Trump Erdoğan’dan çok farklı-yakınlık çıkmaz

Trump Erdoğan’dan çok farklı-yakınlık çıkmaz
13 Kasım 2016 17:30

8 Kasım’da seçimi alana kadar Trump’a hiç dikkat etmemiştim

 

 

 

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

 
Kişisel özellikleri şusu, busu dikkat-i nazarımda olmamıştı hiç.

 
Fakat 8 Kasım’da seçildikten sonra dikkat etmeye başladım ve adamı her fotoğrafından her mimiğine, merceğe aldım.

 
İşte 9 Kasım sabahından beri gördüklerim ve bu kapsamda Trump- Erdoğan farkları…

 
1-Trump genç görünüyor ama 70 yaşında. Hayatında çok şey, çok çelişki yaşamış. Ancak geldiği yaş ve hayat dönemi itibariyle içinde önemli bir hesaplaşma yapmış ve geçmişte onu sürükleyen ırkçılık, sertlik gibi özelliklerinden artık hoşlanmıyor.
Erdoğan ise politikaya yönetici olarak (belediye başkanlığı) yaklaşık 40 yaşında girmiş. 40 yaş hayat hesabı görmek için erken bir yaş ve Erdooğan gençliğinden ve de ilk belediye başkanı olduğundan da beri içinde taşıdığı kin, herşeye hükmetme, geçmişin intikamlarını alma, bu yolda imkanları sonuna kadar düşmanları ve karşıtları için kullanma arzusuna hala çok şiddetle hatta artan bir şiddetle içinde taşıyor. Hala çok yıkıcı bir potansiyel taşıyor.

 
2-Trump seçildikten sonra onun aşağı Manhattan’da (New York’un tam merkezi, yani the very New York, hatta New York’a karakterini veren bölge) bulunan ev ve işyerinin önü Trump karşıtı ve onun hakkında incitici sayılabilecek sloganlar atan protestocularla doldu. Mesela, “Sen benim başkanım değilsin” dediler. Bu salt açıdan bakıldığında herkes için dışlayıcı bir ifadedir ve kırıcıdır. Protestocular Trump’ın evinin ve ofisinin olduğu o çok yüksek Trump Tower’ın kapılarını zorladılar. Yani Trump’a olan nefretlerini fiziki bir hareketliliğe de döndürdüler. Trump bu durum karşısında (bu esnada verdiği tepki anlarında içten gelen beden diline ve mimiklerine çok dikkat ettim, tepkileri yönetsel ve sahtekar değil, doğaldı yani) agresif ve düşmanca karşılıklar vermedi ve tehdit etmedi. Kırgın olduğunu belirten bir şekilde, “Bu ama adaletsiz” dedi. Yani anlaşılmadığını düşündüğü yönünde bir his koydu ortaya. Bu sırada Trump Tower’a girmek isteyen protestocuları haliyle New York polisi görevini yaparak engelledi. Polis yeterince polisti, yani girişleri engelledi ama protestoculara karşı agresif ve saldrıgan ve nefret dolu değildi. Trump da polisten daha fazlasını istemedi. Örneğin polisi gözaltı ve tutuklama yapmamakla eleştirmedi veya polisi böyle bir yöne sevk etmeye çalışmadı.
Erdoğan’ı ise, biliyorsunuz. Kendine karşı en küçük ve New York’da olanla mukayese ettiğinde çok hacimsiz olan her türlü protestoyu en acımasız şekilde polise bastırttı hep. Hep gözaltı ve tutuklama yaptırdı. Erdoğan içinde ivmesi çok şiddetli bir öfke ve agresyon taşıyor. Trump öyle değil. Trump affedici de olabilecek özelliklere gelmiş artık.

 
3-Trump aslında acıklı sayılabilecek bir aile hikayesine sahip. Baba- anne Alman ve 18. yüzyılda Amerika’ya göçmüş dedelere sahip. Baba ailesi Amerika’ya ilk geldiklerinde karınlaırnı doyurmak ve göçmenliğin zorlu şartlarına dayanabilmek için genelev işletmeciliği dahi yapmışlar. Bu tür bir aile geçmişi o ailenin bilhassa da genetik olarak hassasiyete yatkın fertlerinde kendine karşı kzıgınlık ve beğenisizlik yaratabilir. Trump’ın bu aşırı ırkçılık söylemleri, sert ifadeleri, korkutucu söylemleri vs. kuvvetle muhtemelen aile hikayesi ile de ilgili. Ancak Trump seçim kampanyası esnasında bir fark yaratabilmek ve seçmenden oy almasına yol açabilecek şekilde ırkçı ve göçmen düşmanı söylemlerde bulunmasına rağmen seçimi aldıktan hemen sonra bu tonu bıraktı ve internet sitesinden bu söylemleri sildirdi. Demek ki, geldiği 70 yaş itibari ile (de) içi almıyor bu tür şeyleri gerçekte. O toplumda saygın bir söylem düzeyini tercih ediyor gerçekte. Ki, tüm eşleri de göçmen zaten. Ari Amerikalı değiller yani. Ben Trump’ın ABD toplumunda mutedil, uzlaşıcı ve yumuşak gideceğini öngörüyorum. Kendisine çok karşı olanlarla ilişkilerini kutuplaştırmayacağını, onlarla mutedil ilişkiler kurmaya çalışacağını öngörüyorum.
Erdoğan’ı ise, anlatmama gerek yok. O dişe diş, göze göz yolundan gitmeye devam ediyor ve edecek.

 
4-Trump’ın 8 Kasım seçim günü karısı ile yanyana sandıklarda oy kullanırken çekilmiş tv görüntülerini izledim. Trump kendisi oyunu verirken bir ara aklına ani birşey gelmiş gibi kafasını kaldırıyor. Yan tarafta karısının bulunduğu bölüme doğru kafasını uzatıyor ve karısının ne yaptığına bakıyor. Yüzündeki ifadede humor var. Yani, karısına o şekilde kontrolcü bakmasının komik olduğunun farkında, ki, karısı ile olan ilişkilerinde karısının oldukça özgüvenli olduğu da belli. Trump humor dolu bir biçimde kontrol eden koca gibi bakıyor ve bunun komik olduğunu da bilen bir yüz ifadesine sahip. Ama bir de karısını korumaya çalışan ve ona dikkat eden bir koca gibi de bakıyor. Bu da çok klasik yaşlı türü sevgi ifadesidir. Bilhassa da belli bir yaşa gelmiş kocalar karılarını gerçekten sevdiklerinde o koruyucu ve içten bakışlara hep sahiptir.

 
Erdoğan’ın ise, humor dolu ifadeleri yok. Onun yüz ifadeleri ve sözleri ve bakışları ya kızgın ve intikam dolu veya kendine hayranlık duyulduğundan emin olduğunda güvenli ama refleksiyona sahip olmayan bir ifadeye sahip. Yani kendiyle dalga geçmeye asla yatkın değil. Karısı ile olan ilişkisinde ise, hiç otantik sevgi dolu ve doğal bir ifadeye rastlamadım.

 
Erkeklerin, genel olarak da tüm insanların, hayatlarında sevgi ve aşka yaşamış olanları veya yaşıyor olmaları onları siyasette de daha rahat, toleranslı, düşmanlığa yatkın olmayan bir havaya sokuyor. Affedici de oluyor aşk ve sevgi yaşayabilmiş olan insanlar. Bu anlamda da Trump 3 evlilik yapmış, muhtemelen bir sürü kadınla istediği gibi beraber olabilmiş bir erkek olarak bugün geldiği yaşa kadar iyice hoşgörülü ve başka insan ve görüşlere açık hale gelmiş. Kadınlardan aldığı sevgi, beğeni ve duygusal tatmin onun kişisel gelişimine olumlu etki etmiş. Oysa, karı koca arasındaki ilişkiler gerçekten sevgi ve doğallığa değil de kontrole dayanıyorsa bu tür ilişkiler doyurucu ve geliştirici değil, boğucu ve gerginleştirici oluyor.

 
Hülasası…

 
Bence Trump ile Erdoğan arasında 1 asırlık duygusal fark var.

 
Trump Erdoğan’la iyi geçinmeye dikkat edecek ve onunla süper diplomatik konuşacaktır.

 
Ama Erdoğan ile aynı politikayı hiçbir alanda izlemeyecektir.

 
Bu benim siyasal öngörüm. Yanılıp, yanılmadığımı göreceğiz.

 
Kısa kısa bazı siyasal ajandalara da gelirsek…

 
1-Trump’ın Ortadoğu’da Erdoğan’a yanaşmayacağını, Esad ve Rusya ve AB ile ortak hareket edeceğini…

 
2-Trump’ın bilhassa da Fransa ve Almanya ile yakınlaşacağını…

 
3-Trump’ın da Türkiye’de insan hakları ihlal ediliyor söylemine eğilim göstereceğini….

 
4-Trump’ın Fethullah Gülen’i iade etmeyeceğini sanıyorum.

 
Zira, Trump kanınmca idam, intikam gibi laflar duyduğunda otomatikmak iadeye karşı olma hissiyatına geçecektir.

 
Zaman öngörülerimi yakında doğrular veya yalanlar. Bakalım.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan