TBMM Binasına el atılmış bile

TBMM Binasına el atılmış bile
27 Eylül 2016 17:30

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne varmadan önce Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri’nin binaları var.

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
Dün uzun bir zamandan sonra ilk kez geçtim ordan.

 

İki bina da pörsümüş ve sanki boşaltılmış gibi duruyordu.

 

Binaların içi görünmüyor ama duvarların ardında sanki hayat bitmiş gibi duruyor.

 

Ordan TBMM’ye girdim.

 

İçerde birkaç yıl önce yapılan, Halkla İlişkiler binası denilen ve milletvekillerinin odalarının taşındığı binanın karşısında bulunan ve orijinal TBMM yerleşkesine ait olan binanın yıkıldığını gördüm.

 

Önce, acaba burası da mı bombalandı dedim içinden.

 

Ama sorunca anladım, o bina bombalanmamıştı ama yıkılıyordu.

 

Yerine başka şey yapılacaktı.

 

Bu, yıkılan bina TBMM’nin ilk yapılışından ve yapısı da zaten o zaman yapılan diğer binalarla uyumlu.

 

Yani, TBMM’nin orijinal dokusunun yıkımına başlanmış artık.

 

İlginç olan bunun muhalif milletvekilleri tarafından kamuoyuna duyurulmuyor oluşu.

 

Öteki yıkar zaten, işi bu ama sahibi de yok TBMM’nin.

 

Ne kadar kötü herşey.

 

Bu arada…

 

Birkaç yıl önce yapılan yeni ve milletvekillerinin odalarının taşındığı binaya yolunuz bir düşerse bakın.

 

Veya, zaten ordan hergün geçenler bir daha baksın.

 

Bu bina, yani milletvekillerine ait olan ve yeni yapılan bina bir parlamento binasına hiç benzemediği gibi, aşırı kalitesiz malzemeden yapılmış.

 

Örneğin dönen kapılar çok kötü.

 

Oldukça eski tarz dönen kapılar takılmış ve alt taraftaki püskülleri keçeleşmiş bile iki yılda.

 

Kullanılan malzeme ile Erdoğan’ın sarayında kullanılan mazleme arasında en az 20 kat fiyat farkı olduğu muhakkak.

 

Bu durum bu binaya bakışın ne olduğunu gösteriyor.

 

Milletvekillerine, yani demokrasinin asıl olarak temsil makamı olan parlamentoya, “Önemsiz şahıslar, bürokrat sayılırlar, arada bir parmak kaldırırlar” olarak bakış.

 

Kendi sarayı ise, o kadar önemli ve haşmetli ki, malzemeye para zebil gibi.

 

Gerçi parlamentosuna sahip çıkmayan milletvekili bu davranışa muhatap olmaktan şikayet pek etmememli.

 

Ama yine de söz konusu olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Parlamentosu.

 

Bu arada…

 

Bizim TBMM binalarımız Atatürk tarafından yaptırılırken mimar olarak ünlü Avusturyalı Clemens Holzmeister seçildi.

 

TBMM binaları işte, Erdoğan’ın eline geçene kadar Holzmeister mimarisiyle şekilliydi.

 

Bu noktada dikkat çekmek istediğim bir husus var…

 

Avusturya’nın başkenti Viyana’da Avusturya Parlamentosunu ziyaret etmiş bir Türk milletvekiline sordum…

 

“Avustura Parlementosu mu daha güzel, Türk Parlementosu’mu bina olarak?”

 

“İkisi de aynı, ikisi de birbirine çok benziyor” dedi.

 

“Peki, bizim ilk Meclis binası mı daha güzel, Avusturya’nın eski Meclis binası mı?”

 

“Orası mukayese kaldırmaz bile, Avusturya’nın eski Meclis binası çok haşmetli ve güzel” dedi.

 

Bu neyi gösteriyor?

 

Çok basit.

 

Ataürk kendi yönetiminde parlamento olgusunu Avrupa ile eşitledi.

 

Hem siyasi muhteva hem de mimari hacim ve estetik olarak.

 

O nedenle de bizim Atatürk tarafından yaptırılan ve bugün binaları yıkılarak Erdoğan tarafından küçük camlı bürokrat binalarına dönüştürülen TBMM’miz Atatürk’ün yaptırdığı haliyle Avrupa parlamentoları ile aynı özelliklere sahip.

 

Ama demek ki bize birkaç gömlek fazla gelmiş ki Atatürk, Atatürk’ün uluslararası çapta eserlerinin üstüne Erdoğan çöktü.

 

Adam olsaydık, bu hale gelmezdik, di mi?

 

not: parlamento binaları demokrasilerde çok önemlidir ve Avrupa tarihinde parlamentolara “monument”, yani demokrasinin anıtı, hatırlatıcısı olarak bakılır ve bu binaların mimarisine çok önem verilir.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Didik didik bir şey aramışlar
Böyle bir kaza nasıl olur
İYİ Parti istifaları