Sinop’un ölüm emri!

Sinop’un ölüm emri!
9 Şubat 2019 11:24

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın doğa harikası Sinop’u nükleer çöplüğe dönüştürülmesinin önünü açacak bir adım attığı ortaya çıktı.

 

 

Hazal Ocak/ Cumhuriyet

 

 

Bakanlık Sinop, Kastamonu ve Çankırı’yı kapsayan, şehirlerin anayasada kabul edilen 100 bin ölçekli çevre düzeni planından “dumansız, kokusuz, atık ve artık bırakmayan” ifadesini çıkardı. Bu düzenlemeye karşı dava açacaklarını belirten Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Orhan Sarıaltun, “Bu plan notuna göre bölgede tehlikeli nükleer atık depolanabilir” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 15 Ocak’ta “Sinop-Kastamonu-Çankırı Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği”ni askıya çıkardı. Yeni çevre düzeni planında birçok değişikliğe gidildiği görüldü. Planda “Konut dışı kentsel çalışma alanları” bölümünden “dumansız, kokusuz, atık ve artık bırakmayan” ifadelerinin çıkarılması dikkat çekti.

 

 

 

Yeni çevre düzeni planını gazetemize değerlendiren Orhan Sarıaltun, “Yeni planda değiştirilen notlar çeşitli esneklikler sağlıyor. Bu esnekliklerin içerisinde özellikle atık konusunda ciddi şeyler yapılacağını bize işaret ediyor. Mesela konut dışı kentsel çalışma alanlarındaki plan notundan ilginç bir şekilde ‘dumansız, kokusuz, atık ve artık bırakmayan’ bölümü kaldırılıyor. Bu değişiklik burada bir atık depolaması yapılacağını ve bunun da dumanlı ve kokulu olacağını işaret ediyor. Radyoaktif atıktan bahsediyoruz. Son derece rahatsız edici bir değişiklik. Belli ki burada hep bir şüpheyle yaklaştığımız ve dile getirdiğimiz ama sonuç belgesini görmediğimiz ‘buraya atık alanına çevirecekler’ endişesi teyit ediliyor. Bu plan notuna göre bölgede tehlikeli nükleer atık depolanabilir. Bu çevre düzeni plan değişikliğinde onaylanan plan notları imar yasasına aykırı ifadeler içerdiği gibi planlama bilimi açısından da doğru değil” dedi.

 

 

Sit statüleri değişebilir

 

 

“Nükleer santralın yeri imar planlarda belli değil. Daha önce de planlarda böyle yaptılar ancak normalde sınırlandırılması, yönlendirilmesi lazım. Santral tesisinin yerinin belirtilmesinin gerektiği gibi diğer kullanımların da yerinin belli olması gerekiyor. Hâlâ net olarak açıklanmış bir şey yok” diyen Sarıaltun, “Değişikliklerde sadece bu bölümde değil başka rahatsız edici değişiklikler de var. Mesela sit alanlarına ilişkin bir madde var. ‘Sit statüleri değişebilir. Sit statüsü değişirse bu planı değiştirmeden bunları işleyebilirim’ diyor. Bunların hepsi şüphe uyandırıcı, buraya ilişkin gizli bir yapılacaklar listesi olduğunu işaret ediyor” ifadelerini kullandı. Sarıaltun çevre düzeni planında yapılan değişikliklere karşı dava açacaklarını kaydetti. Yeni çevre düzeni planına 13 Şubat’a kadar itiraz edilebilecek.