Türkiye’de son 18 yılda 542 bin 821 çocuk, anne oldu!

Türkiye’de son 18 yılda 542 bin 821 çocuk, anne oldu!
4 Ocak 2020 13:18

Tam 11 bin 803… Bu herhangi bir sayı değil. Bu hayalleri ellerinden alınmış, daha ergenlikten bile çıkmamışken kucaklarına çocuklarına almak zorunda kalmış çocukların sayısı. Diğer bir deyişle çalınan hayatların sayısı. Türkiye’de resmi rakamlara göre geçtiğimiz yıl 17 yaş altında tam 11 bin 803 çocuk doğum yaptı. Sayı 18 yaşındakilerle birlikte son 18 yılda 2 milyona yaklaştı.

 

 

Sözcü’den Yusuf Demir’in haberine göre Türkiye’de geçtiğimiz yıl 10-17 yaşlarındaki toplam 11 bin 803 çocuk, kendi çocuğunu doğurdu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2001’den bu yana doğum yapan çocuk annelerin sayısı 542 bin 821.

18-19 yaşındakiler de eklendiğinde rakam korkunç: 1 milyon 909 bin 406. Türkiye’nin sadece resmi kayıtlarına yansıyan çocuk anneleri şöyle:

2018 yılında
15 yaş altı 167
15-17 yaş 11 bin 636
18-19 yaş 48 bin 361

2001-2018 arasında
15 yaş altı 20 binden fazla
15-17 yaş 522 bin
18-19 yaş 1 milyon 366 bin

TOPLAM: 1 milyon 909 bin

 

Uzmanlar, çocuk evlilikler toplumun çoğunluğu tarafından bir “sorun” olarak değerlendirilmediği için çözülmediğine işaret ediyor.

Çocuk evliliklerin nedenleri, ekonomik yetersizlik, yanlış ve eksik bilgilerden kaynaklanan geleneksel ve dini inançlar, eğitimsizlik, aile içi şiddet, toplum baskısı, mülkiyet unsuru olarak sıralanıyor.

Uzmanlar, çocuk anneler konusunda en önemli sorunu kız çocukların eğitimlerine ara verilmesi olarak gösteriyor.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ergen Sağlığı Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Derman, erken evliliklerde kız çocukları için en büyük neden eğitim hayatına ara vermesi olduğunu belirterek, “Kesintisiz eğitim nasıl kız çocuklarının evlenmesine engelse 4+4+4 her bir ara kız çocuklarının eğitim hayatına devam etmeme sebebi olabilmektedir.Ülkemizde “Haydi Kızlar Okula” ne kadar olumlu bir kampanya ise kesintili eğitim veya açık öğretimin okul çağlarındaki çocuklar için cok yaygin olması o kadar tehlikeli bir faktördür” diye konuştu.

 

 

ÜÇTE BİRİ İMAM NİKAHIYLA EVLENİYOR, KARARI AİLELER VERİYOR

 

 

Çocuk evliliklerde, çocukların psikosoyal gelişimlerinin çok olumsuz etkilendiğini vurgulayan Profesör Derman şöyle devam etti: “2008 yılında ilkokul seviyesinde eğitimleri olan kızlarda evlenme oranı yüzde 23 iken, eğitim düzeyi ikinci seviye çıktığında oran bir anda yüzde 7.3’e düşüyor. Ülkemizde genç kızlarda gebelik oranı her yıl istatiksel olarak düşse bile erken yaşta evliliklerde ülkemize özgü karakteristik yapı değişmiyor. Erken evliliklerde ilk bebek ortalama 1.6 yıl sonra doğuyor. Evli çocukların üçte birinden fazlası İlk iki yılda bebek sahibi oluyor, beşte biri birinci derece kuzenleriyle evleniyor, yüzde 30’undan fazlası imam nikahlı olarak evlendirilerek yasal bir evlilik statüsünden uzak tutuluyor. Gençlerin evliliklerine karar verici çoğunlukla aileleri olmaktadir.”

 

 

HAKİM 16 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN EVLENMESİNE İZİN VEREBİLİYOR

 

 

Türkiye Cumhuriyeti’nde yürürlükteki Medeni Kanun’un 124’üncü maddesine göre on yedi yaşını bitirenler evlenebiliyor.

On yedi yaşını doldurmuş çocuklar anne-baba rızasıyla resmi nikah yapabiliyor.

On yedi yaşın altındaki çocukların evlendirilmesi olağanüstü durumlar hariç mümkün değil. Olağanüstü durum ise genellikle çocuğun hamile veya çocuk sahibi olduğu durumlar… Birlikte yaşamaya başlayan çiftlerde veya çocuğun mağdur olduğu diğer hallerde de hâkim on altı yaşını doldurmuş çocukların evlenmesine izin verebiliyor. Burada anne-babanın rızası da aranmıyor. Sadece mümkünse görüşleri alınıyor.

 

 

ÇOCUK İSTİSMARINA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBETE KADAR CEZA

 

 

Türk Ceza Kanunu’nun 103’üncü maddesine göre çocukların cinsel istismarı ağırlaştırılmış müebbete kadar cezalandırılabiliyor.

İlgili madde özetle şöyle:

*Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda 10 yıldan, sarkıntılık durumunda 5 yıldan az olamaz.

*Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 16 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.

*Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza 18 yıldan az olamaz. Suçun;birden fazla kişi tarafından birlikte, ya da yakını, öğretmeni, bakıcısı vb tarafından işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır. Mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

*TCK’nın 104’üncü maddesinde ise cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılıyor.