TBB, hükümeti uyarmıştı; PKK özgürlük savaşçısı haline geliyor

TBB, hükümeti uyarmıştı; PKK özgürlük savaşçısı haline geliyor
14 Mart 2017 17:30

Bundan sanırım birkaç hafta önce TBB Başkanı Feyzioğlu ve Başdanışmanı Prof. Necdet Basa, eğer dünyada Türkiye’nin tek adam sistemi ile yönetilen, demokrasi dışı bir ülke olduğu kanısı oturursa, PKK’ya özgürlük savaşçısı örgüt muamelesi yapılacağı konusunda hükümeti uyarmışlardı.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Birleşmiş Milletler cuma günü yayınladığı raporda 2015-2016 senelerinde Türkiye’nin PKK’ya yaptığı operasyonlarda insan hakları ihlalleri yaptığı, 355.000 ila 500 bin arasında Kürdün evlerinden yurtlarından sürüldüğünü ileri sürdü.

 

 
Ben bunun haberini Avrupa basınında, “500 bin Kürt sürüldü” gibi bir manşetle okudum ve aklıma Türkiye gelmedi, içimden, “nerden bahsediyor bunlar” diye geçti.

 

 
Haberi bir okudum ki, Türkiye’den söz ediliyor.

 

 
BM raporunda yine deniyor ki, “PKK’ya yapılan operasyonlarda 2000 insan öldürüldü”

 

 

 
Bu ifadeden de görülüyor ki, BM’nin raporunda Türkiye’nin PKK ile ilşkisi bir terör örgütü ile olan ilişki şeklinde yorumlanmıyor.

 

 
PKK’nın meşru bir örgüt olduğu ve sivil haklara sahip olduğu ima ediliyor.

 

 
Bu raporda en dikkat çekici husus ise, Kürtlerin 500 bine varan sayılarla yerinden yurdundan edildiği ifadesi.

 

 
Bu ifadede sanki ilerde Türkiye’yi soykırımla suçlamaya matuf bir niyet var.

 

 
BM’nin bu raporunun ABD ve Rusya’nın arzusu hilafına çıktığını düşünmek saflık olur.

 

 
Bu meseleler referandumdan evet çıkarsa eğer, daha da zorlaşacak.

 

 
Çünkü Türkiye’ye diktatörlük ülkesi muamelesi yapılacak ve tüm Türkiye düşmanları cirit atmaya başlayacak.

 

 
Prof. Feyzioğlu ve Prof. Basa’nın eğer dünyada Türkiye’nin tek adam sistemi ile yönetilen, demokrasi dışı bir ülke olduğu kanısı oturursa, PKK’ya özgürlük savaşçısı örgüt muamelesi yapılacağı konusundaki açıklamalarını okuduğumda bundan birkaç hafta önce, ilgiyle okumuştum ama hemen bir-iki hafta sonra bunun somut kanıtının dünyada ortaya çıkacağını beklemiyordum.

 

 
Uluslararası hukuk konusunda eski bir büyükelçi olarak da uzman olan Prof. Basa açıklamasında uluslararası kural ve teamüllere göre demokrasi dışında görülen ülkelerdeki PKK tipi örgütlere özgürlük savaşçısı muamelesi yapıldığını ama ülkeler demokratik ise, PKK tipi örgütlere özgürlük savaşçısı muamelesi yapılmadığını söylüyordu.

 

 
Erdoğan Feyzioğlu’na keyfi şekilde kapısını kapatabilir, bu çok kolay.

 

 
Nasıl olsa herşeye yetkili içerde, herşey ve herkes emrinde.

 

 
Ama referandum sonrası eğer evet çıkmış ise, Türkiye uluslararası çukurların diplerine düştüğünde bu ülkeyi selamete çıkarabilecek mi, mesele bu.

 
RUSYA’YA SAKIN GÜVENME

 

 
Erdoğan Putin ile ilişkilerini iyi tutmaya çalışarak, batı karşısında moral kuvvet ve somut destek bulabileceğini düşünüyor.

 
Ama Rusya’nın dış politikasının iki ana ekseni AB ve ABD’dir.

 
Rusya’nın gözü ve beklentileri buralardandır.

 

 
Putin Erdoğan için AB ile de ABD ile de kötü olmaz.

 

 
Nitekim Rusya dün Erdoğan’ı destekleyecek bir açıklama yapmadı.

 

 
“İki taraf da sakin olsun” gibi eften püften birşey dedi.

 

 
Rusya ile AB ilişkiklerini uzun yıllardır yakından izliyorum.

 

 
Rusya AB ile ilişkilerine çok önem veriyor ve AB ile 2. halka komşuluk ilişkileri şeklinde çerçevesi çizilmiş kurumsal ilişkileri var.

 

 
Rusya ayrıca Ermenistan konusunda tamamen Ermenistan’ın yanında, Ermenistan’ın bakanlık binaları Putin resimleri ile dolu ve Türkiye dünyada tamamen yalnızlaştığında bu kartın da açılacağından kimse şüphe duymasın.

 

 
Şuna da dikkat çekmek isterim ki, geçtiğimiz gün Erdoğan ve Putin buluşmasından sonra yapılan açıklamaölar tamamen farklı idi.

 

 

 
Erdoğan Suriye konusuna girdi ve görüşlerini anlattı ama Putin açıklamasında bu konulara hiç girmedi, sadece Türkiye ile ekonomik ilişkilerden söz etti.

 

 
Açıklamalardaki bu farklılık Putin’in, “Suriye konusunda Erdoğan’la aynı yerde değilim” tutumundan başka birşey değil.

 

 
Şunu da kimse unutmasın, bu dünyada siyaseten ve zihinsel olarak en güçlü siyasal merkez hala AB.

 

 
Bizim üyeliğimizden bağımsız olarak bu böyle.

 

 

 
AB ile zıtlaşmak ve diplomasi dışına çıkmak hükümeti kaçınılmaz olarak zayıflatır ve Araplar nezdinde dahi prestiji ve etkisi azalır, hatta yok olur.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan