“Türkiye bölündü mü?” diyen Başbakan'a: O noktada değil mi?!.

“Türkiye bölündü mü?” diyen Başbakan'a: O noktada değil mi?!.
15 Kasım 2012 08:57

Başbakan'ın çok önemsediği 13 ili de “Büyükşehir” yapacak “yasa tasarısı”, Pazartesi (12 Kasım 2012) sabaha karşı, AKP oylarıyla, Kamutay (Meclis) Genel Kurulu'nda kabul edildi. Şimdi Köşk'te.

 

Baki KARAKOL H&H YORUM

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, onaylar mı, muhalefetin tepkisini dikkate alır veto eder mi, yoksa Anayasa Mahkemesi'ne götürür mü?..
 
Öngörümü söyleyeyim: Cumhurbaşkanı Gül, partisinin yasasını fazla bekletmeyecek, onaylayacak…  
 
Zati… Başbakan, “Büyükşehir Yasa Tasarısı”nın, Pazartesi sabahı kabul edilmesinden bir gün sonra (13 Kasım 2012 Salı), partisinin grup toplantısındaki konuşmasında “Sayın Cumhurbaşkanımızın da onayıyla…” diyerek, yasanın “onaylanacağı”nı, “onay öncesi” söyledi!..
 
Bu söylem, bir anlamda, “dayatma”dır, onaylayacak Cumhurbaşkanı'na “seçenek” bırakmamaktır!..
….
 
Başbakan, önemsediği yasa tasarısının Kamutay Genel Kurulu'nda kabul edilmesinden ötürü, Salı günkü grupta, “vekilleri”ne şöyle seslendi:
 
“Genel Kurul'da çok yoğun hakaretlere, engelleme çabalarına, yavaşlatma girişimlerine rağmen sabırla ve vakarla hareket ederek Büyükşehir Tasarısını yasalaştırdığınız için sizlere tüm Ak Parti milletvekillerine, tüm grubuma şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.”

 
Konuşmasının bitiminde de, “Meclis çalışmalarında gösterdiğiniz fedakârlık ve üstün başarı dolayısıyla sizleri bir kez daha tebrik ediyorum, her birinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum” deme gereksinimi duydu.
 
Yetinmedi… Bir gün sonraki (14 Kasım 2012 Çarşamba) “Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı”nda şunları söyledi
 
“Pazartesi günü sabaha karşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çıkardığımız yasa, (…) süreçte çok önemli bir adımı teşkil ediyor. Maalesef çok zorlu bir Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul süreci yaşadık. Muhalefet partilerinin sözlü ve fiili saldırılarına rağmen dirayetle, sabırla, cesaretle biz bu yasayı çıkardık.”

….
 
“Bu kanun, on yıllar boyunca üzerinde düşünülmüş, Türkiye için, şehirlerimiz için en iyisi hesap edilerek planlanarak, projelendirilerek, hatta pilot uygulamaları yapılarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne getirilmiş bir kanundur” diyerek… Yaptığı, yaptırdığı ve yaptıkları “işin çok doğru” olduğunu anlatmaya çalışan Başbakan… Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşurken geçmişe de gitti: “2004 yılında yerel yönetimler reformunu Meclis'te müzakere ederken, aynı şekilde içeride CHP, dışarıda MHP, o yasanın Türkiye'yi böleceğini iddia ediyordu. Dönemin Cumhurbaşkanının vetosuna, Anayasa Mahkemesi engeline rağmen kanunun büyük bölümü yürürlüğe girdi” dedi. “Peki ne oldu? Aradan 8 yıl geçti. Hangi öngörüleri, hangi iddiaları doğru çıktı? Bölündü mü Türkiye?” diye sordu.
 
Gene… “2006 yılında Kalkınma Ajansları Kanunu'nu çıkarırken, aynı şekilde 'Türkiye bölünüyor' dediler” dedi ve “Ne oldu, Türkiye bölündü mü?” diye sordu.
 
Sözlerine… “O kadar büyük bir korku, o kadar büyük bir paranoya içindeler ki, atılan her adımın, yapılan her reformun Türkiye'yi böleceğine inanıyorlar…” tümcesini de ekledi.
 
Burada az duralım…
 
Başbakan, “Türkiye bölündü mü?” diye soruyor ya… Gelin, hep birlikte biz de şu soruları soralım:
 
Türkiye, bölünmeye hızla sürüklenmedi mi?!. Türkiye, bölünme noktasına gelmedi mi?!. Türkiye, bölünme noktasında değil mi?!.
….
 
İzlediği ve izlettirdiği baştan aşağı yanlış siyasalarla Türkiye'yi, “bölünme” ile karşı karşıya bırakan Başbakan'ın, Çarşamba günkü konuşmasında “MHP'liler hiç endişe etmesinler, Türkiye'yi bölmeye yönelik bir girişim olursa, biz onun karşısında sizden çok çok daha önce dururuz ve sapasağlam dururuz” demesi hiç gerçekçi ve hiç inandırıcı değil!..
 
Sanki… MHP'liler, hele de MHP'nin “AKP'li” Genel Başkanı Devlet Bahçeli sütten çıkmış ak kaşık!..
 
Sanki… Başbakan'ın yanlış siyasaları sonucu, ülkenin “bölünme” ile burun buruna gelmesinde MHP'lilerin ve Genel Başkan Bahçeli'nin payı hiç yok!..
 
Kaldı ki… Bu sesleniş, neden MHP'lilere?!. Ulusal konularda, ulusal sorunlarda, MHP'liler, Atatürkçüler ve Atatürkçü CHP'liler kadar duyarlılar mı?!.
 
Asıl… Başbakan hiç endişe etmesin… Türkiye'yi bölmek isteyenlerin de, bölmek isteyenlere “yaltaklık” edenlerin de karşısında, en önde biz gerçek Atatürkçüler, biz gerçek Atatürkçü CHP'liler sapasağlam ve dimdik dururuz!
 
Durduğumuzun kanıtı, görmezden gelinen “duruşumuz”dur!..  
….
 
Başbakan, “Türkiye'nin bölünmesi”yle ilgili sözleri, Kamutay'dan geçmesine çok sevindiği “Büyükşehir Yasası”nın, Pazar gecesi görüşmelerinde, Iğdır MHP Milletvekili Sinan Oğan'ın “Bazı şeyleri hakikaten anlamakta insan güçlük çekiyor. Bölünme yasası olunca mesele burada beş dakikayı bile fırsat biliyorsunuz, sabahlara kadar burada insanları çalıştırıyorsunuz. Mesele bölünme yasası olunca, mesele büyük zehir yasası olunca sabahlara kadar çalışıyorsunuz burada, hep beraber bizi de burada çalışmak durumunda bırakıyorsunuz ama şehitlerimizle ilgili (…) söz konusu yasal düzenleme olunca aynı duyarlılığı göstermiyorsunuz. Bu bir bölünme yasasıdır. Bu, Türkiye'nin belli bir bölgesini Türkiye'den ayırma yasasıdır. Bu bir federasyon yasasıdır. Ben eminim ki, sizin de içinizde vicdan sahibi insanlar vardır ve bu yasanın geçmesini vicdanına sığdırmayacak insanlarınız vardır, insanlarımız vardır. Sizin de içinizde vardır ama bu ne büyük bir korkuymuş!.. 'Recep Tayyip Erdoğan korkusu' ne büyük bir korkuymuş ki, sizin için 'Allah korkusu'ndan bile daha önce geliyor” biçimindeki konuşmasından ötürü söyledi.
….
 
MHP'li Oğan'ın, Başbakan'ı çıldırtan sözlerine yergim yok. Yergim, söylemlerdeki ulusal gerçeklerin, ulusal sorunların hep sözde kalmasına, eylemden yana bir adım öteye gidilmemesinedir.
 
AKP'li vekillerin, Genel Başkanları Başbakan'dan korktukları kadar Allah'tan korkmadıkları, halka anlatılırsa var ya, “AKP iktidarı” diye bir şey kalmaz!..
 
AKP'li vekillerdeki “Başbakan korkusu”nun neden kaynaklandığını ve “Allah korkusu”ndan neden “önce” geldiğini bir başka gün yazacağım.
 
[email protected]


Yazarın Son Yazıları:
Molla Kasım
Başbakan diyor ama lafla 'sağlıklı millet inşa edilmez'
Birand, hastalığın mı, ihmalin mi, gündemin mi kurbanı?