Unutamadığım 29 Ekim

Unutamadığım 29 Ekim
29 Ekim 2011 10:17

   Ömrümün geçmişindeki sayfaları çevirdiğimde 29 Ekimlerden bir tanesi vardır ki, benim için diğerlerinden apayrı ve daha anlamlıdır: O da 1995 yılındaki 29 Ekim…


 


  Ankara'nın Balgat semtindeki Mustafa Kemal İlköğretim Okulu'na gidelim…1995 Yılının  Eylül ayında ilköğretim 1.sınıfa yeni başlamıştım.Okuma yazmayı 4 buçuk  5 yaşımda öğrendiğim için 1. sınıf benim için pek fazla anlam ifade etmiyordu.Evde gazete ve hikaye kitabı  okumak okulda ise arkadaşlarıma harf öğretmek gibi bir görev yüklemiştim kendi kendime.Günlerim rutin,pek fazla bir şey öğrenmeden yalnızca okuma yazma yeteneğimi pekiştirmekle geçiyordu.İlk sınıfımdaki Eylül ayını bu şekilde tamamlamıştım.Ekim ayının ilk günlerinde ise Şanlı Urfalı olan,çok sevdiğim değerli Emine öğretmenim 29 Ekim'de okulumuzda yapılacak tören ve çeşitli etkinlikler çerçevesinde benden bir Cumhuriyet şiiri okumamı istedi.Çocuksu ancak yürekten Atatürk sevgimle öğretmenimin bu isteğini hemen kabul ettim …


 


   Emine öğretmenim artık boş vakitlerinde benimle ilgileniyor,kendi kriterlerine göre yetenekli bir öğrenci olduğumu söylüyor ve okulumuzda ilk kez bir 1. sınıf öğrencisi olarak 29 Ekim şiiri okuyacağım için müdür yardımcısından izin istiyordu.Müdür yardımcısına kendimi ifade ettikten ve izin aldıktan sonra sıra törene en iyi şekilde hazırlanmaya gelmişti.Emine öğretmenimle hiç zaman kaybetmeden, koşar adımlarla okul kütüphanesine gittik ve tüm şiir kitaplarını taradık.Bulduğumuz şiirler içinden benim için en uygun olanını belirledik.Artık elimde iki kıtalık bir Cumhuriyet şiiri vardı ve artık hayat benim için 29 Ekim'e kadar bu şiirin üzerine kurulmuştu sanki.O kadar mutluydum ki eşe dosta haber salmıştım ''Cumhuriyet Bayramı'nda Şiir okuyacağım!'' diye.Manavgat'tan dedem bile gelecekti benim için…Yaklaşık bir haftada ezberlediğim şiiri  daha iyi şekilde okuyabilmek için  haftalarca tekrar ettim ve prova yaptım.


 


Ve o gün gelmişti ! Tüm sevenlerim okuldaydı.Hava çok yağmurlu olduğu için tören ve etkinlikler okulun içinde yapılacaktı.O kadar çok öğrenci ve veli vardı ki okulun girişindeki geniş alanda iğne atsan yere düşmeyecekti! Neyse ki bu görkemli törende artık sıra benim şiirimi okumama gelmişti.Her şey hazırdı.Şiir ezberlemiş,ütülü ve temiz okul üniforması giyilmiş ve başarılı bir prova yapılmıştı.Ancak bir şey göz ardı edilmişti ki o da benim yaklaşık 100 cm lik boyum ve 23 kiloluk küçücük bedenim.İzdiham olduğu için bu küçücük,  Cumhuriyet sevdalısı adamı kimse göremiyordu.7 yaşındaydım daha.Ancak tez zamanda okul müdürümüz Sayın Mehmet  Şen durumu farketti ve sandalye getirtti.Cebinden çıkardığı mendili açarak sandalyeye serdi.Böylelikle sandalyeye çıkıp,var gücümle,yürekten Atatürk sevgimle :


 


 


  


''Biziz bu memleketin,


 


Kanı ,kemiği, eti


 


29 Ekimde ,


 


Kurduk Cumhuriyeti


 


 


29 Ekim'de bütün ışıklar yansın


 


Caddeler baştan başa  bayraklarla donansın


 


El ele dolaşalım


 


Hiç değişmez bu niyet,


 


Yaşasın Türk milleti


 


Yaşasın Cumhuriyet ! '' diye haykırdım.



 
Doğum günün kutlu olsun Türkiye.Yeniden bağımsız ve aydınlık yarınlara…


Yazarın Son Yazıları:
Koalisyon öcü müdür yoksa uygarlık mıdır?
Çok seçenekli seçim
Ankara Sohbetleri 2- “Başka Kent Ankara” (Feridun Büyükyıldız)