Suçluyu bıraktık ihbarcıyı arıyoruz

Suçluyu bıraktık ihbarcıyı arıyoruz
7 Mart 2013 00:40

AKP-PKK görüşmeleri yurt dışından yurt içine taşındı. Oslo görüşmeleri yerini İmralı görüşmelerine bıraktı.


Hilmi SARAL H&H YORUM

İyi de oldu. Dolaylı görüşmektense direk görüşmek daha sağlıklı olur nede olsa. Yurt dışına adam göndereceksin, konuşacaksın, dönüp gelecekler. Konuşulanlara “Sayın Öcalan(!)” ne diyor diye bekleyeceksin. Zaman alıyor. Doğrudan doğruya “Sayın Öcalan(!)”la görüşürsün olur biter. Hem görüşme heyetini de Öcalan belirlediği için yanlış anlamalar da ortadan kalkmış olur.

Artık halkımız alıştırıldığı için görüşme yapıldığını inkâr etmek gereği de duymuyorlar. Oslo görüşmelerinin duyulmasından sonra Başbakan Erdoğan’ın yaşadığı panik neydi öyle? Sanki hiç haberi yokmuş gibi “Görüşen şerefsizdir, görüştü diyen de şerefsizdir, ispat etmeyen de şerefsizdir” diyerek esti savurdu. Yandaş, yalaka medya aracılığı ile halkımızı öyle bir hale getirdiler ki AKP-PKK görüşmeleri sıradan kahve konuşmaları gibi algılanmaya başladı. Artık Başbakan Erdoğan Türkiye Cumhuriyetinin geleceğini Abdullah Öcalan’la birlikte kurgulamaktadır.

Bu kurgunun içinde neler var, neler konuşuluyor, sistem mi değişecek, harita mı? Bunlar kamuoyundan saklanıyor. Başbakan “Bana güvenin, gerisini merak etmeyin” havasında işleri götürürken görüşme tutanakları basına sızdırıldı. Görüşmenin tarafları, kader ve suç ortakları ağız birliği içinde; tutanakları yayınlayan gazeteciye saldırmaya ve sızmayı kimin yaptığını aramaya başladılar. Suçluluğun telaşi içinde konuyu saptırmak için, tutanağın içeriğini unutturmak umuduyla hafiye gibi tutanakları sızdırana dikkatleri çektiler. Kim sızdırırsa sızdırsın önemli olan AKP ile PKK’nın hangi konularda anlaştıkları değil mi? 

Başbakan “Eğer böyle gazetecilik yapacaksan, batsın senin gazeteciliğin” diye fırçayı kayarken, Ahmet Türk, “Tutanakların sızdırılması ahlaksızlıktır” diyerek ahlak dersi verdi! Gülten Kışanak ise “Sızdırma bizden olamaz” açıklamasıyla suç ortağına suçsuzluğunu açıkladı.

Başbakan Balıkesir’de sivil toplum temsilcilerine konuşurken bu konuyu gündem yaptı. Bu görüşmelerden rahatsız olduğunu söyleyen bir gaziyi “istismarcılıkla” suçladı. “Gazi olabilirsin eyvallah, bu bir şereftir. Bununla övün ama istismar etmeyin. Önüne gelen herkes gazi şehit derneği kuruyor” diyerek  bütün istismarların kendisi tarafından yapılabileceğini herkese ilan etti.

“Birisi de kalkmış ‘Genel af olacak mı?’diye sormuş. Kardeşim sen bizi hiç dinlemiyorsun “  diye azarladı onu. “Genel af yok” diye kestirip attı. Attı ama bu “Özel af” yok anlamına gelmiyor tabi. PKK’lılara özel af çıkacağı sızdırılan tutanaklarda var. Hatırlarsanız daha önce de “Terör örgütünün yöneticisine bir kereye mahsus olmak üzere” af çıkarmak istemişlerdi de suçüstü yakalanıp vaz geçmişlerdi.

“Eğer benim istihbarat örgütüm örgütle görüşüyorsa, siz bundan niye rahatsız oluyorsunuz?” diye de sordu Başbakan.

Başbakan niye rahatsız olduğumuzu biliyor olmalı, neden böyle bir soru sorduğunu da biz anlamadık! Biz ki Başbakanımıza çok güveniyoruz, onun her dediğini tartışmasız kabul ediyoruz, birileri terör örgütüyle görüşürse elbette rahatsız oluruz. Çünkü bizim Başbakanımız demişti ki “Terör örgütüyle görüşen şerefsizdir”.

Siz bu durumda terör örgütüyle görüşen bir başbakanınız olmasını ister misiniz, bu durum sizi rahatsız etmez mi?

[email protected]