Türk ordusunu taammüden mahvetti

Türk ordusunu taammüden mahvetti
1 Ağustos 2020 16:50

Aslında bu yazıyı son Yüksek Askeri Şura(YAŞ) kararlarından hemen sonra yazmam gerekiyordu ama yoğun bir kısım işlerimden dolayı gündeme getiremedim ama olay çok önemli olduğu için sıcaklığını hala daha koruyor.

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

Türk Ordusu herkesin bildiği gibi M.Ö. 209 tarihinde Doğu Hun İmparatoru, Türklüğün gurur sembolü Mete Han tarafından bugün hala daha geçerliliğini koruyan katı disiplinlere dayanarak kurmuştur.

 

 

Bu katı disiplinlerin neler olduklarını daha önce yazdığım için yinelemek istemiyorum.

 

 

2229 senedir Türk ulusunun kurduğu bütün devletlerde etkinliğini ve caydırıcılığını koruyan şanlı Türk Ordusu, geldiğimiz nokta itibariyle Recep Erdoğan tarafından zayıflatılmıştır.

 

 

Ve, tarihin hiçbir döneminde Türk Ordusu böyle bir garabetle karşılaşmamıştır.

 

 

Bir ordunun gücü asker sayısı, askerin eğitim seviyesi, günün teknolojisine dayalı her çeşit silah ve yeterli mühimmatın olması, rütbe artışlarının belli başarı ölçütlerine göre yapılması, silah altındaki askerlerin her çeşit ihanet tehlikesinden korunması, her erkeğe belli yaş sınırlarında zorunlu askerlik yaptırılarak ulusal duyguların ve vatan sevgisinin aşılanması için amatör askerliğin geliştirilerek korunması gerekmektedir.

 

 

Recep Erdoğan iktidara gelinceye kadar yukarıda saydıklarımın hepsi Türk Ordusu’nda yoğun bir şekilde vardı.

 

 

Ama Yüce Atatürk’ün ‘’Şahsi emellerini müstevlilerin emelleri ile tevhit edenler…’’ uyarısı gereği emperyalist müstevliler Türk Ordusu’nu küçültmeye zorladılar kendini.

 

 

Bir zamanlar 800 bin asker sayısı olan Türk Ordusu 350-400 bin civarında seyrediyor.

 

 

Bir zamanlar Atatürk’ünde şanlı ve disiplinli bir subay olarak yetiştiği Hap Okulu’nda 4-5 yıl okuyarak ve eğitim görerek profesyonel subaylar yetişirken, şimdi herhangi bir fakülteyi bitirmiş gençleri alıp birkaç ay eğitim verdikten sonra güya subay yetiştiriyorlar.

 

 

Tarih, coğrafya, fizik, edebiyat, matematik ve aklınıza gelen her bölümden mezun olanlar bu şekilde subay yapılıyor.

 

 

Bunun sonucu bu sözde subaylar tarafından sevk ve idare edilen askerlerimiz düşman tarafından patır patır avlanıyor.

 

 

Bunun çok acı örneklerini Suriye İdlib’te gördük ve askerlerimiz tankların içinde yanarak kavruldu!

 

 

Birkaç aylık kursla subay yetiştirdiklerini sanan beyinlere ir daha sesleniyorum: Beyler subay ve orduları sevk ve idare edecek komutanlar ancak Harp Okulu’nda yetişir.

 

 

Tabi tüm harp okullarını emperyalistlerin istekleri doğrultusunda kapatıp Milli Savunma Üniversitesi adı altında ucube kuruluşlara subay yetiştirme işini sevk ederseniz olacağı budur.

 

 

Günün teknolojisine uygun yeterli silahımızın olmadığı muhakkak.

 

 

Örneğin, Türk Ordusu’nun tek bir uçak gemisi yok ama bunun yerine Arap coğrafyasının iğrenç ümmetçilik inancına göre 8-10 milyon süprüntü Ortadoğu cürufunu besleyip bakıyoruz.

 

 

Önceden her askeri birlikte asker kendi yemeğini kendisi yapardı ve bu iş çok disiplinize edilmiş kurallara bağlıydı.

 

 

Recep Erdoğan iktidar olduktan sonra askerin yemek işi şirketlere verildi.

 

 

Herkesin anımsayacağı gibi PKK ile ilişkisinden şüphelenilen bazı yemek şirketleri tarafından dağıtılan yemeklerden zehirlenen binlerce asker zehirlenerek hastanelere kaldırıldı.

 

 

Türk askerine böyle bir ihanet tarihin hiçbir döneminde yapılmamıştı.

 

 

Önceden her Türk erkeği zorunlu askerlik yaparak ulusal duygusu ve vatan sevgisi pekiştirilirken, Recep Erdoğan paralı askerliği isteyen herkese yasal hale getirdi.

 

 

Böylece Türk gençleri ile vatan arasındaki bağlar tamamen gevşedi.

 

 

Böyle bir uygulama eşitlik ilkesine tamamen aykırıdır, Türklüğün iktidarı geldiğinde bu uygulama tamamen kaldırılmalı, her Türk erkeği tam olarak askerliğini yapmalıdır.

 

 

Atatürk’ün müstevliler olarak nitelediği küresel çete her çeşit fenalık yanında kendi emellerini işbirlikçilerin emelleri ile tevhit ederek(birleştirme) Türk Ordusu’nu çökertmiştir.

 

 

Tüm yukarıda saydıklarım yanında sahte Ergenekon ve Balyoz davaları uydurarak yetişmiş Türk subay ve generallerini, hatta 26. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’u 21. Yüzyılın en büyük casusluk teşkilatı ve silahlı terör örgütü fetö çetesinin hakim kılıklı teröristlerince kodeslere tıkarak yıllarca özgürlüğünden alıkoymuştur.

 

 

Bu arada Recep Erdoğan’ında Ergenekon davasının savcısı benim sözünü yineleyerek anımsatıyorum.

 

 

Küresel çetenin ve işbirlikçilerinin en önemli işi bulundukları ülkenin ordusunu çökertmek ve komuta kademesini küçük düşürmektir.

 

 

Şimdi sıkı durun, bu son YAŞ toplantısında Zekayi Aksakallı ve Metin Temel gibi en başarılı generaller neden emekli edildi?

 

 

Recep’in iddiası kadrosuzluk yüzünden.

 

 

Üzerlerinde şaibe olan generallere kadro var ama bu savaş generallerine kadro yok, öyle mi?!

 

 

Örneğin Zekayi Paşa’nın askerlik yaşamı çoğunlukla cephelerde geçmiştir.

 

 

PKK terörünün belini yıllar içinde kıran bir generaldir.

 

 

Eski Özel Kuvvetler Komutanı olan Zekayı Paşa’nın yıllarca Kuzey Irak’ta, daha sonra Suriye’de teröristlere karşı bizzat askeri ile birlikte savaştığını da biliyoruz.

 

 

Kati bir hükümle şunu belirtebiliriz ki, Zekayi Paşa olmasaydı Türkiye bugün silahlı fetö terör örgütünün yönetimindeydi.

 

 

Fetöcü general Semih Terzi’yi öldürme emri vermeseydi, Özel Kuvvetleri ele geçirip Ankara’ya ve Saray’a hakim olacaktı.

 

 

Unutulmasın ki Ankara’ya hakim olan Türkiye’ye hakim olurdu.

 

 

Bu dirayetiyle Türkiye’nin makus talihini yenen Zekayi Aksakallı Paşa Recep Erdoğan’ında hayatını kurtarmıştır.

 

 

Şunu yüreklilikle belirtelim ki Recep Erdoğan Zekayi Paşa’yı emekli etmekle ayaklarına değil, göbeğinin tam ortasına ateş etmiştir.

 

 

Zekayi Aksakallı ve Metin Temel Paşaların emekliye sevk edilmeleri, Cihat Yaycı Paşa’nın istifaya mecbur edilmesi ile birlikte kendisinin makamında gözü olanların eli kolu açılmıştır artık.

 

 

Ama Recep Erdoğan bunu anlayacak durumda hiç değil.

 

 

Elbette zaman kendisine her şeyi öğretecek.

 

 

Emekli edilen bu generaller ve çok sayıda albay ‘’savaşçı’’ karakterde olan askeri kişilikler.

 

 

Metin Temel Paşa bile Suriye’de askeri harekatı yöneten savaşçı generallerden birisidir.

 

 

Şimdi çok önemli bir püf noktasını belirtmek istiyorum ki, bu özünü ettiğim generallerin en önemli hataları Recep’e aşırı bağlılıklarıdır.

 

 

Recep Erdoğan’ın en önemli işlevlerinden birisi de kendisine gönülden bağlı olanları sırtından hançerlemesidir.

 

 

AKP’nin ilk milletvekillerinden biri olarak bunu tadanlardanım.

 

 

Recep Erdoğan yabancı liderlerle olan dostluklarında da aynı uygulamayı yapmıştır.

 

 

Örneğin, kardeşim Esad dediği Beşar Esad’ı bir gecede sırtından hançerleyip ‘’Katil Esed’’ haline getirmiştir.

 

 

Libya Lideri Kaddafi kendisine madalya verdiği halde, 1 gün önce NATO’nun ne iş var Libya’da dediği halde, bir gün sonra ülkesinin vurulması için İzmir karargah yapılmış ve bombalanmıştır.

 

 

Maalesef Türk Ordusu’ndaki Atatürk ve disiplin karakteri yok edilerek tarikat ve cemaat mensupları subay yetiştirilmek üzere alınmaya devam ediyor.

 

 

Küresel çetenin de yerli işbirlikçilere dayattığı budur.

 

 

Bir zaman gelecek Türk Ordusu savaşamayacak duruma gelecektir.

 

 

Araplaştırılan bir ordunun savaşması olası değildir.

 

 

Ege’de petrol arayan Oruç Reis gemisinin Alman Merkel’in tehdidi ile geri çekilmesinin anlamı nedir?

 

 

Mal varlığı davası ile korkutulması ve Türk Ordusu’nun vurucu gücünün yukarıda sıraladığım çerçeve içinde vurucu gücünün zayıflatılması, savaşçı general ve subayların tasfiye edilmesidir.

 

 

Yunan palikaryaları bile Türkiye’yi açıktan tehdit ediyor.

 

 

Vatana ihanet derecesinde Yunanistan’a peşkeş çekilen 18 Türk adasını kurtarılması gerekirken Recep Erdoğan ve ondan cesaret alan amigoları Ayasofya şovu yapıyor.

 

 

Ayasofya’nın kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk’tür.

 

 

Din tüccarı amigolar her zamanki gibi bedavaya konarak Ayasofya’ya sahip çıkıyorlar.

 

 

Bu cüppeli sarıklı amigolar bir savaş olsa dübürlerini dönerek kaçarlar.

 

 

Kurtuluş Savaşı’nda böyle olmuştur, bir vatan savunması durumunda yine aynısını yapacaklardır, bundan zerre kadar kuşkunuz olmasın.

 

 

Türk Ordusu bunların elinden kurtarılmadıkça hep tehdit içinde yaşayacağız.

 

 

Her Türk gencinin mecburi askerlik yapacağı, ateş gücü ve eğitim seviyesi çok yüksek en az 1 milyon asker sayısı olan bir ordu ve harp okullarının Atatürkçü ruhla yetiştireceği subayların komuta edeceği bir güçlü Türk Ordusu’nun kurulması şarttır.

 

 

Elbette Recep Erdoğan iktidarından sonra bu durum behemehal sağlanacaktır.

 

 

Ama hiçbir zaman ağır cürümler işleyen Recep Erdoğan ve şürekasını yargıya götürmeyecek gayrı milli bir iktidar istemiyoruz.

 

 

Bugün Türk Ordusu 1.Dünya Savaşı’nda olduğu gibi Arap ve İslam coğrafyasının çöllerinde sürünüyor.

 

 

Askeri hastaneleri bile ilga edip sivilleştiren Arapçı kafanın Türk Ordusu’nu getirdiği uçurum budur!

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!