Tanrının AKP’ye bir lütfu: CHP (yazı dizisi 5)

Tanrının AKP’ye bir lütfu: CHP (yazı dizisi 5)
8 Aralık 2014 10:00

Toplum vicdanına seslenmeyi keşfetmek.

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM
CHP’nin bir muhalefet partisi olarak yaklaşan seçimlerdeki en büyük şansının toplumun vicdanı olduğunu bilmesi gerekiyor.

 
Zira toplum vicdanını öylesine kanatan uygulamalar var ki, doğru mesajlarla aktarılabildiği takdirde, CHP makûs talihini yenebildiğini de görecektir.

 
Örneğin Anayasa Mahkemesine taşınan adaletsiz seçim barajı ülke gündemini öylesine meşgul etti ki, bu uygulama iktidar tarafından savunulamadı bile.

 
Öylesine çok tartışıldı ve dünya ülkelerindeki örnekleriyle kıyaslandı ki, toplum vicdanında mahkûm olmakla kalmayıp, bunu değiştirmeye yanaşmayan iktidarın hanesine de eksi puan olarak yazıldı.

 
CHP işte bunu yapmalı.

 
Toplum vicdanında mahkum olmuş benzer uygulamaları iktidarın unutturmasına izin vermeden ülke gündemine sokmalı.

 
Fakat bunu klasik yöntemlerden farklı olarak, yeni ve kendine özgü yöntemler geliştirerek yapmalı.

 
CHP artık en az bir mevzii kazanmalı.

 
Kazanmalı ki; kendine güveni gelmeli,

 
Kazanmalı ki; AKP’nin yenilmez olmadığı ispatlanmalı,

 
Kazanmalı ki; başaracağına olan inanç gelişmeli,

 
Kazanmalı ki; insanların umudu yeniden yeşermeli,

 
Bilmeli ki; insanlar korkunun değil, ancak umudun peşinden giderler.

 
O halde CHP önce vicdanlara seslenmeli, onları kazanmalı.

 
Ancak oradan AKP’yi püskürtecek bir mevzii kazanabilir.

 
Örneğin yayın yasakları konusunda seslenmeli vicdanlara.

 
AKP bu yöntemden o kadar başarı sağladı ki, muhalefetsiz bir ortamda bu uygulamayı artık rutine bindirdi.

 
Kendi aleyhine gelişebilecek her olayda yayın yasağı kararı aldırıyor.

 
Uluslararası siyasete konu olabilecek ve ülke menfaatine aykırı sonuçlar doğurabilecek olaylarda, kabul edilebilir bir uygulama olsa da, yolsuzluk, rüşvet vb. olaylarda da yayın yasaklarına başvurulması, toplum vicdanını kanatmaktadır.

 
KPSS sonuçlarının çalınması, ya da 4 bakanla ilgili soruşturma dosyası veya Soma maden faciası, şike davası gibi olayların dahi yayın yasağı kapsamına alınması toplumu rahatsız ediyor.

 
CHP öyle bir şey yapmalı ki; bu yayın yasaklarının, toplumun doğru haber alma ve bilgiye erişimin engellenmesinin bir aracı olduğunu, yol açtığı olumsuz sonuçların halkın yaşamına nasıl etki edeceğini, kamuoyunda tartıştırmayı başarabilmeli.

 
AKP bu tartışmalardan, siyaseten öyle zarar görmeli ki, bir daha bu yönteme başvurmak istemesin.

 
İşte bu CHP’nin kazanabileceği bir mevzii olabilir.

 
Dokunulmazlıklar;

 
Dokunulmazlıkların siyasetin ahlaki değerlerini kemiren bir kötülük olduğunu ve koruyucusu olduğu rüşvet ve yolsuzlukların kanıksandığı bir düzen kurduğu anlatılmalı.

 
Fakirliğin ve yoksulluğun bir kader değil, bu düzenin bir sonucu olduğunu anlatmak, sanıldığı kadar zor olmasa gerek, çünkü sokakta insanlar zaten bunu iliklerine kadar hissediyorlar.

 
Ancak bunun bir kader olduğunu sanıyorlar.

 
Dokunulmazlıkların kaldırılmak istenmemesinin sebeplerini ve sonuçlarını, yaşanmış örnekler üzerinden ve demokratik ülkelerle kıyaslanarak, anlatılmasından elde edilecek sonuçlar şaşırtıcı olacaktır.

 
Sendikalaşma

 
Bir tek işçi olmasın ki, sendikalı olmaktan korkmasın.

 
Sendikalı bir tek işçi olmasın ki, sendikasının kendi haklarını koruduğuna inansın.

 
Milyonlarca işçinin sendikasız, güvencesiz, kötü çalışma koşulları ve düşük ücretlerle çalışmaya mecbur bırakıldığı bir ülkede, sendikalaşmanın, işçilerin gündemine sokulması büyük önem taşımaktadır.

 
Yasalar önünde eşitlik.

 
Ayrım gözetilmeksizin her vatandaşın yasalar önünde eşit olduğu, üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünün hayata geçirileceğine yönelik vaatlerle iktidara gelmiş bir partinin, tersi uygulamaları hem de açıktan sahiplenerek uygulamaya sokmasındaki umursamazlık ve tutarsızlık, muhalefetin ve halkın sorunu olmalıdır.

 
Eski bir Cumhurbaşkanı olarak, Sayın Abdullah Gül’ün ifade vermesindeki sembolik anlamın, halk tarafından doğru algılanmasındaki sorumluluk, muhalefetten başka kime düşebilir ki?

 
Hidro Elektrik Santralleri (HES)

 
Ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar, HES’lere kurban edilen akarsular, göz pınarları kuruyan Anadolu köylüsünün çaresizliğine ağlarken, bu çaresizliğe halkın vicdanının ağlamaması mümkün olmaz.

 
Birilerinin daha çok zengin yapılması uğruna, doğanın kalbine kazılan maden işletmelerinin, gelecek kuşaklara vereceği zararın boyutlarının, yaşanmış örneklerle toplumun gündemine sokulması, tartıştırılması, tahribatın boyutları, iyi hazırlanmış yöntemlerle halkın gündemine sokulmalı.

 
Unutulmasın ki; en büyük mahkeme halkın vicdanıdır.

 
Ve bu mahkemenin üyeleri, bu toprakların sahibi olan ve bu topraklardan çıkmış 70 milyondur.

 
İşte o yüzden CHP muhalefet etmeyi sadece Anayasa Mahkemesine gitmek sanmamalı.

 
İnsanların vicdanına gitmek Anayasa Mahkemesine gitmekten daha önemli ve daha kesin sonuçlar verecektir.
Yoksa iptal edilen kanunlar için bazılarının dediği gibi; Anayasa Mahkemesine iki üye atanır, sorun kökünden halledilir.”

 

 
Çağların IŞIK Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?