Türkiye solunda SYRİZA heyecanı

Türkiye solunda SYRİZA heyecanı
27 Ocak 2015 08:28

SYRİZA’nın zaferinin ardından Türkiye’de SYRİZA ile lideri Çipras’ın Türkiye’deki karşılığı kim tartışmaları başladı. ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, “CHP, HDP ve sosyalistler, İslami faşizmi geriletmek için bir ittifak oluşturmalı” dedi.

 

ÖDP eş genel başkanları Alper Taş ve Bilge Seçkin Çetinkaya SYRİZA’nın seçim zaferinden sonra yayımladıkları kutlama mesajında “Yunanistan’da kazanan umut olmuştur. Şimdi Avrupa’dan Türkiye’ye, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya, emekten ve soldan yana olanların bu inancı büyütme ve gerçekleştirmeye dönük mücadeleyi yükseltme sorumluluğu her zamankinden daha büyüktür. SYRİZA bunun ilhamını vermektedir” dediler. Avrupa Sol Partisi içinde birlikte oldukları SYRİZA ile dayanışmak için Atina’daki büyük mitinglerine katılan Alper Taş’la, Yunanistan seçimlerinin verdiği “ilham” ve “umut” üzerine konuştuk. Taş, “Komşuda pişenin bize de düşmesi kendiliğinden olmaz! CHP, HDP, sosyalistler İslami faşizmi geriletmek için tarihsel bir ittifak oluşturmalı” diyor.

 

Taş’ın sorularımıza yanıtları özetle şöyle:

 

SYRİZA’nın karşılığı biziz: Avrupa Sol Partisi’nde Türkiye’den sadece biz varız, SYRİZA ile beraberiz orada. Ortak bir mücadele platformu içindeyiz, SYRİZA ile daha önce de ortak eylemlerimiz oldu. 2010’da da İpsala kapısında ortak açıklamalar yapmıştık, silahsızlanmaya ait. Onların 2012’deki seçim mitingine de katılmıştık… Uluslararası dayanışma korteji oluşturduk. Her ülkenin kendine
ait bir özgünlüğü var, ama fikren taşıdığı çizgi itibarıyla, uluslararası enternasyonalist platformda karşılığı biz oluyoruz.

 

İmreniyoruz ama: Biz de çok imreniyoruz. Neden Türkiye’de onlar gibi olamıyoruz diye sorguluyoruz ama Türkiye ile Yunanistan’ın koşulları çok farklı. SYRİZA bir ekonomik kriz üzerine oturdu, krizi iyi okudu, bunalmış halk yığınlarına bir çıkış önerdi. İnsanlar ekonomik, sınıfsal talep ve tercihlerle oy kullandı. Türkiye’de kimlik, kültür, inanç meseleleri öne çıkıyor. Siyaset sınıf çıkarı üzerine odaklanmıyor, kimlik siyaseti bunu örtüyor.

 

Devrim değil, devrimci süreç: SYRİZA’nın bir ideolojik tercihi var; ama bugün için hemen gerçekleşmesi gerekmeyen talepleri öne almıyor, halkın yaşadığı sıkıntılarla ilgili gerçekleşebilir talepler ortaya koyuyor. Bazı sol yapılar eleştiriyor ama 21. yüzyılda 1917’de Rusya’da ya da diğer devrimlerde yaşananları beklemek yanlış olur. Şu an Yunanistan’da devrim olmadı, devrimci bir süreç başladı. Sınıf çelişkileri, sınıf mücadelesi daha keskinleşecek. Avrupa sermayesi Yunanistan’ı boğmaya çalışacak. Kavga, Avrupa çapında bir kavgaya dönüşecek. Yunanistan, Avrupa’da sol bir iktidarlar dalgasının başlangıcı olarak gözüküyor.

 

‘Gerçekçi ol, imkânsızı iste’: SYRİZA sürecini iyi öğrenmeliyiz. En önemli mesele, ülkenin acil gündemi etrafında yan yana gelebilmeyi başarmak. AKP Türkiye’yi İslami faşizme sürüklüyor. Sosyal demokratlar, sosyalistler, HDP bir araya gelmeli. “Olmayacak şey” deniyor ama Che, “gerekçi ol, imkânsızı iste” demiş ya… AKP’yi geriletmenin tek yolu buradan geçiyor.

 

Tarihsel sorumluluk: CHP’ye tarihsel bir sorumluluk düşüyor. CHP çok devrimci bir karar almalı. İslami faşizmi geriletmek için acil talepler etrafında, yeni bir cumhuriyet temelinde, Gezi imkânının ortaya koyduğu başlıklar çerçevesinde, Türklerle Kürtlerin eşit, özgür birlikteliği etrafında bir programı paylaşacak büyük bir sandık seçeneği oluşturmalıyız. HDP’nin AKP ile süreci yürütemeyeceği belli, onlar da “CHP ile asla olmaz” demekten vazgeçmeli, bu tarihsel koalisyonu istemeli. Yeni bir Türkiye’yi ancak bu güçlerle kurabiliriz. İslamcı faşizm tehlikesinden kurtulmak için bugün geniş bir işbirliğine ihtiyacımız var. CHP kendi statükosu içinde davranacak, HDP de, bizler de… AKP devam edecek…

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu: Orada büyük emek var

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, SYRİZA’nın zaferiyle ilgili olarak “Böyle bir başarıyı bekliyorduk. Yunanistan’da ve bütün Avrupa’da genelgeçer siyaset tarzı tıkanıyor. Merkezin dışındaki siyasal yapılar daha da güçleniyor. Sağ bakımından da, sol bakımından da böyle. Bütün Avrupalı yurttaşlar hayatlarına değen radikal değşiklikler istiyor. SYRİ- ZA 2009’dan itibaren oylarını altı kat artırdı. Yunanistan’ın kendine özgü koşulları var. Ekonomik kriz var. Ama sadece bu özgül koşullar bu büyük başarıyı açıklayamaz” görüşünü dile getirdi. Tanrıkulu “CHP, SYRİZA’nın zaferinden hangi sonuçları, dersleri çıkarmalı” sorusuna şu yanıtı verdi: “Sol politika insan yaşamına, özgürlüğüne, refahına daha fazla değen bir politikadır. Bunu anlattılar. Genç bir kadroları var. Kimse kusura bakmasın orada büyük bir emek var, büyük bir birikim var. Komşuda pişer bize de düşer… Bize de düşmesi için burada da ‘pişmesi…’ lazım. CHP açısından ‘Komşuda pişer bize düşer’ misali demeyeyim ama sonuçları kendi bakımızdan değerlendireceğiz. ” Tanrıkulu, “Parlamento dışı sol partilerle seçim işbirliği olabilir mi” sorusuna da “Şu anda çalışma yok. Ama olmayacağı anlamına da gelmez” karşılığını verdi.

 

HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü: PASOK’umuzdan uzak duralım

 

HDP Mersin Milletvekili, HDK Eşsözcüsü Ertuğrul Kürkçü seçim sonuçlarını “Yunanistan halkının AB’nin kendilerine dayattığı mali boyunduruğu kırmak yolunda gösterdikleri büyük bir başkaldırı” olarak değerlendirdi. Kürkçü, “Her sola doğru açılış, sermayeye, emperyalizme her başkaldırı, diğer başkaldırıları besler. Yunanistan halkına müteşekkiriz, davamıza omuz verdiği için. Ortak bir muhalefet dinamiğinin hem gerekli, hem mümkün, hem de muzaffer olacağına ilişkin bir örnek ortaya koyduğu için çok önem veriyoruz” dedi. Kürkçü, SYRİZA örneğinin Türkiye’de yarattığı “umut”larla ilgili sorularımız üzerine de şu değerlendirmeleri yaptı: “Herkes, her şey kendi özgüllüğü içinde ele alınmalı. Türkiye için daha fazla sonuç çıkararak, SYRİZA’nın bizim yerimize seçim zaferi kazanmasını bekleyemeyiz. Kendi işimizi kendimiz göreceğiz. Türkiye’nin gündemiyle Yunanistan’ın gündemi çok ayrı. Karşı karşıya kaldığımız diktatöryel eğilimler, kültür ve inanç dayatması benzeri basınçlar, temel yaşam hakları, savaş ve barış gibi ikilemlerden geçiyoruz.” CHP ile seçim işbirliğinin zorlanması çağrılarıyla ilgili olarak da Kürkçü, “Eğer Yunanistan örneğine bakarsak, onlar PASOK’la ittifak yapmadı, onu karşısına aldı. Biz de kendi PASOK’umuzdan uzak duralım, bizim için daha iyi” dedi.

 

Kaynak: Türey Köse/Cumhuriyet