Uğurlar olsun sizlere, yazıklar olsun bizlere…
24 Ocak 2018 17:25

Bu ülkede doğruları söylemenin, doğruları yapmanın hep bir bedeli olmuştur. Birçok insan doğruları söylediği için sürgüne gönderilmiş, hapsedilmiş, işkenceden geçirilmiştir. Atatürk ve Türkiye Cumhuriyetinin değerlerinden uzaklaşmış, gerici ve faşist iktidarların ülke aydınına yaptığı zulüm tanımlanamaz boyutlara ulaşmıştır. Bu süreçte birçok aydın ve vatansever kamu görevlileri çeşitli terör örgütleri ve derin devlet tarafından infaz edilmiştir.

Dr. Semih DİKKATLİ H&H YORUM

12 Eylül 1980 sonrası artan baskılar sonucu bazı sol aydınlar, yüreklerinde oluşan kaygı, korku ve çaresizlik duygularına teslim olmuş ve faşist iktidarlarla iyi geçinme zorunluluğu duymuştur. Bazıları ise terör örgütlerine güzelleme yapmanın, Cumhuriyet ve Atatürk’e küfretmenin dayanılmaz hafifliğiyle bu aydınımsı sol gruba başka bir yönden katılmıştır. Çünkü faşist ve dinci iktidarların bu aydınımsı grupla buluşma noktası Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığıdır.

Maalesef aydınımsı liboşların sağ iktidarlara peşkeş çektiği güzelim ülkemizde her şey daha da kötüleşecek gibi duruyor. Bu arada terör örgütü destekçisi güya solcu faşistler de devlet düşmanlığında bayrağı kimseye bırakmadığı için ölümler, baskılar sürekli artıyor.

Ülkesi için hayatını feda eden gerçek aydınların fedakarlığının karşılığı şimdiki durum olmamalıydı elbette. Necip Hablemitoğlu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Metin Altıok, Behçet Aysan gibi aydınlar ülke bu karanlık günlere gelmesin diye uğraştıkları için katledildi.

Gerçek bir Atatürkçü ve devrimci olan Uğur Mumcu ve ülkesini seven bir emniyet müdürü Gaffar Okan’ın katledildiği bu günde nedense aklıma bunları yazmak geldi.

Uğur Mumcu bedenen bu dünyadan ayrıldığında, yağmur altında bir gün ağladık, uğurlar olsun diyerek. Yanımda arkadaşım Timur Akçam vardı. Milyonlar ağladık birlikte, yürekten… O sakıncalı piyadeydi, bizse askeri öğrenci… Ben şimdi E.Tbp.Yb.oldum, Murat Timur Akçam E.Kd.Albay şimdi… Uğur Mumcu ise hala sakıncalı piyade ve rütbesi tüm rütbelerden daha yüksek…

Hayatımda masallar dışında okuduğum ilk kitap sakıncalı piyadeydi. Daha 9 yaşındaydım. Sonra askeri doktor oldum. En çok sakıncalı piyadeleri korudum, destekledim onları… Gözümün önünde hep Uğur Mumcu’nun yüzü, elimin altında zamanın Cumhuriyet Gazetesi.
Bir de yıllar sonra Gaffar Okan şehit edildi. Onun pusuya düşürüldüğü caddenin paralelindeydi evim. Otomatik silah ve bomba seslerini duyar duymaz “eyvah, birşeyler oluyor” dedim. Evet, bir şeyler olmuş ve yöre halkını koruyan, polislerin uygun olmayan uygulamalarına sert bir şekilde karşı çıkan, makamına gelen hiç kimseyi geri çevirmeyen, halkın çok sevdiği emniyet müdürü gündüz gözüyle, şehrin ortasında katledilmişti.

Ertesi gün bir mağazaya gördüğüm polis memuruna “başınız sağolsun” dediğimde, “neden ki” diye cevapladı. Gaffar Müdürü hatırlattığımda; “o benim müdürüm değildi ki” cevabının ne anlama geldiğini hala çok düşünürüm.

Diyarbakır esnafının onun resimlerini yıllarca duvarlarında asılı tutmalarını da çok anlamlı bulurum.

Ülke işte böyle böyle bu hale getirildi, doğru bildiğini söyleyenler ve yapanlar katledildi. Tüm demokrasi ve devrim şehitleriyle vatan bütünlüğü için canını veren şehitlerimizin ruhları şad olsun.

Dr. Semih Dikkatli Twitter