Türkiye’yi Ortadoğu’nun insan çöplüğü yaptı, şimdi yüzü kızarmadan parti kuracakmış

Türkiye’yi Ortadoğu’nun insan çöplüğü yaptı, şimdi yüzü kızarmadan parti kuracakmış
14 Eylül 2019 16:47

Tabii ki Ahmet Davutoğlu’ndan bahsettiğimi hemen anladınız.

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 
Bugün Türkiye’nin devasa ağır sorunlarını bir tarafa bırakıp sadece Suriye’deki iç savaş nedeniyle ülkemize sürüler halinde sığınan 6 milyon Arap ve 1 milyon Ortadoğulu sığınmacı Ahmet Davutoğlu’nun akıl ve izan dışı politikaları sonucudur ki, artık Türk ulusu olarak ülkemizde rahat ve huzur içinde yaşama koşullarını tümden kaybetmiş durumdayız.

 
82-83 milyon nüfusumuza 7-8 milyonda Ortadoğulu cürufat nüfus eklenerek 90 milyonluk geri kalmış bir ülke haline geldik.

 
Suriyeli cürufat nedeniyle sadece ekonomik olarak değil sosyal, kültürel, bilimsel olarak ivme yitirdik, güvenliğimiz yerle bir oldu.

 
Suriyeli sığınmacılar nedeniyle başta cinsel taciz, tecavüz, taciz, cinayet ve hırsızlıklar başını aldı gitti.

 
Ahmet Davutoğlu’nu Türk ulusunun başına ekşiten bırakın devlet yönetme bilgisini, her türlü bilgiden yoksun olan Tayyip Erdoğan’ın kendisidir elbette.

 
Malezya tandanslı profesörlük unvanına sahip Ahmet Davutoğlu Tayyip Erdoğan’ın mutlak bilgisizliğinden yararlanarak kendisini aldatmıştır.

 
Yani Suriye ve Ortadoğu bataklığına hem Türkiye hem de Tayyip Erdoğan’ı batırmıştır.

 
Şimdi burada iki açmazı ortaya koymak zorundayız.

 
Daha önceki makalelerimde de değişik nedenlerle bu açmazlardan birini yazmıştım ki, o da Tayyip Erdoğan’ın mutlak bilgisizliği nedeniyle danışman olarak atadığı kişilerin önerilerini hiçbir analize tabi tutmadan birebir uygulaması.
İşte Ahmet Davutoğlu’nun önerilerini bu şekilde değerlendirmiş ve kendisini Ortadoğu bataklığına böyle sürüklemiştir.

 
İkinci açmaz Ahmet Davutoğlu’nun profesörlük unvanı.

 
Davutoğlu dış politika doktorasını eğer Batılı ülkelerin birinde veya ABD’de yapsaydı Neo-Osmanlıcılık ve buna bağlı olarak ‘’halifelik’’ masallarıyla Tayyip Erdoğan’ı dış politika uzmanı ayaklarıyla asla Suriye bataklığına saplandırmayacaktı!
Evet, Ahmet Davutoğlu hayal dış politika masallarıyla dolu ‘’Stratejik Derinlik’’ adlı kitabı ile Erdoğan’ın dikkatini çekmiştir ki, ben bu kitabını 2001 senesinde okumuştum.

 
Önce Dışişleri Bakanlığı’na danışman olarak alınmış, sonra Dışişleri Bakanı yapılarak şizofrenik uygulamalarını başlatmıştır.

 
Bakın Hükümette iken neler savuruyor Davutoğlu: ’’İnşallah en kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız; o günde yakın.İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri baçında Fatiha okuyacak, Emevi camiinde namazımızı kılacağız, Bilal’i Habeşi’nin, İbn-i Arabi’nin türbesinde , Süleymaniye külliyesinde, Hicaz demiryolu istasyonunda kardeşlerimiz için özgürce dua edeceğiz.’’

 
Ayrıca başka bir demecinde ‘’1919-1923 arası kaybettiğimiz toprakları geri alacağız!’’ ifadeleriyle Tayyip Erdoğan’ın ‘’halifelik’’ iştahını kabartmıştır.

 
Bu şizofrenik hezeyanlar sonucu ne oldu?

 
Türkler Şam’a, Halep’e gideceğine 6 milyon Suriyeli cürufat ülkemizin her tarafına dağılarak yaşamı ve topraklarımızı Türk ulusuna haram ettiler.

 
Bunların arasında on binlerce dinci terörist girdi ülkemize ki yarın öbür gün neler yapabileceklerini henüz kestiremiyoruz.

 
7 milyon Ortadoğulu cürufat nüfus karşısında kendi işsizlerimiz çığ gibi arttı.

 
AKP’nin yeni çıkardığı yasa ile Suriyeliler birinci sınıf vatandaş haline getirildi, Türkler ise onlara muhtaç edildi.

 
Şöyle ki, bir Türk işçisine mukabil beraberinde bir Suriyeli çalıştıran iş adamına Devlet 11 bin Tl vermeyi kararlaştırdı.

 
Her bir Suriyeli aileye 250-300 metrekare büyüklüğünde bahçeli evler yapmayı bile planlıyorlar.

 
Tüm bunlar ve daha niceleri Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye’nin başına bela ettiği Suriye politikaları sonucudur ve bir daha kaydedelim ki, tüm bu politikalar şizofrenik hezeyanlar sonucu ortaya çıkmıştır ve bundan sonra da kendisine millet tarafından fırsat verildiği taktirde-böyle bir şeyin olabileceğine olasılık tanımıyorum-aynı hezeyanlarına devam edecek ve sonunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti yok olup gidecektir.

 
Ahmet Davutoğlu cehalet tarafından tesadüfen Başbakanlığa kadar gelmiş ve yine hiçbir itiraz kabul etmeden oradan inip gitmiştir.

 
Şimdi hangi cesaretle Devleti yönetmeye talip olduğunu anlamamak olası değil.

 
Ey Ahmet Davutoğlu sadece Suriye politikaları ile senin heybenin iki gözü de Türk ulusuna karşı işlediğin günahlarla dolu.

 
Döneminde çok kanlı olaylar oldu ki, 7 Haziran’dan sonra 1 Kasım 2015’te AKP’nin iktidar olmasını sağladın, Ankara Tren Garı kanlı olayında yüz küsur can yitirilirken Başbakan sendin Ahmet Davutoğlu.

 
Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde hariciye teşkilatlarımızın ne kadar fetöcü ile doldurulduklarının hesabını bileniniz var mı?

 
İçerideki kripto fetöcüler ile dışarı kaçan fetöcülerin Ahmet Davutoğlu iktidarı yine yakalasın diye ne çok çalıştıklarına bu nedenle çok eminiz.

 
Erdoğan’ın bu gerçeği gözardı edebileceğini hiç sanmıyorum.

 
Hiç kuşku yok ki, Davutoğlu kendisini Başbakanlıktan emirle atan Erdoğan’a karşı kin ve öç alma duyguları ile doludur.

 
Ben daha önce 28 Şubat 2019’da yazdığım ‘’Biji Serok Ahmet Parti mi kuruyor?’’ başlıklı makalemde Davutoğlu’nun bu siyasal etkinliği ile ilgili düşüncelerimi paylaşmıştım ki lütfen linkinden okuyunuz.

 
Suriye politikası ile Türkiye’ye en büyük kötülüğü yaparak 7 milyon Ortadoğulu cürufat nüfusla ülkemizi kirletmiş olan Ahmet Davutoğlu’nun insaniyet adına birazcık yüzünün kızarması gerekmektedir.

 
Tüm bunlara mukabil siyasal etkinliğinde yanında yer alanların/almayı düşünenlerin çok fazla hayale kapıldıklarını söyleyebilirim.

 

 
Ahmet Davutoğlu 1923’ten sonra izlenen dış politikalar sonucunda ilk defa Türk vatanı yabancılar-Araplar, Ortadoğulular-tarafından işgal edilmiş, Türk yurttaşlar ikinci sınıf durumuna düşmüşlerdir.

 
Burada tarihsel bir gerçeği daha belirtelim ki, Türkler Orta Asya’dan çıktıktan sonra yönleri hep Batı’ya doğru olmuş, Büyük Atatürk ile bu yoğun bir ivme kazanmış ama Ahmet Davutoğlu ile yönümüz Ortadoğu bataklığına çevrilmiştir.

 
Kan revan, yoksulluk, cehalet bataklığındaki Ortadoğu nüfusu kendi ülkelerini terk ederken, Atatürk’ün aydınlığında aydınlanmış Türkiye Ahmet Davutoğlu Suriye politikaları ile karanlıklar dünyasına batırılmıştır.

 
Tüm bunlar İslam kılıfı ile yaftaladıkları Arabizm adına yapılmıştır.

 
Arapçılık artık bir akıl hastalığı haline gelmiştir.

 
Yukarıda yazdığımız ifadeleri ile Arap kardeşleri ile kucaklaşmayı hedefleyen Ahmet Davutoğlu tarihin bütün dönemlerinde olduğu gibi Arap kalleşlikleri ile karşılaşmıştır.

 
Türkiye’ye bir dost Arap ülkesi gösterin bana!

 
Yine tarihte olduğu gibi Arap kardeşlerin Batı dünyası ile birlikte seni sırtından hançerliyor.

 
Türk ulusunun kurtuluşu tümüyle beynini ve kalbini Araplardan sıyırdığı zaman olacaktır.

 
Bunu Yüce Atatürk yapabildiği kadar yaptı ama AKP hükümeti ‘’menfaatler müşterektir’’ anlayışıyla eskisinden kıyas edilmeyecek derecede diriltti.

 
Bu diriltmenin baş mimarı Ahmet Davutoğlu ve kandırarak uygulattığı Tayyip Erdoğan’dır.

 
Ahmet Davutoğlu’nun bırakınız parti kurmaya milletin demokratik fırsat vermesini, izlediği ve Türkiye’yi izlediği yanlış politikalar sonucu 7 milyon yabancıya işgal ettirmesinden sonra günü geldiğinde Türk yargısının önüne çıkarılması gerekmektedir.

 
Bu süreçte Suriye’ye giren dinci teröristlere kimin göz yumduğunu da Lahey Adalet Divanı’nın ele alması gereken davalardan biridir.

 
Çünkü IŞİD için yönetimde olduğu dönemde ‘’Ekmek yediği eli ısırmıştır!’’ diyen Ahmet Davutoğlu’dur.

 
Suriye’de eğitilen on binlerce dinci terörist kimin tarafından sağlandı?

 
Bugün bu teröristlerin önemli bir kısmı sığınmacı kılıfı ile Türkiye’ye kimin zamanında girdi?

 
Amet Davutoğlu Türk siyaset tarihinde Türk ulusuna ağır zararlar vermiş bir arızadır ve gündemi boşuna meşgul etmektedir.

 
Ahmet Davutoğlu Başbakan olduğu dönemlerde ve bakanlığı sırasında tarihin Türk ulusuna bahşettiği başarıları Türk’ün eseri olarak görmemiş ve Araplar ile birlikte isim zikretmeden paylaşmış birisidir.

 
Öyle ki, buraya alamayacağım uzun bir ifadesinde Türk zaferlerini Araplar ile paylaşmış ve Osmanlı devletinin Söğüt’te kuruluşunu bile Arap kardeşlerinin paydaşlığı ile olduğunu anlatmıştır.

 
Arap kardeşleri ise yurtlarını savunmaktan, karılarının kızlarının namuslarını korumaktan kaçarak Türkiye’de ekmek elden su gölden sefa sürmeye ve Türk kadın ve kızlarını taciz etmeye, gasp ve hırsızlık yapmaya, deniz kenarlarını kirletmişlerdir.

 
Batı dünyası Ortadoğu insan çöplüğünün ülkelerine girmemesi için Ahmet Davutoğlu vasıtasıyla Türkiye’yi yıllık 3 milyar Avro karşılığında Arap çöplüğü yapmışlardır.

 
Şu ana kadar Türk ulusunun en az 40 milyar Doları Suriyeli cürufatına giderken çocuklarımızın bilgisiz kalmasına sebep atanamayan yüz binlerce öğretmen ve intihar edenler.

 
Ey Ahmet Davutoğlu sen Türk ulusuna karşı işlediğin suçlarla değil bir heybenin iki gözü, birkaç heybe doldurdun!

 

 
Türk ulusunun bunları es geçeceğini sanıyorsa Ahmet Davutoğlu, çok yanıldığını ifade ederek yazımı bitiriyorum.

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!