Türkiye başkalarının operasyon yapabildiği bir ülke değildir

Türkiye başkalarının operasyon yapabildiği bir ülke değildir
22 Ekim 2013 08:53

Başlık Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na ait.

 

Hilmi SARAL H&H YORUM

 

Davutoğlu, dış basında eleştirilere muhatap olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı savunurken şöyle dedi: “Türkiye toprakları başka ülkelerin rahatlıkla operasyon yapabildiği bir ülke değildir. Bu, bağımsızlığın bir gereğidir.” Birinci cümledeki anlatım bozukluğunu bir yana bırakalım, zira herhangi bir lise öğrencisi bile böyle bir cümle kurmaz. Cümleden ya ‘toprakları’ sözcüğü çıkarılmalı ya da ‘ülke’ sözcüğü yerine ‘yer’ sözcüğü kullanılmalıdır.

 

Bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz konu başka. Ne diyor Sayın Davutoğlu: Türkiye başkalarının rahat operasyon yapabildiği bir ülke değildir. Doğru. Olması gereken budur. Budur da gerçek bu mudur? Gelin biraz bunu konuşalım.

 

Prof. Ahmet Taner Kışlalı’nın katilleri bulundu mu? Ya Necip Hablemitoğlu’nun katilleri kimlermiş belli mi? İstanbul’da Sinagog’u ve HSCB bankasını peş peşe bombalayanlar kimlerdi? Peki, Uludere’de kendi uçaklarımıza kendi çocuklarımızı kim bombalattı? Reyhanlı katliamının sorumlularının arkasında kimler var? İlk akla gelen bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün.

 

Davutoğlu’nun mantığı ile bu olaylara bakacak olursak bu olayların hiç birinin arkasında “başka ülkelerin” operasyon elemanları yok. Bu olayların arkasında başka ülkelerin operasyon elemanları yoksa bu olayları kim yaptı sorusu akla gelir. Davutoğlu bu soruyu da yanıtlamalıdır.

 

AKP hükümetleri iktidara geldikten sonra faili meçhul cinayetler ve bombalamalar neyin nesi o zaman? Kim yaptı bunları? Davutoğlu, Hakan Fidan’ı savunayım derken MİT’i töhmet altında bırakmıyor mu? Öyle ya yabancı ülkelerin operasyon yapamadığı yerde bu operasyonları yerli operasyon elemanları yaptı mı demek istiyor?

 

Stratejik derinlik uzmanı (!) bakanlık koltuğuna oturduktan sonra Türkiye, dış ilişkilerde hemen her konuda kaybeden taraf oldu. Irak’ın kuzeyinde bir federe devlet kurulmaya çalışılması kırmızı çizgimizdi; kurulan devleti ilk tanıyan biz olduk. Komşularla sıfır sorun diye yola çıktık, bütün komşularla düşman hale geldik. Yeniden Osmanlı İmparatorluğunu kuracağımız yalanını söyledik, Cumhuriyetimizin sınırlarını koruyamaz duruma düştük. Irak’taki Federe Kürt Devletinden sonra bizim çabamızla ona kardeş bir devleti de Suriye’de biz var ettik. Mısır ve Suriye olaylarında takındığımız tavırla uluslar arası ilişkilerde yalnız kalmış olduk, buna “onurlu yalnızlık” diye kendimizi avutan bir ad uydurduk. Dışişleri bakanlığının görevlerinin bazılarını MİT aracılığı ile yürütmeye kalktığımız için işler sarpa sardı.

 

Öyle olduğu içindir ki MİT müsteşarını savunmak Dışişleri bakanına düştü. Ne var ki Dışişleri bakanı kaş yapayım derken göz çıkarmıştır. Yukarıdaki olayların sorumlularını arayacak Cumhuriyet Savcıları olursa, Davutoğlu’nun ifadesine başvurabilirler. Öyle ya bu topraklarda kimin operasyon yaptığını o biliyor.

 

Bir de uluslar arası ilişkilerde Dışişleri Bakanlığının fonksiyonunu öğrenirse bir çok sorunumuz çözülecektir.