Ümit Özdağ: Yeni parti bir kişinin değil her kesimin partisi olur

Ümit Özdağ: Yeni parti bir kişinin değil her kesimin partisi olur
26 Haziran 2017 09:40

Özdağ, “Toplumun isteği bir partinin kurulması ve bizim dahil olmamız değil partiyi hep birlikte kurmamız yönündedir. Biz de toplumun taleplerini dikkate alarak adımlarımızı atıyoruz” dedi…

 

 

 

Nil SOYSAL / Sözcü

 

 

MHP’ye oy versin vermesin herkesin merak ettiği Gaziantep Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın olası bir yeni partinin neresinde yer alacağı… Özdağ’ın bu soruya verdiği yanıt, dolaylı da olsa net… Ancak Prof. Dr. Özdağ ortaya öyle bir iddia attı ki, Türkiye’nin gündemini asıl o iddia değiştirecek. İşte Özdağ’ın ilk kez SÖZCÜ’ye yaptığı o açıklamaları:

 

 

MAHKEME BİZİ ŞAŞIRTMADI

– Mahkeme MHP tüzük kurultayını iptal etti. Muhalifler açısından ne ifade ediyor?

 

20 Haziran’da mahkemenin verdiği iptal kararı hiç şaşırtıcı değil. Hukuk devletinin tasfiye edildiği bir ülkede adil bir karar beklemiyorduk. Referandum sürecinin en etkin ve belirleyici gücü olan Türk Milliyetçileri Türkiye bir başkanlık seçimine giderken temsil ettikleri siyasal gücü sahaya taşımadan bir kenarda oturup beklemeyeceklerdir. Zaten kirli referandum sonrasında bütün Türkiye’de arkadaşlarımızla yoğun temaslarımız, danışma toplantılarımız oldu. Ramazan ayı boyunca da yoğun çalıştık. Toplumdan büyük bir yeni parti talebi yaşıyoruz.

– Yeni parti kuruluyor mu?

Sokakta önümüzü kesip “Ne zaman yeni parti kuracaksınız?” diye soruyorlar. Sadece MHP seçmeni değil toplumun her kesiminden büyük bir beklenti var. MHP seçmeni zaten referandumun da gösterdiği gibi artık Bahçeli ve temsil ettiği her şeyden kopmuş durumda… Bizim için önemli olan ülkemizin karşı karşıya olduğu ağır sorunları çözecek bir program ve kadroyu oluşturabilmek.

YÜRÜYÜŞ DOĞRU BİR KARAR

– Peki bu yeni partinin lideri kim olacak?

Bu partinin elbette bir genel başkanı, lideri olacak. Ancak yeni parti bir kişinin değil hepimizin partisi olur. Toplumun isteği bir partinin kurulması ve bizim partiye dahil olmamız değil partiyi hep birlikte kurmamız yönündedir. Biz de toplumun taleplerini dikkate alarak adımlarımızı atıyoruz.

– Adalet Yürüyüşü’ne ilk destek veren isimlerdensiniz. İktidar kanadından gelen tepkileri nasıl yorumluyorsunuz?
Bu yürüyüş gecikmiş bir yürüyüştür. CHP, 16 Nisan kirli referandum gecesi bu yürüyüşe başlamalıydı. Kılıçdaroğlu, Söğütözü’deki CHP Genel Merkezi’nden Mithat Paşa Caddesi’ndeki YSK’ya kadar yürüseydi, İstanbul’a yürümesi gerekmezdi. Enis Berberoğlu’nun tutuklanması, Erdoğan’ın artık muhalefeti tutuklamalarla tasfiye etmeye karar verdiğini gösterdi. CHP ortaya bir eylem koymak zorundaydı. Yürüyüş doğru bir karar oldu.

MUHALEFETİ EZME PROJESİ

– Berberoğlu’nun tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. SÖZCÜ çalışanları için de aynı şey söz konusu olmuştu.
Erdoğan’ın adalet anlayışı, araba kullanmayan kişiye bile hız cezası kesmeye müsait… Erdoğan kirli referandum sonrasında “14 senedir siyasi iktidardayız. Artık kültürel ve sosyal iktidarımızı kurma zamanı geldi” diyerek, topluma adeta kendi normlarını dayatmak için savaş ilan etti. Türkiye’nin etrafı ülkemize de sıçrayan bir ateş çemberi iken bu akıllı bir adım değil. Ülkemizi daha da bölecek ve zayıflatacak. Berberoğlu ve SÖZCÜ tutuklamaları onun açısından muhalefetin ezilmesi sürecinde yeni bir adım. Zaten Kılıçdaroğlu’nu “Siz de yarın mahkemelere çağrılabilirsiniz” diyerek tehdit ederken muhalefeti ezme projesini ifade ediyor.

ERDOĞAN TARİHİ BİLİYORDU

– İktidarı çok kızdıran “Kontrollü Darbe” tanımlamasına nasıl bakıyorsunuz?

“Türk’ün Vatanla İmtihanı” adlı son kitabımda Erdoğan’ın darbe hazırlıklarından haberdar olduğunu, kimlerin yapacağını bildiğini yazdım. Kısa bir süre öncesine kadar darbenin tarihini bilmediklerini düşünüyordum. Ancak ulaştığım ve teyit ettiğim son bir bilgi var. Gerçekten doğru ise bu bilgi artık darbe tarihini de bildiklerini gösteriyor. Ona göre önlemler alınmış. Bence büyük bir riske girmiş. Ancak Erdoğan bilse de bilmese de FETÖ darbe girişiminde bulundu. Bu gerçeği hiçbir şey değiştiremez.

– Bu büyük haber… Nedir o bilgi?

Bilgiyi teyit etmek bir aşamadır. Kanıt elde etmek başka aşama. Henüz kanıtları elimde değil ancak olacaktır. O zaman paylaşırım.

Katar-Türkiye ilişkisi yok Erdoğan-Katar ilişkisi var

– Katar krizi ve Türkiye’nin tavrını nasıl yorumluyorsunuz?

Erdoğan’ın Ortadoğu politikası Türkiye’nin varlığını ağır tehdit altında bırakan yanlışlarla dolu… Erdoğan hatalarından ders çıkarma yeteneğine sahip değil. Hayalinde bir Ortadoğu liderliği var. Oysa bu tam bir ham hayal. Bu hayalle Türkiye’yi Suriye’de çok ağır tehditler içeren bir sürecin içine sürükledi. Erdoğan’ın hatalarından dolayı ABD ile PKK arasında ittifak kuruldu. IŞİD, geniş alanları kontrol altına aldı ve Suriye parçalanıyor.

Bütün bunlar Erdoğan ve Davutoğlu’nun Türkiye’ye verdiği zararların küçük bir bölümüdür. Hâlâ Esad akıl dışı bir şekilde gitsin diye ısrar ediyor. Katar-Türkiye ilişkileri diye bir ilişki yok. Olan Erdoğan-Katar ilişkileridir. Bu ilişkinin çerçevesini Erdoğan’ın kişisel ilişkileri ve menfaatleri belirlemektedir. Kıbrıs’tan asker çekme, garantörlükten vazgeçme görüşmeleri yapan, 18 Türk adasının Yunan işgaline girmesine ses çıkarmayan Erdoğan’ın Katar’a Türk askeri yollaması, milli değil, kişisel menfaat zeminli bir ilişkinin olduğunu göstermektedir.

Adalet Yürüyüşü İstanbul’a ulaştığı gün tehdit artacak

– Gündem çok sıcak ilerliyor. Bu yaz nasıl geçecek? Erken seçim ihtimali görüyor musunuz?

Erdoğan’ın iç ve dış politikaları Türkiye’yi sürekli istikrarsızlığa sürükleme potansiyeline sahip. Bundan dolayı önümüzdeki ayların da büyük istikrarsızlık tehlikelerini barındırdığını düşünüyorum. Suriye’de siyasi hedefsizliğinden ötürü kötü yönetilen bir askeri operasyon var ve her an beklenmedik gelişmelerle karşı karşıya kalabiliriz. Artık tükenmiş bir beton ekonomisi var ve ancak kredi pompalamayla geçici olarak ayakta tutuluyor. Her an patlayacak bir balonla karşı karşıyayız. Sadece kin merkezli ve stratejik akıldan yoksun şekilde yürütülen bir FETÖ mücadelesi var. Adalet Yürüyüşü de birçok tahrikçi çevrenin ağzını sulandırmaktadır. Her an bir saldırıyla olay çıkabilir. Özellikle yürüyüş İstanbul’a ulaştığı zaman tehdit artacak. Özetle bu yaz çok sıcak geçebilir. Seçim ise büyük bir ihtimalle 2019’dan önce olur.

AKP eliti, ‘FETÖ borsası’ oluşturdu

– 15 Temmuz’un yıldönümü yaklaşıyor. FETÖ’le mücadelede gelinen noktaya bakınca ne görüyorsunuz?

Erdoğan intikam peşinde koşarken, her şeyden para kazanmaya alışmış olan AKP eliti ‘FETÖ borsası’ oluşturmayı bile başardı. Yeni zenginler çıkıyor. Toplum FETÖ’yle mücadeleye inancını yitiriyor. Eğer böyle devam ederse ne yazık ki FETÖ kazançlı çıkar. Çünkü FETÖ yurtiçi ve dışında çok sistemli bir şekilde aklanma çalışması sürdürüyor.