığımızda 1263 TL masrafı var. Sofralıkta masrafları düşersek 1 dekara 207 TL para kalıyor. Şaraplığa giden üzümlerin masraflarını düşersek 1 dekara eksi (-) 686 TL zarar ile kapatıyor. Bunu 12 aya yaydığımızda 1 dekar sofralık üzüm getirisi aylık 17,25 TL getirisi var, çok düşük bir getiri sigara ve yemek parası değil,

 

Şaraplık üzümün kar zararı 12 aya yaydığımızda eksi (-) 57 TL zarar. Yani çiftçi seneyi borçlu kapatıyor, gelecek yıl kullanacağı girdileri nasıl alacak? Bu şekilde borçlar her yıl birikiyor ve çiftçi altından kalkamıyor arazilerini yani topraklarını zararına satarak borçlarını kapatmaya çalışıyor. Araziyi satmak demek üretimi küçültmek ve terk etmek anlamına geliyor. Burada üreticinin kendi emekleri ve yedikleri içtikleri hariç, aylık kazandıkları rakamlar nereden baksanız açlık sınırının altında. Burada mutlak bir çözüm ya da destek sağlanmalıdır.”

 

 

Kaynak: Ali Ekber ŞEN / Mersin/Sözcü

Üzüm dalda kaldı