Tarihin verdiği ders ve Adalet Yürüyüşü

Tarihin verdiği ders ve Adalet Yürüyüşü
8 Temmuz 2017 20:37

İnsanlık tarihinin en önemli özelliklerinden birisi de, binlerce yıllık sürede yaşanılan bireysel ve toplumlar olaylardan elde edilen deneyimlerin, özlü sözlere dönüştürülerek gelecek kuşaklara bırakılmasıdır.

 

 

 

 

Prof. Dr. Mehmet Tomanbay H&H YORUM

 

 

Dilimizde Atasözleri diye tanımlanan bu özlü sözlerin altında genellikle yaşanılan başarısızlıklardan çıkarılan dersler yatar. Bu konuda ki çok beğendiğim bir İngilizce deyim ki Dalai Lama’ya ait olduğu söylenir; “when you lose don’t lose the lesson” sözüdür. Türkçesi “bir şeyi kaybettiğin zaman hiç olmazsa ders çıkarmayı kaybetme”dir. Yani önemli olan, bir olayda kaybetmek değil o olayda kaybetmeye neden olan hatadan ders çıkarabilmektir. Çıkarılan ders sayesinde de bir daha benzer hatalar yapılmayabilir.

 
Bu konu yani yaşanılan başarısızlıklardan, hatalardan ders çıkarmak özellikle devleti yönetenler için çok önemlidir. Devlet yöneticileri açısından yaşanılan başarısızlıklardan ders çıkarmak ve benzer hataları bir daha yapmadan ülkesi için daha yaşanılası bir düzen yaratmak en büyük sorumluluktur. Çünkü devleti yönetenlerin ana amacı vatandaşların gönencini ve huzurunu arttırabilmek ve sürekli kılmaktır. Kuşkusuz bu anlamda da geçmişin deneyimleri yol gösterici ve en büyük yardımcıdır.

 
Devlet yönetiminin temel taşı “Adalet”tir. Son günlerde ülkemizde her fırsatta dile getirildiği gibi adalet olmayan bir devlet düzeni yıkılmaya mahkûmdur. İnsanlık tarihi, adaletin kalmadığı, adil bir yönetim anlayışının iflas ettiği, yurttaşlarının adaletine güvenmediği ya da sorgulamaya başladığı devletlerin hızla yıkılmaya ve parçalanmaya başladığının örnekleri ile doludur. Öte yandan Dünya üzerindeki hemen bütün dinler ve kültürler bu olumsuz deneyimler ve örneklerden yararlanarak adil ve eşitlikçi bir yönetimin nasıl oluşturulabileceğini göstermeye çalışan nice atasözüne sahiptir. Yaşadıklarından ders çıkarabilen birçok yönetici, filozof, din adamı ve toplum liderinin dile getirdiği bu özlü sözler yani atasözleri devlet yöneticileri için en önemli yol göstericilerdir.
Ne yazık ki tarihin bu büyük öğreticiliğine rağmen ülkemiz son yıllarda gittikçe artan adaletsiz bir yönetim anlayışına mahkûm hale gelmiştir. AKP yöneticileri çok zengin tarihi deneyimlerden ders almak yerine “ülkenin yarısı nasıl olsa beni destekliyor” gibi çok yanlış bir çoğunlukçu demokrasi anlayışı ile ülkeyi yönetmeye çalışmaktadır. Çağdaş demokrasi anlayışı ile hiç ilgisi olmayan çoğunlukçu yaklaşımın etkisi altındaki AKP iktidarı, Hükümete geldiği günden beri ekonomik, sosyal ve siyasal istikrarı sağlamak için gerekli adımları atmak yerine, hukukun üstünlüğü ilkesini yok sayan, hukuku siyasallaştırmaya, güçlülerin hukukunu egemen kılmaya dönük politikaları yoğunlaştırmıştır. Oysa Anayasamızın 2. maddesi Cumhuriyetimizin niteliklerini sayarken Türkiye’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu vurgular. Anayasamızdaki bu vurguya karşın ne yazık ki özellikle geçen yıl yaşanılan hain FETÖ’cü 15 Temmuz darbe girişimi de bahane edilerek bir hukuk devletine hiç yakışmayan olaylar zirve yapmış, vatandaşın yaşadığı adaletsizlikler bıçağın kemiğe dayandığını göstermiştir. Özellikle FETÖ’cü hainler bahane edilerek, sol, sosyalist, laik, demokrat çağdaş düşünceli vatandaş ve kesimlere karşı yapılan adaletsizlikler zulüm noktasına gelmiştir.

 
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a gerçekleştirdiği büyük Adalet Yürüyüşü bu koşullar altında başlamıştır. Sayın Kılıçdaroğlu, hem ülke yönetiminde hem de Allah katında adaletin önemine dikkat çekmek için İslam Peygamberi Hz. Muhammet’in “Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır” sözleriyle yürüyüşünü başlatmıştır. Öte yandan Büyük Timur İmparatorluğu’nun kurucusu, Aksak Timur olarak da bilinen ve 1402 yılında yapılan Ankara savaşında Osmanlı Sultanı Birinci Beyazıd’ı yenerek esir alan Timurlenk “memleketler kılıçla alınır, ancak adaletle yönetilir” sözüyle tarihe geçmiştir. Bu konudaki bir başka özlü söz, Büyük Selçuklu devletinin ünlü veziri Nizamülmülk’e aittir. Nizamülmülk “küfür ile belki ama zulüm ile asla abad olmaz devlet” sözüyle adaletli bir yönetimin olmadığı devletlerin yıkılacağını açıkça 1000 yıl önce dile getirmiştir.

 
Öte yandan İngiliz tarihçi ve romancı James Anthony Froude “adaleti aklın yardımı olmadan yerine getirmek olanaksızdır” sözüyle adaletsizliğin, ancak kendi sonlarını getireceğini fark etmeyen aptalların başvuracağı bir yöntem olduğunu belirtir. Yine İngiliz şair ve yazar Walter Savage Landor “adaletin gecikmesi adaletsizliktir” diyerek bugün ülkemizde sıkça rastladığımız yargılama sürecini başlatmadan, insanları yıllarca hapiste tutmanın en büyük adaletsizlik olduğunu söyler.

 
Sayın Kılıçdaroğlu’nun 24 gün önce Ankara’dan başlattığı adalet yürüyüşü ülkemizin bekası ve salahı açısından tarihi önemdedir. Ülkemizde uzun süredir yaşanılan adaletsizliklerden canı yanan milyonlar bu yürüyüşe katılarak adalet istemlerini dile getirmişlerdir. Milyonların desteğini alarak gerçekleştirilen bu tarihi ve büyük yürüyüşün Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetine uyarıcı bir etkisi olacağı umudumuzu taşımaktayız ve yitirmemeliyiz. Dilerim ülkemizi yönetmeye çalışanlar tarihin büyük öğreticiliğinden ve bu tarihi yürüyüşten gerekli dersi çıkarırlar ve ülkemizin geleceğini doğrudan ilgilendiren adaletli bir yönetimin gerçekleştirilmesi noktasında gerekli adımları hızla atmaya başlarlar.

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Değişim zamanı
Yaşasın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız
Ekonomide durum: Cumhurbaşkanı mı, yardımcısı mı haklı?