Türk Milleti yasal demokratik taarruza topyekûn hazır olmalıdır

Türk Milleti yasal demokratik taarruza topyekûn hazır olmalıdır
5 Eylül 2013 11:07

Üniversiteler daha açılmadan ABD işbirlikçisi ve taşeronu Recep, korku belasına şimdiden önlemlerini alarak kayıt yaptırmaya gelen Anadolu’nun pırıl pırıl seçkin evlatlarını önce AKP’li yapıp sonra yurtlara yerleştiriyor.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Bunu yaparken pervasızca, hiçbir hukuksal engel tanımadan, AKP logolu ve Recep fotoğraflı parti araçları ve elemanları ile üniversite önlerine kamp kurarak kayıta gelen öğrencileri bir bir avlayıp çok yakın bir zamanda başlatılması hemen hemen kesin olan demokratik hukuksal yoğun eylemlere karşı yığınak yapmaya ve güç biriktirmeye çalışıyor.

 

Hatta İstanbul emniyeti Anadolu’dan yeni gelen öğrencileri üniversite önlerinde dağıttığı bildiriler ile bazı öğrenci gruplarına karşı uyarmaya çalışıyor ki, bunu Recep’in emri ile yaptığından nokta kadar kuşkum olmadığını buradan ilan ediyorum.

 

11akpkayit15cm1601

 

Ve işin ilginç tarafı Türkiye’nin aydınlık ruhlu, ulusalcı, millici, yurtsever, Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağlı bu grupları da karanlık odaklar olarak gösteriyor dağıttıkları bu bildirilerde.

 

Küresel gizli ilişkiler sonucu iktidara gelen Recep her zaman olduğu gibi burada da olayı tersyüz ederek yurtsever, tam bağımsızlıkçı, din tüccarlarının oyununa gelmeyen dogmatizmden uzak aydınlık beyin sahibi kitleleri karanlık odaklar olarak göstermeye çalışıyor.

 

Yemezler efendi hazretleri; siyasal sonun geldi.

2013’ün sonuna iktidarın ya varır ya da varmaz.

İşte senin siyasal ömrün bu kadar.

Bunu tarihe bir not düşmek için yazıyorum ama nedenlerini kısaca belirteceğim.

Gezi eylemleri ile yurtseverler Recep’e karşı biriken hıncını açığa vurmuştur.

Hangi hıncını?

Recep’in o kadar çok cürümü var ki, hangi birini sayayım…

 

Katil Öcalan’a sayın, şehitlere kelle diyerek emperyalist güçlere şirin gözüküp ve onların çıkarlarını koruyacağına söz vererek dalalet ötesi iktidar oluşunu mu?

 

Türk milliyetçiliğini ayaklarımın altına alırım diyerek, Türklüğe yaptığı düşmanlığı açığa çıkarıp bizleri öz vatanımız da bir parya gibi görmesini ve ben bir Türk’üm demenin nerede ise suç haline gelmesini mi?

 

Türkiye’yi bir etnik gruplar ülkesi haline getirerek Türk Milleti’ni bölüp parçalama noktasına getirmesini mi?

 

2002’de sıfır noktasına gelmiş PKK terörünü, iktidarını devam ettirme uğruna emperyalistlerin istekleri doğrultusunda Diyarbakır’da 2005’de yaptığı konuşma ile adeta yangının üzerine tonlarca benzin dökercesine “Ben Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olarak Kürt sorununu kabul ediyorum” diyerek tekrar binlerce vatan evladının şehit olmasına sebep olduğu için mi?

 

Emperyalistlerin talimatı gereği hortlattığı PKK terörünü yine onların talimatı ile çözmek için ki, zaten arzuları böyle idi, terör örgütü liderleri ile görüşüp vatanı şu durumdaki konjonktür itibari ile tam bölünme noktasına getirmesini mi?

 

Türklerden aldığı oylarla iktidar olup bu güçle devlet nimetlerini hain Kürtçülere yedirmesini mi?

 

Aile fertlerinin ve yakınlarının iktidar gücü ile haksızca süper zengin oluşlarını mı?

 

AKP yandaşlarının hortumlama yöntemleri ile haramla süper zengin olup aksırıp tıksırıncaya kadar yemelerini mi?

 

Deniz Feneri gibi yandaş kuruluşların yöneticilerini yaptıkları süper hırsızlık ve yolsuzluklar nedeni ile yargıdan kurtarmak için bir gecede yasa çıkarmalarını ve dava açan savcıları bu nedenle görevden alıp yargılatmalarını mı?

 

Hakkında savcılıkça suç duyurusunda bulunulan MİT müsteşarını yargılanmaktan kurtarmak için gece yarısı yasa çıkarıp bunu başbakanın iznine bağlamasını mı?

 

Kaç çocuk yapacağına kadar tüm insanların özgürlüklerine karışmasını mı?

 

Eğitimi dogmatizm bataklığına batırarak insanımızın çocuklarının istedikleri gibi eğitim haklarından mahrum bırakmasını mı?

 

Ben Ergenekon davasının savcısıyım diyerek emperyalist Türk düşmanlarının istekleri doğrultusunda komutanları kodese tıktırarak Türk Ordusu’nun bir çok kademesini nitelikli komutanlardan mahrum bırakmasını mı?

 

Din tüccarlığı ile mütedeyyin saf temiz insanımızı aldatarak milyonlarca oyu alıp iktidar olduktan sonra Irak’taki Müslüman Arapları İncirlik’ten kalkan ABD uçaklarının bombalamasına izin vererek bir buçuk milyon insanın ölmesine,500 bin çocuğun yetim kalmasına, yine 500 bin kadının dul kalmasına ve de 100 bin Müslüman kadının Amerikan piçlerinin tecavüzü sonucu mağdur olmasına sebep olduğu için mi?

 

Amerikan askerlerinin Irak’ta zafer kazanıp sağ salim ülkelerine dönmesi için dua edişini mi?

 

Hocaya bak hocaya, yesinler senin hocalığını Recep.

 

İslam tarihinde düşmana satılan çok hocalar çıktı Recep Efendi; çok iyi kitap okuyucusuyuz, bu işler bize yabancı değil; önümüzdeki tüm seçimlerde oy devşirmek için başka numaralar ortaya koy.

 

Bizde senin nasıl ikili, üçlü, dörtlü ve sonsuza kadar ne tür boya olursa boyanacağını biliyoruz ve bunları artık ortaya koyacağız.

Recep ilerde “Yüce Divan”da yargılandığı zaman yaptığı çok sayıdaki cürümlerin teferruatı nedeni ile dosyalarının kalınlığının kaç yüz bin sayfa olacağını ancak Allah bilir.

 

Hempaları ile birlikte acaba bu dosyalar kaç milyon sayfa tutar?

 

Barış süreci dedikleri vatan bölücü alçak süreç için PKK, Recep’e Ekim’e kadar süre tanıdı.

 

Yani Güney Doğu’da özerk bir Kürdistan bölgesinin kurulması ve kendi dilleri, kendi yöntemlerine göre yönetilmesi için ayrı bir “federe devlet” istiyorlar.

 

Bu husustaki gerekli anayasa ve yasa maddelerinin hemen değiştirilmesini istiyorlar.

 

Aksi halde terör eylemlerinin hemen başlayacağı tehdidini savuruyorlar ki, PKK’nın bunu başlatacağına dair kuşkularımın olduğunu İstanbul ve bir süreden beri Ankara’da yaptığım gözlemlerden çok iyi görebiliyorum.

 

Bakın benim gözlemlerime göre PKK teröristlerinin önemli bir kısmı da Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlere ve Ankara’nın batısında kalan illere gidip yerleştiler, diğerleri de Güney Doğu Anadolu da mevzilenmiş durumdalar, yani askeri deyimle teyakkuz halindeler.

 

Bunları görmemek için beyinsiz ve kör olmak gerekir.

 

Gittiğim halka açık genel mekanlarda yani café, pastane vs, gibi yerlerde sempatizan sandığım bir kısım doğuluların beden dilleri ve yüksek zaviyeden Kürtçe konuşmalarının çok rahatsız edici etkileriyle ileriye yönelik olarak halkı yıldırma ve bezdirme amaçlı olduklarını sanıyorum.

 

Yani bunları stratejik talimatla yapıyorlar.

 

Şimdi yazımın başlığında ifade ettiğim amaca gelince şunu demek istiyorum: Elbetteki ülkemizin bütünlüğünü ve milletin birliğini adalet teşkilatı ve emniyet birimleri koruyacaktır.

 

Bunda şüphe yok ve ayrı bir şey düşünmek abesle iştigadir.

 

Ama “At sahibine göre kişner” atasözümüz bu işin AKP hükümeti ve bu Başbakan ile olmayacağını çok açık gösteriyor.

 

Bu adam paçasını kurtarma derdinde.

Yani iki ateş arasında.

Daha açık söyleyeyim.

Ya yapacak, ya yapacak…

Yani ABD ile PKK’nın ateşi arasında kıvranıp durmaktadır.

 

Ekim’e kadar PKK tarafından kendisine tanınan sürede karşılıklı anlaşmaları gereği uzlaştıkları yasalar çıkarılmayıp gerekli adımlar atılmadığı taktirde Güney Doğu’da tam bir savaş hali ile birlikte Batı Anadolu’da bilhassa metropol ve büyük kentlerde PKK militanları Kürtçüler vahim olaylar yaşatabilirler.

 

Güney Doğu’da PKK’lıların çeşitli yerlere diktikleri taharet paçavraları ile birlikte savaş mevzileri kazdıklarını duyuyoruz.

 

Diğer taraftan bunlar yerine getirilmediği taktirde kendisini iktidar yapan ABD tarafından süpürüleceği kesin.

 

Her zaman söylerim İsmet Paşa’nın “Büyük devletlerle iş gören ayı ile aynı yatağa giren insana benzer” sözü siyasetin kesin bir realitesidir.

 

Bunları çok iyi bilen bizim Recep Efendimiz acılar içinde kıvranmaktadır ve aksini yapmayacağı da kesindir.

 

İşte bu noktada vatan karpuz gibi ortadan ikiye ayrılmatadır ki, Türk Milleti’nin yasalarımıza uygun şekilde demokratik taarruz haklarını kullanması gerekir.

 

Bu demokratik tepkilerde Hükümet’e Türk Milleti şu ultimatomu verir: Ya vatanı bölünmekten kurtarırsın ya da demokratik usullerle çekip gidersin.

 

Evet Eylül’den sonra bilhassa üniversitelerin açılışı ile birlikte Türk Milleti’nin binlerce yıldır genetiğine yerleşmiş bağımsızlığına düşkün özgün ve özgür karateri “Gezi eylemleri” ile yırtıp attığı korkuyu da hesaba katarsak yapacağı yasalara uygun demokratik eylemlerle vatanın bağrına saplanmış olan hançeri çekip fırlatacaktır.

 

Vatanın bölünmesi tehlikesinde sadece gençliğin değil yediden yetmişe tüm Türk Milleti’nin demokratik haklarını kullanacağından hiç kuşkum yoktur.

 

Ayrıca şunu da eklemem lazım ki, yaklaşan PKK terörüne karşı Türk Ordusu en üst seviyeden önlemlerini alarak teyakkuz durumunda olmalıdır.

 

Necdet Özel Paşa ve diğer kuvvet komutanları, hala daha size güvenmeye devam ediyoruz.

Ayrıca bir konuyu daha okuyucumla paylaşmak istiyorum: Bir süredir Ankara’da siyasetçilerin gittikleri mekanlarda yaptığım gözlemler sonucu AKP’nin içinin kaynadığını, vatansever milliyetçi parlamenterlerin aralarında kulis yaptıklarına tanık oldum.

 

Ekim’de Parlamento’nun açılışı ile birlikte AKP içinde çok önemli gelişmeler olabilir.

 

Her şeyi çözümleyici (analitik) bir anlayışla değerlendirmeliyiz.

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!