Suçlama: Örgüt kurmak ve yönetmek! Gülen Örgütü Operasyonu’nda 12 kişiye tutuklama

Suçlama: Örgüt kurmak ve yönetmek! Gülen Örgütü Operasyonu’nda 12 kişiye tutuklama
26 Temmuz 2014 14:29

Gülen Örgütü’ne yönelik soruşturmada aralarında Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın da bulunduğu 12 kişi daha tutuklandı.

 

 

Adliyeye sevk edilen 17 kişiden aralarında eski İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan ve Hayati Başdağ’ın da bulunduğu 12 kişi tutuklandı, 5 kişi ise serbest bırakıldı.

 

 

Yılmazer ve Demirhan’ın “örgüt kurmak ve yönetmek” iddiasıyla suçlandığı öğrenildi.

 

 

Tutuklananlardan bazı isimler şöyle: Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Hikmet Kopan, Abdülhakim Sönmez, Harun Aydın, Muhammet Ali Iklı, Tolga Güzeltaş, İkbal Kayaduman, Metin Canbay, Ali İhsan Tezcan

 

 

ATAYÜN: ÇAPKIN BİLİYORDU

 

 

TEM eski müdürü Yurt Atayün’e 19 soru yöneltildiği, bu sorulardan sadece beşini yanıtlamasının 10 saat sürdüğü öğrenildi.
Atayün’ün casusluk suçlaması ile ilgili de “Bu suçun işlenmesi alçaklık ve şerefsizliktir. Bu suçu her kim işlediyse mutlak cezalandırılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

 
“Selam Tevhid soruşturmaları talimatını siz mi verdiniz?” sorusunu ise Atayün “Soruşturma talimatlarını sorumlu cumhuriyet savcıları vermiştir. Çapkın soruşturma kapsamında İran’ın ülkemizde yürüttüğü illegal faaliyetleri hassas olarak takip etmemiz talimatlarını verdi.” diye cevapladı.

 

ALİ FUAT YILMAZER KİMDİR

 
Tutuklanan isimlerden olan Ali Fuat Yılmazer, Hrant Dink Cinayeti’ndeki rolleriyle de biliniyor.

 
İSTİHBARATI YILMAZER SAKLADI

 
Dink cinayetinde kamu görevlisi olduğu dönemle ilgili ifade veren Emniyet eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun verdiği ifadesinde “Raporu bizden saklayan birim İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü’dür. O zaman C Şube Müdürü de Ali Fuat Yılmazer’dir. Bu rapor bana sunulmadı. Rapor hakkında hiçbir bilgi verilmedi. Muhittin Zenit’in düzenlediği haber raporunu gizlerseniz ortada bir şey kalmaz, suçlu İstanbul polisi olur. Hem koruma tedbir emri, hem de F4 haber alma raporu dikkate alındığında sorumlu İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü ve yetkilileridir. Ya benden gizlendi ya Mülkiye başmüfettişlerinden gizlendi. Ya da resmen hainlik yapıldı. Yani bu soruşturmanın asıl sorumluları gizlenmeye çalışıldı. Bunun Anayasa dışı bir güç merkezinin, şûranın işi olduğunu herkes biliyor. Esas itibarıyla devlet içerisindeki yapılanma amacına ulaşmak ve yetkili makamları inandırmak için önce altyapıyı hazırladı, devlet kurumlarında kendilerinden olmayan kişileri tasfiye ettirdi. Daha sonra da yetkili kurumlarını, MGK’yı, Başbakanlığı, yüksek yargıyı, Cumhurbaşkanı’nı, ulusalcı bir yapılanma olduğunu ve bu ulusalcı yapılanmanın anayasal kurumlara karşı çete eylemlerine başvurduklarına inandırmak için bir taraftan bazı eylemleri gerçekleştirecek kişilere yol verdiler. Eylemlerin olmasını önlemediler. Toplumu, kurumları inandırdılar. Amaçladıkları operasyonları gerçekleştirdiler. Bu Hrant Dink olayı da bu olaylardan biridir. Hatta başlangıcıdır. Tabiri caizse bir üzüm salkımının sapıdır. Diğer operasyonlar bu sapa bağlı tanelerdir. Dink cinayeti diğer operasyonlar ve soruşturmalar için fünye görevi görecekti. Bu fünyeye bağlı patlayıcılar ise Ergenekon, Balyoz, Odatv, Fuhuş ve Casusluk, Amirallere Suikast, Şike, 28 Şubat operasyonlarıdır.

 
ERHAN TUNCEL’iN İTİRAFI

 
Cinayet konusunda itiraflarda bulunan Erhan Tuncel mahkeme ifadesinde şunları söylemişti: “Karşımızda polis yok. Bir cinayet şebekesi var. Ben hepsine iyilik ettim. Hepsinin ortak özellikleri yalancı oldukları ve adli mercileri yanıltmalarıdır. Cinayet çetesinin Ali Fuat ve Sabri Uzun ölüm ihbarı yapmamış ve yanlış rapor düzenlenmiştir. Ali Fuat ve Ramazan Akyürek çetenin üzerindedir. Beni bir numaralı sanık yapıp kendilerini saklamıştır. Odatv, Cübbeli, şike, KCK, Hanefi Avcı suçsuz. Bunları yapan cemaat değil bu ikisidir. Ben bu şahıslara hiçbir kötülük yapmadım. Savcılık halen şahısların kurduğu tuzakla karşı karşıyadır.”

 
YASİN HAYAL DA İŞARET ETMİŞTİ

 
Cinayeti azmettirmekten hüküm giyen ve Erhan Tuncel’in yönlendirdiği söylenen Yasin Hayal ise yaptığı itirafta “Erhan Tuncel’e muhbirlik görevi veren kimse, bence Dink cinayeti azmettiricilerinden birisi de o dur. Sayın savcım, ben bu derin devlet, derin millet kavramlarını pek anlayabilmiş değilim. Emniyet içinde legal mi, illegal mi bilmiyorum, bir grup bizi kumanda etti. Bu aşikardır. Eğer biz devlet görevlerinde kullanılsaydık bizim hakkımızı korumak devlete düşmez miydi?” demişti.

 

 

EROL DEMİRHAN KİMDİR

 
Erol Demirhan’a da tıpkı Ali Fuat Yılmazer gibi “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlaması yöneltildi.

 
Uzun yıllar Ergenekon davasının mimarlarından İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in yardımcısı olarak çalışan Emniyet Müdürü Erol Demirhan, Yılmazer’in görevden alınmasıyla İstanbul İstihbarat Şube Müdürü makamına oturmuştu. 7 Şubat 2012’deki “MİT krizi” ile dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’le birlikte görev yeri değiştirilen Demirhan, İstihbarat Daire Başkanlığı C Masası Müdürlüğü’ne atanmıştı.

 
HANEFİ AVCI’YI YASADIŞI DİNLEDİ

 
Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı mülkiye müfettişlerine verdiği ifadede, İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan hakkında ‘telekulak’ iddiasında bulunmuştu. Avcı, yasadışı dinlemeyi İstanbul Emniyeti istihbarat yöneticileri Ali Fuat Yılmazer ile İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan’ın yaptığını ortaya çıkarmıştı.

 
İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nce hazırlanan dinleme talebi ve raporunda Avcı’nın kullandığı ‘356423023390090’ IMEI numaralı telefon üzerinden İbrahim Sağlam’ın, Devrimci Karargâh sanıklarından Necdet Kılıç’ın kullandığı ‘359740001170330’ IMEI numaralı telefon üzerinden Necip Kaplan’ın dinlenmesi talep ediliyordu. Avcı, telefonların hukuksuz dinlendiğini iddia ettiği dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ile İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan hakkında suç duyurusunda bulundu.

 

 

ÖYLE BİR SAVCI SORUŞTURDU Kİ

 
Ancak Avcı’nın soruşturmasıyle bir başka kritik isim ilgilendi: Polislerin gözaltına alınmasına sebep olan birçok yasadışı dinlemenin yapıldığı Selam soruşturmasını yürüten Savcı Adnan Çimen.

 
Yani kurda kuzu emanet edilmiş, yasadışı dinlemeleri yapmakla suçlanan Savcıya yasadışı dinlemeyi takip etmesi istenmişti.
Tabii ki KCK, Balyoz gibi davalarda soruşturmalarda aktif görev almasıyla tanıdığımız Adnan Çimen, Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan hakkında suç duyurusunda bulunduğu davada da takipsizlik kararı verdi. Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin takipsizlik kararını kaldırıp haklarında dava açılmasını istediği Yılmazer ve Demirhan hakkında bir kez daha “tarafımızca soruşturma yapılması mahkemeyi muhakeme etme anlamına gelecektir” diyerek takipsizlik kararı veren Çimen de Cemaat’e yönelik tasfiye operasyonuyla Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi.

 
Demirhan’ın adı iki farklı yerde daha gündeme geldi.

 

 

7 ŞUBAT VE BÖCEK’İN ŞÜPHELİSİ

 
“7 Şubat krizi” olarak Türk siyasi tarihine geçen, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner, eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ve 2 MİT görevlisinin KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrılması olayında adı geçen Demirhan bir olay da daha şüpheliydi.

 

Kaynak: Odatv