Türk İslam kültüründe girişimcilik ruhu

Türk İslam kültüründe girişimcilik ruhu
17 Kasım 2013 12:45

Ey Yüce Türk İslam alemi! Bu yazımızın konusu, Türk İslam kültüründe girişimcilik hakkında olacaktır.

 

Menfaatler müşterektir, Vallahi bunun sonu felakettir, kültürü ile faaliyet gösterenlere dikkat etmeliyiz!

 

Kainat nizamı içindeki her varlığın ve canlının, kendine has birtakım görevleri vardır. Bu görevler canlının bünyesine, yaratılışındaki hikmet ve gayeye göre çeşitli farklılıklar arz eder.

 

Canlılar zincirinin en üst halkasını teşkil eden, üstün bir yaratılışa sahip ve bir bakıma nizam içerisindeki nizam özelliğini taşıyan insanın görevleri ise çok çeşitlidir. Mahlukatın en üst ve şereflisi olarak yaratılan insanın belli başlı görevlerini şu şekilde sıralayabiliriz.

 

1- Allah’a karşı görevleri,

2- Kendi nefsine ve vicdanına karşı görevleri,

3- Ailesi, akrabaları ve yakınlarına karşı görevleri,

4- İçinde yaşadığı Vatan ve topluma karşı görevleri,

5- Bütün insanlığa karşı görevleri,

 

Mensubu bulunduğumuz İslam dini, yukarıda ana hatları ile belirttiğimiz görevlerin yerine getirilmesini, sadakat ve samimiyetle Müslümanım diyenlerden istenmektedir. Şuurlu ve Allah korkusu olan bir Müslüman, bu görevleri eksiksiz yerine getirilmesi hususunda gereken gayretleri yerine getirir. Din taciri olmayan ve sadakatla Müslümanım diyebilen görev ve sorumluluğun ne demek olduğunu çok iyi bilir, görevini yapmada cüzdan muhasebesine odaklanmayıp, asla kusur etmez. Hem dünya, hem ahirette saadete ulaşmanın ancak Allah tarafından kendisine yüklenmiş olan görevlerin eksiksiz yerine getirilmesi ile mümkün olacağını bilir.

 

Ey Yüce Türk İslam alemi! Şunu iyi bilmeliyiz ki tek yönlü saadet olamaz. Maddi bakımdan her türlü imkana sahip bir insanın manen mesut olup saadete ulaşamayacağı gibi, vücudun her çeşit maddi ihtiyaçlarını hiçe sayarak sadece manevi yönüne ve cüzdan muhasebesine önem veren insanlar da gerçek anlamda saadete ulaşamazlar. Bunun pek çok örneklerine güncel hayatımızda rastlamak mümkündür.

 

Kur’an-ı Kerimde ”Hakikaten insan için kendi çalıştığından başka bir şey yoktur, ve muhakkak çalıştığı ileride, kıyamet gününde, mizanında görülecek” mealindeki ayeti kerimeler çalışmanın insan için vazgeçilmez bir görev olduğunu bizlere açıklamaktadır.

 

Yüce Türk İslam aleminin manen ve maddeten kalkınması için, sadakat ve samimi Müslümanlar olarak bizlere düşen başlıca görev; dinimizin emir ve yassaklarına uymak ve toplum içindeki görevlerimizi en mükemmel şekilde başarıp sonuçlandırmaya çalışmaktır. Bu görevimizi yaparken Allah korkusu, vicdan muhasebesi yaparak, insan sevgisi, vatan ve millet aşkı her türlü kişiye özel çıkarlardan önce gelmelidir.

 

Girişimcilik deyince, Elazığ ve Şanlıurfa’dan kısa ve gerçek olan bazı konuları bilginize sunup paylaşmak istiyorum:

1960 lı ve 1970 li yıllarda Keban barajının istimlak bedeli O zaman ki birim fiyatlara göre 4 milyar lira idi; ne yazık ki bu fiyat, bazı itirazlar ve hatırı sayılır kişilerin sayesinde 7 milyar liraya çıkmıştır. 7 Milyar Lira’nın, ancak ve ancak toplasan 200 milyon lirası katma değer elde edecek yatırımlara dönüşmüş olabilir. Ve bu para, hizmet sektörüne, daire-dükkan alıp kiraya vermek, ayrıca Türk İslam kültüründe yeri olmayan yerlerde harcanmıştır.

 

20 yıldır Harran Ovası’na su gelmiş ve halen milli yönden katmadeğere dayalı tarımsal sanayiinin modernleşmemesi dikkat çekici değil midir? Bir örnek verecek olursak; çırçır fabrikalarından üretilen çiğitlerden Akçakale’de neden bitkisel yağ üretimi ve bitkisel yağ hammaddesine dayalı temizlik, gıda ve diğer ilgili alanlarda kullanılacak tesisler yapılmamıştır diye düşündürücü değilmidir?

 

Siyasal, ekonomik ve stratejik bir konumu olan Akçakale de halk işini gücünü bırakmış, bu günlerde tamamen seçim faaliyetlerine odaklanmıştır. 2014 yılının tarımsal faaliyetlerin planlamaları yapılması gerekirken, lüzumsuz işlere odaklanıp, çirkince iftira, dedikodu yapmanın ve günah çemberimizi genişletmenin bir anlamı var mı Allah aşkına? Sanayi ötesi toplum ülkelerinin amacı cüzdan muhasebesine meyilli kişilerin mahalli seçimlerde seçilmesi için perde arkası, maddi manevi her türlü destekler verildiğinin farkındamıyız? Akçakale halkı seçimlerde benzin, gaz, mazot, yemek vs. gibi, sözde yardımmış faaliyetlerinden bıkmıştır artık. Bu tür ahlaksızca faaliyetler, Allah korusun Akçakale’yi, Karakale yapar. Akçakale’nin tarih de ki yerini devam ettirip koruyabilmesi için, önderlik yapmaya talip olanlardan, ilk önce Allah korkusu olup, ve vicdan muhasebesi ahlakına sahip olmalıdır, şartlarından taviz vermemeliyiz.

 

Asil-Soylu ve gerçek Akçakale’li, Milli bütünlükten yana olup, sadakat ve samimiyetle Müslümanım diyebilen, Allah’ın haram kıldığı ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının yassakladığı faaliyetlerden uzak durmalıdır. Netice olarak Akçakale belediye başkanı olacak kişinin, maddi parası değil, manevi parası olan insanları tercih edip seçmeliyiz ki, vicdanen rahat olup, hayırlı hizmetlerine ortak olalım. Cüzdan muhasebesi yapan bir kişiyi tercih ettiğimiz zaman da, günahlarına ortak olacağız. Akçakale halkı olarak, Türkiye’nin ve Akçakale’nin protein (gıda hammaddesi) geleceğini teminat altına almak istiyorsak, iyiliği kötülüğüne galip olan önderleri seçmeliyiz ki, sonra vah vah demeyelim ve ayrıca oy almak için hediye vs. gibi şeyler dağıtıldığında yasal bir talebiniz olduğu zaman benden ne istiyorsun, seçimde size gerekeni yaptım cevabı ile karşılaşmayalım?

 

Vatan Şehitlerini Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü Rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hastalara acil şifalar dileriz.

 

ÖZDEYİŞLER:

”Bir Millete baş olmanın ilk ve en büyük vasfı adil olmaktır.” (Hz. Ömer)

 

1- Aç bir adam, yüz avukata bedeldir. (İspanya Atasözü)

2- Sütlü bir yemek, soğuk havada ateş, bir büyükten itibar görmek, birbirlerini sevenlerin buluşması, abu hayat kadar tatlıdır. (HİNT Atasözü)

3- Zamanı gelince olacak, zamanı gelince gidecek. (HİNT Atasözü)

4- Para her kapıyı açar ama, kilitleyemez. (FİN Atasözü)

5- Kabiliyeti adamın arkasında daima başka kabiliyetli adamlar vardır. (ÇİN Atasözü)

6- Bilim adamlarının en güzel huyu, anlayışların karşısında susmaktır. (İRAN Atasözü)

7- Kötü asla iyi olmaz, karayı yıkasan da ak olmaz. (AFGANİSTAN Atasözü)

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun