Türkiye’de döviz dalgalanmalarından itibaren sebze-meyve ve her türlü gıda fiyatları hızla yükselmeye başladı.

 

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 
Ağustos ayından itibaren artan gıda fiyatları bir türlü durmuyor ve her geçen gün yükselen ivme ile artmaya devam ediyor.
Döviz en son yükseldiği sınırın altına düştü, faizler düştü, enflasyon belirli bir oranda düştü ama sebze-meyve ve tüm gıda fiyatları artmaya son sürat devam ediyor.

 
Peki neden?

 
Ülkeyi perişan duruma düşürmek için gıda terörist örgütlerinin işbaşında olduğunu bilmemek saflık olur.

 
Bunlara market zincirlerinin alet olduğunu raflardaki ve reyonlardaki korkunç fiyatlardan görebiliyoruz.

 
Ülkede öyle bir psikolojik kaos oluşturuldu ki, marketçiler, toptancılar, sebze- meyve komisyoncuları, sevkiyatçılar belli bir süre çürümeyecek ve depolarda saklanabilecek malları istif ediyorlar.

 
Neden?

 
31 Mart yerel seçimlerinden sonra hükümetin her şeye zam yapacağını, benzin, doğal gaz, petrol fiyatlarının artacağını ve dövizin yeniden fırlayacağını öngörerek durmadan mal stokluyorlar.

 
Seçim sonrası bir anda vurgun varmak istiyorlar.

 
İşte bunlar ve arkalarındaki görünmez güçler kallavi gıda teröristleridir.

 
Şunu unutmamak gerekir ki bu gıda teröristlerinin bir anda para vurgunu yapma amaçlarının dışında diğer esaslı amaçlarından biri de Tayyip Erdoğan’ı gücünü sarsarak, O’nu indirmektir.

 
Çünkü siyaset tarihinin kaydettiği yasaların en önemlilerinden biri halkın karnını doyurduğu kuru ekmek ve en basit gıdaları alamaz hale gelmesi sonucu iktidarın ve onun başının ani düşüşüdür.

 
Çünkü hiç kimse aç kalmayı göze alacak güçte değildir.

 
Ekmek ve basit gıdalarla insanlar karnını doyurur ve sakinleşirler.

 
Vefat ettiğini teessürle öğrendiğim bir Türk annesi ‘’Ekmek olan yerde açlık olmaz’’ atasözünü söylemiş ve ben de unutmayayım diye cebimde taşıdığım not defterine yazmıştım.

 
Bu anneye rahmet diliyorum…

 
Evet, açlık darbelere ve halk ayaklanmalarına neden olur.

 
Sosyal medyada her gün dolaşıyorum, bu arada ‘’youtube’’ ile gelen videoları izliyorum, halk ateş püskürüyor.

 
Yoğun bir şekilde duyduğumuz seslenişlerden en önemlileri ‘’…elim kırılsaydı da Ak Parti’ye oy vermeseydim…’’ ve ‘’Tayyip Erdoğan ülkeyi perişan etti, artık O’ndan korkmuyoruz ve oy vermeyeceğiz…’’ cümleleridir.

 
Sevgili okuyucularım, bu neyin seslenişi biliyor musunuz?

 
Halkta başlayan açlığın artık isyana dönüşme halidir ki, bu aşamadan sonra onlara sunacağınız hiçbir dinsel mesaj onları Ak Parti’ye döndüremeyecektir.

 
Bu haliyle baktığımız zaman çok yerde Ak Parti’nin hezimete uğrayacağı kesin gibi.

 
Şunu çok açıklıkla söylemek istiyorum ki seçimlerden belli bir süre önce Tayyip Erdoğan gıda teröristlerine ayar vermediği taktirde bulunduğu makamda çok fazla oturamaz.

 
Bunu hiçbir art niyet taşımadan dostça söylüyorum.

 
Son günlerde çeşitli platformlarda istifçilere, fırsatçılara, marketçilere çok sert çıkışlar yaptı, hatta böylelerini vatan haini ilan etti,-ben de aynı görüşteyim-gerekenin yapılacağını söyledi ama bir türlü icraata başlamadı.

 
Fırsatçılar, istifçiler çok değişik psikolojideki onursuz ve merhametsizlerdir.

 
Tayyip Erdoğan’ın kendilerini bitirecek icraatta bulunacağına inanmıyorlar ve yoğun olarak mal stoklamaya, fahiş zamlar yapmaya arsızca, teröristçe devam ediyorlar.

 
Herkesin bildiği gibi Türkiye’ye serbest Pazar ekonomisi kavramını tanıtan Turgut Özal’dı ve gerçekten fiyatları serbest bıraktı.

 
Serbest Pazar ekonomisinin bolluk, refah ve bir ülkenin hızla kalkınması açısından yaralı olduğuna ben de inanıyorum ama Türkiye’de bu ‘’serbest talan ekonomisi’’ne dönüştü.

 
Çünkü Türkiye’de serbest Pazar ekonomisini tam anlamıyla destekleyecek koşullar bulunmuyordu.

 
Serbest Pazar ekonomisinin iyi yürümesi için tarım ve sanayide bol üretimin olması gerekir.

 
Şimdi konumuz gıda olduğu için onu işleyelim.

 
Ak Parti iktidarı döneminde köylü tembelliğe alıştırılarak, yani arazi ölçeğinde bedava para verilerek üretim durma noktasına geldi, hayvancılık bitti.

 
Artık her türlü gıda ve et ürünleri dışarıdan alınıyor.

 
Yani üretim olmadığı için serbest Pazar ekonomisinin temel yasası olan ‘’rekabet’’te ortadan kalktı.

 
Gıda teröristleri istedikleri astronomik fiyatlarla malları halka kakalıyorlar.

 
Dolayısıyla bugünkü koşullarda gıda fiyatları normale dönünceye kadar Tayyip Erdoğan’ın çok köklü önlemler alarak gıda teröristlerini acilen hizaya getirmesi gerekir.

 
Dostça söylediğim bu uyarıyı dikkate almadığı taktirde iktidarının sonu olacaktır.

 
Tayyip Erdoğan ne yapması gerekir?

 
Eli çok güçlü, her şey tek bir cumhurbaşkanlığı KHK’sına bağlı.

 
Çıkaracağı çok sert ve etkili bir kararname ile üreticiden aracılara, aracılardan marketlere, marketlerden tüketiciye yansıyan fiyatları kontrol ettirmeli ve bu geçici dönemde belirli bir kar marjı getirilerek mazlum halk kan emici gıda teröristlerinin şerlerinden korunmalıdır.

 
Uymayanlara yasal hükümler gereği cezaları derhal verilmelidir.

 
Elbette ekonomik sıkıntımızı ilgilendiren böyle bir Cumhurbaşkanlığı KHK’sının detaylarını uzamanlar hazırlayacaktır ki bu da ekonomik OHAL olsun.

 
Bir konu daha var ki çok önemli.

 
Büyük marketler zincirleri üreticiden ‘’raf bedeli’’ altında fahiş paralar alarak, mallarının bedelini genellikle üç ay sonra ödüyorlar ki bu üretici için en kallavi soygun yöntemlerindendir.

 
Cumhurbaşkanlığı KHK’sı ile bu soyguna da bir dur demek gerekir, çünkü bu ‘’raf bedeli’’nin kazığı ta tüketiciye yansıyor.

 
Ülkemizin harap ve milletimizin açlıkla perişan olmasına ve isyan duygusuna bürünmesine gönlümüz razı değil.

 
Uyarım dostçadır ve derhal uygulanması gerekir.

 
Aksi Tayyip Erdoğan’ın altındaki halı hızla çekiliyor.

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!