Türkiye’nin dış politikası Recep Erdoğan’ın kişisel güvenliğine göre oluşturulamaz

Türkiye’nin dış politikası Recep Erdoğan’ın kişisel güvenliğine göre oluşturulamaz
23 Ekim 2014 09:36

Recep Erdoğan Afganistan ziyareti dönüşünde Obama ile yaptığı telefon görüşmesinde muhatabının kendisine ”Kobani’nin düşmesi halinde bundan Türkiye’de sorumlu olur” mesajını ilettikten sonra derhal Türkiye toprakları üzerinden bir koridor açılarak Kuzey Irak’daki Kürt peşmergelerin oraya geçişine izin verilmiştir.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

Sadece bununla da kalınmadı, PYD’nin silahlı terörist örgütü YPG’ye silah bile gönderildi.

 

 

Böylece terör örgütü PKK’da memnun edilmiş oldu.

 

 

Ayrıca gelen bilgiler arasında PYD’nin yaralı teröristleri kendileri için tahsis edilen Güneydoğu’daki birkısım hastanelerde tedavi ediliyor.

 

 

Halbuki bu yapılanlardan çok kısa bir süre önce Recep Erdoğan ”PKK ile PYD eşittir, ikisi de terör örgütüdür; Kobani’den bize ne” sözlerini sarfetmişti.

 

 

Peki, BOP’un Eşbaşkanı Recep Erdoğan neden aniden çok kıvrak bir tarzda çarketti?

 

 

İşte yukarıda bahsettiğim telefon konuşmasından sonra Recep Erdoğan Obama’nın beyzbol sopasının sıkıntısını ciğerlerinde hissetmiş ve söylediği sözlerden tabanlarını yağlayarak kaçmıştır.

 

 

Bu mesajda Obama ona aslında ‘’Kobani düşerse bundan Türkiye’de sorumlu olur’’ dememiştir.

 

 

Fiiliyatta devletler yanlış dış politikalardan dolayı sorumlu tutulmazlar.

 

 

Sorumlu olan bu politikaları uygulayan devlet adamlarıdır.

 

 

Yani hiç de kapalı olmayan bir tarz ile Obama, Recep Erdoğan’a ‘’Kobani düşerse sorumlu sensin’’ demiştir.

 

 

Bu mesajı Recep Erdoğan çok net bir şekilde almıştır.

 

 

Yapılan cürümleri hem cürüm sahibi hem de bunu kullanmak isteyen muhatapları çok iyi bilirler.

 

 

Obama kediyi çok güzel tarif etmiş, bıyıklarının olduğunu ve miyav miyav dediğini çok açıkça söylemiştir.

 

 

Neden?

 

 

Bakın, burada Obama Recep Erdoğan’a çok açıkça ‘’IŞİD’i sen besleyip büyüttün, eline de en modern silahları hatta kimyasal silahları verdin; bu nedenle Kobani düşerse besleyip büyüttüğün bu terör örgütü nedeniyle düşecektir, bunun sorumlusu da sen olacaksın’’ diyor.

 

 

Yani Obama Recep Erdoğan’ı tehdit etmiyor; çok açıkça gereğini yaparız diyor.

 

 

Uluslararası arenada suçları tescilli olduğu şekilde Recep Erdoğan’ı ‘’Uluslararası Ceza Mahkemesi’’nde yargılanacağını söylüyor Obama Efendi.

 

 

İşte bu uyarıyı Obama vasıtasıyla alan Recep Erdoğan temel karakteri olduğu üzere yüz sekssen derece çark ederek daha önce terör örgütü ilan ettiği ve PKK’dan farkının olmadığını söylediği PYD’ye yardım için peşmergelere Türkiye topraklarını açıyor ve kraldan da daha kralcı kesilerek silah yardımında bile bulunuyor; yaralı teröristleri hastanemizde tedavi ettiriliyor.

 

 

Bu zaten bir Recep Erdoğan klasiğidir.

 

 

Şunu unutmayın ki, Recep Erdoğan eğer Türkiye’nin çıkarlarını içeren ve millicilik kokan bir söz söylüyorsa, anlayın ki çok yakında bunun tam tersi zararımıza bir girişimde bulunacaktır.

 

 

Zaten ben çok şüphelenmiştim Recep Erdoğan ‘’PKK ile PYD eşittir, ikisi de terör örgütüdür; Kobani’den bize ne’’ sözünü söylediği zaman.

 

 

Kendi kendimle konuşurken ‘’bu adam yakında bunun tam tersini yaparsa hiç şaşırmayacağım’’ dedim.

 

 

Nitekim öyle oldu.

 

 

Tabi bu Türkiye toprakları üzerinden peşmergenin geçişi için koridor açılmasına izin verilip, Türk toplumunun önemli bir kesiminden tepki alınca ABD’nin kendisine tahsis ettiğ CIA danışmanlarının öğrettiği şekilde Letonya ve Estonya seyahati öncesi havaalanın da ‘’Obama’ya geçiş izni teklifinde ben bulundum’’ diyerek toplumsal olumsuzluğu en alt seviyeye indirmeye çalışmıştır.

 

 

Psikoloji’nin tespit ettiği bir yasadır ki, gerek kişisel gerekse toplumsal bir hatanızı açıktan söylerseniz hem tepkileri azaltırsınız hem de kovalanmaktan kurtulursunuz.

 

 

B u aslında güzel Türkçemiz’deki ‘’Kaçanı kovalarlar’’ atasözünün pratik yaşamdaki açıklamasıdır.

 

 

Bunların hiçbirini ne Recep Erdoğan ne de etrafındaki danışman niyetine bulundurduğu kişiler bilir; yukarıda dediğim gibi bu uygulamaları Türkiye’de bulunan CIA’nın elemanları kendine yaptırıyor.

 

 

Aynı zamanda bugüne kadar on iki yıllık süreç içerisinde Türkiye için ve hepsi de aleyhimize olan politikaların senaryosu ABD üstyönetimince ve buradaki CIA elemanları tarafından senaryosu yazılmıştır.

 

 

Ayrıca Türk milletini aptal yerine koyarcasına bu demece ek olarak ‘’…4. günündeyiz Kobani düşmedi.Kaldı ki Kobani kendileri için niye bu kadar stratejik onu anlamakta zorlanıyorum çünkü Kobani’de sivil kalmadı.Kobani’de sadece savaşan insan var’’ sözlerini söyleyen Recep Erdoğan tam bir kurnazlık sarmalındadır ki, bu tümceleri sarfettiren de ABD ile Türkiye’de görevli CIA elemanlarından başkası değildir.

 

 

Adamdaki ileri zekaya bakın siz hem koridor açma teklifini Obama’ya kendisi öneriyor hem de Kobani kendileri için niye bu kadar stratejikmiş, bunu anlamakta zorlanıyormuş.

 

 

Atma Recep; böyle basit numaraları kimse yutmaz.

 

 

Bir taraftan korkuların yüzünden ABD’ye yardım ediyorsun, diğer taraftan Türk milletinin senin ne olduğunu anlayıp bulunduğun makamdan demokratik yolla alaşağı etmesinden korkup her iki tarafa da göz kırpıyorsun; her zamanki davranışın olduğu üzere.

 

 

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve 77 milyonluk büyük Türk milleti böyle alicanbaz numaraları ile yönetilemez ve bunun hesabı yargı önünde bir gün çok çetin olarak sorulur.

 

 

Recep Erdoğan ABD dendiği zaman bedeni zıngır zıngır titremektedir.

 

 

Çünkü zamanı gelince siyasal ipinin ABD tarafından çekileceğini çok iyi bilmektedir.

 

 

Dolayısı ile ABD tarafından gelen herhangi bir teklif için her zaman teyakkuz halindedir.

 

 

Daha önce kendisine otoriter diyen ve cumartesi günü görevine başlamak üzere ülkemize gelen yeni ABD büyükelçisi John Bass güven mektubunu sunmak için randevu isteyince derhal bu istek karşılanmış, geçtiğimiz pazartesi günü bu buluşma gerçekleştirilmiştir.

 

 

Recep Erdoğan’ın küresel çapta işlediği ve bu nedenle ABD’den çekinip korktuğu uygulamalarıdır.

 

 

ABD Recep Erdoğan’ı sürekli olarak küresel çapta bilhasa terörizimle ilgili olarak işlediği cürümler üzerinden uluslararası arenada işlem yaptırırım açık imalarıyla sürekli korkutarak Ortadoğu bölgesinde kendi çıkarları çerçevesinde uygulama yapmaktadır.

 

 

Destekçisi kim?

 

 

Korkutulan Recep Erdoğan.

 

 

Recep Erdoğan’ın kişisel güvenliği uğruna Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti çok ağır tehlikeler altındadır.

 

 

Sadece Türkiye değil, Recep Erdoğan’ın yüzünden Ortadoğu ülkelerinin tümü ağır tehlikeler altındadır.

 

 

Açıkçası BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) tam olarak uygulamaya konulmuştur, bölgedeki devletler parçalanarak 22 ülke olarak bölünecektir.

 

 

Şundan hiç kuşkumuz yok ki, milli hükümetler elbetteki Türkiye’nin yönetimini teslim alacak ve Recep Erdoğan’ı ‘’Yüce Divan’’da işlediği bütün cürümler mikrometrik basamağa kadar iddianameye sokulacak, adil bir şekilde yargılanacaktır.

 

 

Dış dünyayı ilgilendiren cürümleri nedeni ile ‘’Uuslararası Ceza Mahkemesi’’nde de yargılanması için derhal harekete geçilecektir.

 

 

Zaten uluslararası arenada bir terör örgütü olarak kayıtlara geçen PYD’ye koridor açarak yardımda bulunmak hukuka göre Recep Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin açıktan suç işlediğinin kesin kanıtıdır.

 

 

Bu nedenle ulslararası yargı derhal harekete geçmelidir.

 

[email protected]

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!