Neredeyse yediğimiz bütün paketli ürünlerde ve özellikle fast food’larda trans yağ asitleri var. Kalp ve damar hastalıklarına yol açan bu yağlardan en çok etkilenen de çocuklar

 

 

Sultan Soysal / Birgün

 

Yapılan araştırmalara göre son yıllarda kanserden çok kardiyovasküler (kalp ve kan damarları hastalıkları) hastalıklar sebebiyle ölümler yaşanıyor. Kalbimizin bu kadar yenik düşmesinin en büyük sebebi trans yağlar. Sanayi ürünleri olan keklerin, kurabiyelerin, cipslerin, çikolataların çoğunda trans yağ mevcut. Uzun ömürlü ve tekrar kullanılır olduğu için de özellikle restoranlarda ve fast food tarzı yerlerde de kullanımı yaygın. Bu yağların vücuttan atılması da oldukça zor.

 

Türk Kardiyoloji Derneği ve Sağlığa Evet Derneği iş birliğinde yapılan çalıştayda konuşan Kardiyolog Doç. Dr. Öner Özdoğan, “Yediğimiz 40 gramlık bir gofret içinde 3 gram, 147 gram patates kızartmasında 8 gram, bir dilim kekte 4,5 gram, üç tane 30 gram kurabiye de 2 gram trans yağ bulunuyor. Maalesef bu yağlar katıldıkları ürünlere lezzet verdiği için gençler ve çocuklar tarafından çok tüketiliyor. Ama bu tüketimler kardiyovasküler hastalıkları artırıyor. Her yıl 5000-15000 kişi bu sebeple ölüyor” dedi

 

 

En kötü yağlardır
Sunum yapan öğretim üyelerinden Kardiyolog Dr. Nurcan Arat ise trans yağların yiyebileceğimiz en kötü yağlar olduğunu söyleyerek bu yağların hamilelik üzerindeki etkilerinden bahsetti. “Anne bu yağları içeren yiyecekler yerse bebek de bu yağ asitlerine maruz kalmış oluyor. Emzirme döneminde de durum aynı. Bu, bebeğin gelişimi için gerekli olan faydalı yağ asitlerinin (LCPUFA) oluşumunu engeller. Oysa LCPUFA, fetüste hem büyüme hem de görme gelişimi ve merkezi sinir sistemi için önemlidir. Öte yandan trans yağlar, hem erkek hem kadınlar üzerinden doğurganlığı olumsuz etkiliyor. Çocuklarda da bir takım alerjik hastalıklar neden olduğu görülmüştür. Genel olarak trans yağlardan kaçmak sağlık üzerine yapabileceğimiz en koruyucu etkidir.”

 

Son sözü alan Türk Kardiyoloji Derneği Öğretim Kurulu üyesi Dr. Ayça Boyacı da kadınlarda menopozdan sonra erkek tipi şişmanlığın görüldüğünü belirterek “Bu şişmanlıkta bel çevresi kalınlaşıyor. Bu elma tipi şişmanlık, koroner hastalığın en önemli risk faktörlerinden biri. Damarlarımızdaki yağlanmanın nedeni de LDL kolesterolü dediğimiz bu kötü yağlar. Hormonlarımız menopozdan sonra ters dönüyor östrojen hakimiyeti kayboluyor hormonlar kaybolduğu için erkekle kadın arasında çok önemli bir fark kalmıyor.”

 

https://www.birgun.net/haber-detay/trans-yaglar-sagligimizi-caliyor-237207.html