Üstünlerin hukukuna doğru

Üstünlerin hukukuna doğru
9 Şubat 2015 11:40

Türkiye’de son yıllarda “Hukuk Devleti’nden hızla uzaklaşıyoruz. Yani başı derde giren kişilerin başvuracağı son liman olan hukuk, sıradan vatandaşlar için güvence olmaktan çıkıyor. Hukuk, hızla güçlülerin ve üstünlerin hukuku olmaya doğru ilerliyor.

 

Av. Kemal AKKURT H&H YORUM

 

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), dünya çapında insan haklarını savunan ve bu konuda araştırmalar yapıp yayınlayan uluslararası bir Sivil Toplum Kuruluşu’dur. Temel hedefi, insan hakları ihlallerini tespit edip, ihlalci devletler üzerinde uluslararası baskının artmasını ve ilgili devletlerin bu kapsamda uzun ve etkin önemler almasını sağlamaktır. Bu kapsamda her yıl 90’dan fazla ülkeyi mercek altına alıp, insan hakları ihlallerini raporlaştırıp, tüm dünyaya yayınlamaktadır.

 

İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçtiğimiz günlerde 2015 Dünya Raporu’nu açıkladı. Raporda, Türkiye’ye önemli bir bölüm ayrılmış. Türkiye’deki otoriterleşme, hukuk yollarının etkisiz hale getirilmesi ve insan hakları ihlalleri ayrıntılı olarak ve örneklerle anlatılmış.
Yıllardır Türkiye’deki otoriterleşmeyi ve insan hakları ihlallerini izliyoruz ve eleştiriyoruz. Uluslararası kuruluşların tepkileri ve gözlemlerinin bizlerden daha da karamsar ve eleştirel olduğunu görmekteyiz. İktidar, içerideki eleştiri ve önerilere kulaklarını kapatmıştır. Belki tarafsız ve objektif uluslararası kuruluşların eleştiri ve önerilerine kulak verir…

 

İnsan Hakları İzleme Örgütü Raporu, Türkiye hakkında neler yazıyor?

– Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ile denge ve denetleme mekanizmalarının aşındığı, dolayısıyla yargıya güvenin azaldığı örneklerle açıklanmış. Bunun da insan haklarına en büyük zararı verdiği tespitinde bulunulmuş.

 

-TBMM’de olan İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nın kolluk kuvvetlerinin yetkilerini çok artırdığı, yargı kararı olmadan gözaltıların ve önleyici gözaltıların yapılması yetkisinin, temel hak ve özgürlüklere aykırılığı vurgulanmış.

 

– Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarının çok zarar gördüğünü, hükümetin eleştirilere kulak tıkamasının ise bu zararı artırdığı tespitinde bulunuluyor.

 

-Türkiye’de halkın yaşadığı hak ihlallerinden, sadece muhaliflerin değil, iktidara oy verenlerin de zarar gördüğü örneklerle sıralanıyor.

 

– Yargı sistemimizin her zaman politize olduğu, ancak son dönemlerde bu durumun çekilmez hale geldiği vurgulanıyor. Özellikle yolsuzluk iddiaları ardından, hükümetin yargıya olağanüstü müdahalelerde bulunduğu vurgulanıyor. Binlerce kamu görevlisinin sürgüne gönderildiği, kitlesel bir rotasyon yaşandığı anlatılıyor.

 

– Yeni getirilen Sulh Ceza Hakimliği sisteminin, soruşturmalarda çok kritik müdahalelerde bulunabileceği, bunun da yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını bitireceği tespitinde bulunuluyor.

 

– Raporda, iktidar partisinin insan hakları ve yasaları hiçe sayarak, Türkiye’nin son yıllarda yakalamış olduğu başarıları (?) zedelediği anlatılıyor.

 

– Görülmemiş ölçüde yargı sisteminin kontrol altına alındığı, sosyal medya ve internete sansür getirilip, gazetecilerin hapisle korkutulduğu, böylece medyanın sindirilmeye çalışıldığı örneklerle açıklanıyor.

 

Raporda, (muhalif) siyasi eylemler, gazeteciler, öğrenciler ve avukatlar hakkında sık sık kullanılan “silahlı terör örgütü üyeliği” gibi terör suçlamalarının devam etmesi de eleştiriliyor.

 

Raporun tavsiye bölümünde ise; seçimlerden zaferle çıkmanın, reformları ve demokratik kurumları zayıflatmak için mazeret olmaması gerektiği vurgulanıyor. Hükümetlerden çalkantılı dönemlerde insan haklarını kendilerine ahlakî bir rehber olarak görmeleri gerektiği tavsiyesinde bulunuluyor. İnsan haklarının ihlal edilmesinin, olayları daha da şiddetlendireceği uyarısında bulunuluyor. Eşitlik ve özgürlük gibi temel değerlerin altının oyulmasından elde edilecek kısa vadeli kazanımların (?), hiçbir şekilde uzun vadede uğranılacak zararın bedeline değmeyeceği vurgulanıyor.

 

İnsan haklarına ve hukukun üstünlüğüne inanışın olmadığı bir yönetimin, barışı, huzuru ve refahı sağlaması olanaksızdır. Bu nedenle de üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçmek zorundayız…

 

 

[email protected]

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Emek ve Dayanışma Bayramı
Dünya Barış Günü
Avukatlar Günü